BM Genel Kurulu toplantıları için New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün Türken Vakfı tarafından düzenlenen gala yemeğine katıldı. Erdoğan, özetle şöyle dedi:
TERÖRİST GÜLEN'İN İADESİ: Terör örgütü elebaşının ülkemize iadesini, yaptıklarının hesabını adalet önünde vermesi için Amerika makamlarından talep ettik. Son olarak darbe teşebbüsüyle ilgili geçici tutuklama talebi de Amerikan makamlarına iletildi. Bu konudaki işlemlerin en hızlı şekilde sonuçlandırılmasını bekliyoruz.
11 EYLÜL DAHİL ÜZERİMİZE DÜŞENLERİ YAPTIK: Hukuki süreç devam ederken Amerikan makamlarının alabileceği başka tedbirler de var. Türkiye için açık bir ulusal güvenlik tehdidi olan bu kişi ve örgüte karşı Amerika'nın kendi mevzuatına uygun bazı adımlar atması aslında bizim aramızdaki stratejik müttefikliğin de bir gereğidir. ABD'nin ulusal güvenliği söz konusu olduğunda 11 Eylül dahil, Türkiye her zaman üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Bugün bizim de aynı yaklaşımı beklemek en tabi hakkımızdır.
BEN SENDEN TERÖRİST İSTİYORUM: Ben de senden terörist istiyorum. Milli Güvenlik Kurulumuzun stratejik belgesine kaydolmuş bir teröristi istiyorum. Ama siz hala direniyorsunuz. Neymiş? Mahkeme. Ne mahkemesi ya? Teröristin ne mahkemesi olacak ki? Bunun 'green kartı' varmış. Vatandaşlıktan insanları çıkarmak bu kadar kolay da 'green kartı' iptal etmek zor mu? Kusura bakmayın siz de devlet yönetiyorsunuz, biz de devlet yönetiyoruz. Birinin adı Türkiye 80 milyon, öbürünün adı da ABD, hadi bizim iki katımız nüfusu olsun. Bunu yapmaya mecburuz ve bir de aramızda model ortaklık var, stratejik ortaklık var.
AMERİKAN KAMUOYUNA HAKİKATLERİ GÖSTERİN: Onun için sizlerden FETÖ grubunun ülkemiz karşıtı çabalarına engel olmanızı bekliyoruz ve sizlerin dik durması lazım. Adam gibi yaşayalım. Bir yaşayalım ama pir yaşayalım. Yapmanız gereken tek şey, çıkıp her yerde doğruları anlatmak. Türkiye'de yaşanan hadisenin siyasi bir mücadele değil, doğrudan terör eylemi olduğunu herkese ifade etmeli, Amerikan kamuoyuna hakikatleri göstermelisiniz.
ILIMLI MUHALİFLERDEN MİLLİ ORDU: Biz yıllardır Suriye'nin ülkemiz sınırları boyunca bir alanı 'uçuşa yasak alan' ilan ederek güvenli bölge oluşturalım diyoruz. Azami 5 bin kilometrekarelik bir alan ilan edilsin. Ve burada uçuşa yasak bölge ilan etmek suretiyle bir de bu bölgede bir milli ordu oluşturalım diyoruz. Bu milli ordu ılımlı muhaliflerden oluşacak. Bunları zaten eğit-donatla biz ülkemizde eğitiyoruz. Şu anda Cerablus olayını, Rai olayını biz onlarla gerçekleştirdik. Biz lojistik desteğimizi verdik.
TERÖR BANDINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ: Biz Suriye'nin kuzeyinde bir terör bandının oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Şu anda attığımız adım, batıda Azez ve Fırat arasındaki o koridoru bir terör koridoru olmaktan çıkartıp, onu bir barış koridoru haline getirmektir.
Bugüne kadar yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alanı DAEŞ ve PYD terör örgütlerinden temizleyerek Suriye halkı için güvenli hale getirdik. Şimdi El- Bab'a doğru operasyon genişliyor. Uzun süredir ülkemizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz, yavaş yavaş terör örgütlerinden temizlenen evlerine yurtlarına dönmeye başladı.
AMERİKAN YÖNETİMİNİ ANLAMAKTA ZORLANIYORUZ: Türkiye olarak biz Suriye'deki tüm terör örgütlerine karşı aynı kararlı ve ilkeli duruşu sergiliyoruz. Amerikan yönetiminin PYD ve YPG'yi desteklemesini anlamakta zorlanıyoruz.
SAYIN BAŞKAN İLE KONUŞTUK, DİNLETEMEDİK: Daha üç gün önce iki uçak dolusu silah, PYD ile YPG'ye indirildi. Nereye, Kobani'ye. Daha önce de yine Kobani boşaldığı zaman oradaki PYD ve YPG'li teröristlere üç uçak indirildi ve bunların yarısı DAEŞ'e gitti, silahların yarısı da PYD ve YPG'de kaldı. Sayın Başkan ile bunları konuştuk ama dinletemedik. Şimdi ne yazık ki yine aynı oyun oynanıyor. Buradan bir netice çıkmaz. Burada sadece kan kaybı olur.
ORTAK BİR ANLAYIŞ BİRLİĞİNE VARAMIYORUZ: Biz güney sınırımız boyunca hangi örgüt tarafından olursa olsun bir terör koridorunun oluşturulmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Hem kendi güvenliğimiz hem de Türkmen, Arap, Kürt, hangi etnik gruba mensup olursa olsun tüm kardeşlerimizin huzuru için buna müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda maalesef Amerikalı dostlarımızla ortak bir anlayış birliğine varamıyoruz.
AMERİKA İLE BİZ BU İŞİ BİTİRİRİZ: DAEŞ karşıtı koalisyonda 65 ülke var. Ne kader DEAŞ'lı var Suriye'de, 10 bin kişi. 65 ülkeden oluşan bu koalisyon gücü 10 bin DEAŞ'lının hakkından gelemez mi? Bunlar girecek delik bulamazlar. Yeter ki bunun kararını verelim, adımını atalım. Bunları hep söyledik, hala da söylüyoruz. Bırakın hepsini koyun bir kenara, biz Amerika ile el ele verelim, kararı verelim, iki ülke olarak biz bu işi bitiririz. Yeter ki birbirimizi destekleyelim"
Gülen'i vermezlerse B planımız var
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'de katıldığı bir programda "ABD, Gülen'i iade etmezse Türkiye karşılık verir mi" diye soran gazeteciye şu yanıtı verdi: Bunu biraz zamana bırakmakta fayda var. Ama biliyorsunuz hiçbir ülkenin alternatifsiz planları olmaz. Yani A planı varsa, yanında muhakkak B planı da olur, C planı da olur. Temenni ederim ki bir yanlışlık olmaz.

Yorumlar
Kalan Karakter: