Urla eski Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu Yenigün TV'ye çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ahmet Özsoy’un sunduğu Yenigün’de Gündem programına katılan Selçuk Karaosmanoğlu, yerel seçim sürecinde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun bir takım hatalar yaptığını belirtti. Karaosmanoğlu, “Seçim öncesinde tecrübeli, yöresinde başarılı olmuş ve bu iş konusunda herkes tarafından takdir edilen bazı başkanların görevden alınmaları, yeniden aday gösterilmemeleri ve bunların etik kurallara uygun şekilde yapılmaması hayal kırıklığı yarattı. Bütün belediye başkanı adaylarımız gittiler ve Aziz Bey ile konuştular, “Başkanım benimle çalışmak istiyor musun, tekrar aday adayı olayım mı?” diye sordular. Aziz Bey hepsine ol dedi. Bana göre dememesi gerekiyordu. Mesela ben 3 dönem belediye başkanlığı yapmışım, eğer beni istemiyorsan ve aday yapmayacaksan bana bunu açıkça söyle ve samimi ol. Bana böyle denmiş olsaydı aday adayı olmazdım ve kenara çekilirdim” ifadelerini kullandı.
Urla'da unutulmaz bir başkan oldunuz. Hala sık sık isminiz geçiyor. Neler söyleyeceksiniz?
Siyaset bir meslek değil. Siyaset sevgi ile yapılır. Bu sevgi insanın içinden ancak ölünce çıkıyor. Hangi mevkide olursanız olun ömür boyu siyaseti bırakamıyorsunuz. Ben siyasetin içinde her zaman belediye başkanlığını arzulamışımdır. Yaşadığım yöreye hizmet etmek ve oraya bir takım kalıcı eserler bırakmak için görev yaptım. Her gün beraber olduğunuz insanların size sevgi dolu bakmaları, saygıyla hatırlamaları onur verici bir durum. Sizin karne notunuz insanların gözlerinde belli oluyor. Zaten başarılı olamamışsanız kolay kolay insanların içine çıkıp dolaşamıyorsunuz. İlçemin şu halini gördükçe mutlu oluyorum. Urla Türkiye'nin her yerinde isminden bahsedilen bir ilçe oldu. Demek ki biz Urla'da şehircilik açısından, Urla'nın sakin havasının bozulmaması için iyi şeyler yapmışız. Gençlerden çok umutluyum. Hem genelde hem yerelde gençlerin ülkemizi ve ilçemizi çok daha iyi noktalara getireceğinden eminim. Sonuçta bu bir bayrak yarışıdır.
“Adayları Kocaoğlu belirledi”
Geride bıraktığımız yerel seçimleri değerlendirelim birazda…
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yerel seçimlerde bir takım hatalı hareketlerde bulundu. Tecrübeli, yöresinde başarılı olmuş ve bu iş konusunda herkes tarafından takdir edilen bazı başkanların görevden alınmaları, yeniden aday gösterilmemeleri ve bunların etik kurallara uygun şekilde yapılmaması hayal kırıklığı yarattı. Bütün belediye başkanı adaylarımız gittiler ve Aziz Bey ile konuştular, “Başkanım benimle çalışmak istiyor musun, tekrar aday adayı olayım mı?” diye sordular. Aziz Bey hepsine ol dedi. Bana göre dememesi lazımdı. Mesela ben 3 dönem belediye başkanlığı yapmışım, eğer beni istemiyorsan ve aday yapmayacaksan bana bunu açıkça söyle ve samimi ol. Bana böyle denmiş olsaydı aday adayı olmazdım ve kenara çekilirdim. Yakışanı budur. Ama beni havaya sokup sonra topu Genel Merkez’e atmak hoş olmadı. Bütün adayların belirlenmesinde Aziz Kocaoğlu ve ekibinin çok büyük etkisi oldu. Bunu herkes çok iyi biliyor. Aksini söylemek çocuk kandırmaktır.
“Partime kırgın değilim”
Kazanmasını bilmek kadar kaybetmeyi de bilmek önemlidir. Kaybetmek hiçbir şeyin sonu değildir. Siyaset kaybetmekle bitmez. Kaybetmek daha büyük siyasi zaferlere gebedir ve geleceğin başlangıcı demektir. Bana bu süreçte yanlış yapıldığı için kırgınım. Burada CHP'nin bir suçu ya da yanlışı olamaz. Partiyi yöneten kişiler, partiye yön verir. Partime kırgın değilim. Ancak bu olayın sorumlularına kırgınım.
Urla'da seçimi kaybetmekten çok tedirgin oldular. Ben Urla'da aday olup, görkemli bir seçim konuşmamı yapınca Kocaoğlu, Muharrem İnce, Uğur Dündar gibi isimler Urla'da seçim kaybedilmesin diye koşarak geldi. Madem size bu kadar korku yaratan bir aday vardı neden bu adayı görevden alıyorsunuz da yerine zayıf bir aday çıkartıyorsunuz? Urla ile uğraşırken Ödemiş'te seçimi kaybettiler. Bunlar yanlışların bariz bir şekilde görünen yüzüdür.
“Kapasite lazım”
Bu yanlışlarda ne gibi gerekçeler olabilir?
Ben Sayın Kocaoğlu ile bunca yıldır yakın çalışmama rağmen kendisinin mizacını çözebilmiş değilim. Bakıyorsunuz en yukarıya fırladığı an oluyor, en aşağıya düştüğü an oluyor. Nerede ne şekilde hareket ettiği pek bilinemeyen bir başkanımız var. Bu yapılanlar partiye mal oluyor. Hepimiz bunun acısını çekmekteyiz.
Siyasetteki başarı kapasite ile doğru orantılı. Sizin kapasitenizin bulunduğunuz mevkiye yeterli olması önemli. Kapasite olmayınca ortaya bu yanlışlar çıkıyor. Koltuktan güç alıyorsanız bir takım aksaklıklar oluyor. Önemli olan koltuğa güç verebilmek.
“Genelle yereli karıştırıyoruz”
İzmir'e şöyle genel olarak bir bakın neler görüyorsunuz?
Yaklaşık 20 yıldır İzmir'de oturuyorum. Sade bir İzmir vatandaşı olarak Sayın Aziz Kocaoğlu döneminde İzmir'de çok güzel yapılan 3 şey var. Birincisi Adnan Saygun Kültür Merkezi, ikincisi Hayvanat Bahçesi’nin Sasalı'ya taşınması, üçüncüsü ise Çiğli'de ve Karabağlar'da yapılan alt-üst geçitler. Bunların haricinde İzmir'de dikkat çeken maalesef hiçbir şey yok. Benim en çok arzu ettiğim şey Konak'tan vapura binip Foça'ya gidebilmem, Foça'dan binip Urla'ya gelebilmem. Biz, bunu sağlayamıyorsak dünya belediye başkanı olmak bir şey ifade etmiyor. 12 yıldır bir körfez ulaşımını gerçekleştiremediysem, başarılı olduğumu söylemem maalesef mümkün değil. Kasamda para var diyen her belediye başkanı seçimi kaybetmiştir.
Bir belediye başkanının kasasında para varsa, o başkan çalışmıyor ve hizmet yapmıyor demektir. Bu noktada yerel ile geneli karıştırmak en büyük hata. Biz, burada İzmir'i kalkındıracak, İzmir'de bize hizmet edecek adayları seçerken kalkıp da “bize oy vermezseniz Atatürkçülük elden gider, demokrasi gider” demek çok yanlış bir tutum. Seçimler ayrı ayrı yapılıyorsa bunu iyi değerlendirmek lazım. Yerel seçimde İzmir'i, Urla'yı kalkındıracak kişiyi seçiyorum. Yerelde hizmet yapılmayınca genelle siyaset yapmaya çalışıyorlar. Süreci böyle değerlendiriyorum ve İzmir'in bugünkü durumuna üzülüyorum.
“Kaybettik çünkü…”
İzmir'in yapısının değişmesini çok istemiyoruz. Kentin rahatının, huzurunun bozulmadan yapılacak çok yatırım var. Mesela EXPO'ya aday olduk kazanamadık. Çünkü basiretsiz ve başarısızız. Eğer İzmir bir takım yatırımları hayata geçirmiş olsaydı EXPO'yu kazanabilirdi. İzmir'de deniz yeteri kadar kullanılmıyor. Otopark sorunu hala çözülebilmiş değil. Alsancak'a katlı otopark yapıldı. Bu kadar lüks bir otopark yapmaya ne gerek vardı? Sen her semtte her mahallede otopark yapmak zorundasın. Millet arabasını cebine mi sokacak? Trafikte alternatif olarak hiçbir yol yapılmadı. İnanın lamba düzenlemeleri bile çoğu yerde yanlış. Bunlar İzmir'in insanı üzen tarafları.
Son sözlerinizi alalım
Seçimlerde vatandaşın bu olayı değerlendirmesi gerekiyor. Çalışanla çalışmayanı ayırmak lazım. Bir siyasetçiyi siyasi görüşü yüzünden cezalandırmak kendini cezalandırmaktır. Halk bu şekilde davranarak bir yerde kendisini cezalandırıyor. Seçmenin bilinçli olması lazım. Bugüne kadar bunu en güzel uygulayan İzmir'di. İzmir, yerine göre sağı da solu da iktidar yapmıştır. Dediğim gibi yerelle genel bu kentte iç içe geçti ve en çok zarar gören İzmirliler oldu. Maalesef bu süreçte CHP halka umut olamadı.
Doğukan Fikri FİDAN

Yorumlar
Kalan Karakter: