AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, yaptığı kapsamlı açıklamada CHP’li belediyelerin İzmir’de hizmet üretemediğini, kentin beceriksizlik ve ilgisizlikle karşı karşıya bırakıldığını ifade etti. “İzmir yalnız, İzmir sahipsiz” diyerek konuşmasına başlayan Çankırı, yerel yönetimlerin ideolojik saplantılarla hareket ettiğini savundu.
Çankırı'nın açıklaması şu şekilde:
Değerli basın mensupları, kıymetli hemşehrilerim,
Bugün bu kürsüden yalnızca bir kent
adına değil, bir şehrin vicdanı adına konuşuyorum.
İzmir; bir medeniyetin mirası, bir milletin yüz akıdır.
Türkiye’nin incisi İzmir’imizin
tarihinden, kültüründen, insanından bahsetmemiz gerekirken
bir yönetim zihniyeti çöküşüyle karşı karşıya kalındığını konuşmak durumundayız.
Ama ne yazık ki İzmir,
bugün basiretsizliğin, beceriksizliğin
ve hizmetsizliğin esareti altındadır.
İzmir kaderine terk ediliyor.
İzmir çürüyor.
İzmir yalnız bırakılıyor.
Ve bu büyük ihmalin sorumlusu; 25
yıldır bu şehri yönetemeyen CHP zihniyetidir.

İzmir, CHP’nin ideolojik laboratuvarı
değildir.
İzmir, milletin şehridir!
Bu şehir artık;
süslenmeyi değil, yönetilmeyi bekliyor.
İzmir makyajla değil; vizyonla güzelleşir.
Bugün İzmir'de yaşanan sorunlar
yalnızca teknik değil;
siyasi tercihlerin, yönetim anlayışının ve ideolojik önceliklerin sonucudur.
Bu konuşmamda sahadan gözlemlediğimiz
sorunları ve vatandaşların isyanını başlıklar hâlinde paylaşmak istiyorum.
1. Çöp – Çamur – Çukur: Kentin Yeni Kimliği Olmamalı
Haziran 2025’teki temizlik işçileri
grevinde İzmir günler boyunca çöple kaplandı.
Ama bu İzmir için bir ilk değil,
neredeyse her sene bu gündemi konuşuyor ve
hemşehrilerimizin mağduriyetine hep birlikte şahit oluyoruz.
Bu kriz sadece emek sorunundan değil;
yönetimsel zafiyetten, bütçesiz planlamadan ve çalışanla sağlıksız ilişkiden kaynaklanıyor.
Çöp torbası artık evsel atık değil,
belediyecilik ayıbının simgesidir.
AK Parti belediyeciliğinde çöp bir
kriz değil, sistem işidir.
Erzurum, Konya, Gaziantep ve diğer AK
Parti Belediyecilik örneklerinde olduğu gibi
entegre atık yönetimi İzmir’e de
acilen kazandırılmalıdır.
Son dönemde hepimizi içini acıtan,
vicdanını yaralayan yangınların bir çıkış sebebi de maalesef ki bu atıklardan
kaynaklıdır.
Bornova Işıkkent’te, Buca
Tınaztepe’de, Gaziemir Galericiler Sitesi’nde çıkan yangınlar toplanmayan
atıkların eseridir.
2. Körfez: Mavi Gözbebeğimiz Lağım Kokuyor
İzmir denildiği zamanda zihinlere
Kordon gelir, Körfez gelir.
Fakat Körfez artık balıkların değil,
bakterilerin yuvası.
2023 yılındaki TÜBİTAK raporundaki
mikrobiyolojik yükün 12 kat arttığı açıklanmasına rağmen rapor, kamuoyu ile
paylaşılmamıştır.
Bilimsel verilere rağmen gerçeklerin
gizlenme sebebi nedir?
Oysa halkın sağlığını ilgilendiren
böyle bir meselede, şeffaflık ve sorumluluk esastır.
Körfez’in bugünkü hali sadece bir
çevre felaketi değil, aynı zamanda bir yönetim krizidir.
Körfez’de yüzmeyi hayal etmek bir
yana, o kokunun içinde yürümek bile eziyete dönüştü.
Hala ıslah edilmeyi bekleyen dereler
var.
Deniz sporları durma noktasına geldi,
balıkçılık sekteye uğradı.
Ama aynı şehirdeki Aliağa ilçemizde
ağır sanayi varken kıyısında mavi bayraklı plajı mevcuttur. Burada herkesin
şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekmektedir.
AK Parti dönemlerinde Samsun, Mersin ve Antalya’da uygulanan “kıyı
temizliği rotasyon modeli” İzmir için de elzemdir.

3. Altyapı & Ulaşım: 2025 Türkiye’sine
Yakışmıyor
İzmir’in yeraltı altyapısı iflas etmiş
durumda.
Her yağmur sonrası göle dönen
noktalar:
Buca Şirinyer, Bornova Işıkkent,
Karabağlar Bahar Mahallesi, Konak Kemeraltı Çarşısı…
1998 tarihli “Yağmur Suyu Master
Planı” hâlâ yürürlükte.
2025 ilk çeyrek raporuna göre
projelerin %77’si rafa kaldırıldı.
Kaldırımlar engelliler için çileye
dönüşmüş durumda.
2024 İzmir Erişilebilirlik Raporu’nda
1293 Mahallesi olan İzmir’in yalnızca 3 mahallesinde tam erişim sağlanabildi.
ESHOT seferleri azaldı, Buca Metrosu
durakları eksik bırakıldı.
Entegre ulaşım sistemleri İzmir’e de
kazandırılmalı;
İnsanların ailesiyle geçirmesi gereken
süreyi yollarda trafikte geçirmemelidir.
AK Parti belediyeciliği, altyapıyı görünmez değil hissedilir hale getirir.
4. Bitmeyen Projeler, Başlamayan Yatırımlar
“Şehir Hastanesi Metrosu”, “Yeni Yaşam Alanı”,
“Ekolojik Koridor”, “Kadın Sığınma
Merkezi”…
Adları var, yatırımlar yok.
2024’te planlanan 19 büyük projenin yalnızca
4’ü kısmen uygulandı ama
sayısını bilmediğimiz kent lokantaları
açıldı.
Geri kalanı için ya ihale yapılmadı ya personel bulunamadı ya da bütçe ayrılmadı.
AK Parti belediyeciliğinde yatırım
önce planlanır, sonra tanıtılır.
Her proje bir takvime, kaynağa ve denetime bağlı yürütülür.
5. Kentsel Dönüşüm: Tabela Var, Temel Yok
2020 depreminden bu yana İzmir’de
riskli yapı sayısı 150 bini geçti.
Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
aktif yürüttüğü dönüşüm projesi sadece 4 bölgede.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 12 binin
üzerinde konut üretirken, belediye yalnızca yüzlerle sınırlı kaldığı gibi
İZBETON üzerinden nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla belediye çalışanları
mağdur etti.
Karabağlar, Gaziemir, Bayraklı kendi
kaderine terk edildi.
AK Parti ile bu dönüşüm insan odaklı,
etaplı ve sosyal destekli bir dönüşüm sürecine evrilmek zorundadır.
6. Vaat Çok, İcraat Yok
2024 yerel seçimlerinden bu yana
bırakın vaatleri gerçekleştirmeyi, çoğu ilçede tek bir çivi dahi çakılmadı.
Şimdi size sahadan birkaç örnek vereceğim:
Þ Çeşme’de Alaçatı Çarşı’nın girişinde basma paneller konacak enerji üretimiyle sokak lambaları yanacaktı. Biz üzerinden geçtik, umutla bekledik ama enerji değil, yine hayal kırıklığı ürettiniz.
Þ Altyapısı çökmüş bir ilçede, bozuk yolların, dönüşüm bekleyen evlerin arasında kalan Konak Belediyesi çareyi ‘kahkaha yogasında’ bulmuş. Güler misin, ağlar mısın?
Þ İmsakiye dağıtımı dışında Bergama’da ses getiren bir faaliyet göremedik.
Þ Kınık, hizmetleriyle değil makam aracıyla anılan güzide bir ilçemiz haline geldi.
Þ Gaziemir’in en değerli yerlerinden biri olan eski Tansaş arazisini yok pahasına devredip çürümeye terk edenler, Abdullah Arda Meydanı’nı da üç yıldır tamamlayamayarak çürümüş belediyecilik anlayışlarını tüm açıklığıyla ifşa ediyor.
Þ 500 bin nüfuslu Karabağlar’ın çarpık kentleşmesi bir yana dursun, 16 yıldır bir meydanının olmaması utanç verici gerçekten.
Þ Bornova’da ‘asfalt robotu alacağız’ dediler, ama sokaklar hala yamaya bile muhtaç. Demek ki ya robot hala yolda ya da planlama hala yerinde sayıyor.
Ve 30 ilçenin 28’inde daha
sayabileceğim nice sınıfta kalan,
yerinde sayan projeler, yapılmayan
hizmetler var.
CHP'li belediyeler tabela siyasetini
uyguluyor, her zaman ki gibi icraattan kaçıyor.
Ancak vatandaş artık reklam değil, hizmet görmek istiyor.
7. Belediyecilik Değil, Algı Operasyonu
İzmir’de artık belediyecilik değil,
sahne sanatları yapılıyor.
Festival var, kaldırım yok.
Konser var, kanalizasyon yok.
PR var, hizmet yok.
Yılda 40’tan fazla festival
düzenleniyor ama birçok mahallede sokak lambaları bile yanmıyor.
Belediye başkanları sosyal medyada
görünüyor ama ara sokaklara uğramıyor.
Sorun çözmek yerine, sorunları örtmek
için reklam filmi çekiliyor.
Belediyeler afiş bastırıyor, ama bastırdığı afişin çöpünü bile toplamıyor.
AK Parti belediyeciliği; reklamla
değil, altyapıyla ölçülür.
Sosyal medya beğenisiyle değil,
vatandaş memnuniyetiyle değerlendirilir.
Sonuç olarak:
İzmir’in asıl sorunu yatırım, bütçe,
teknik yetersizlik değil.
İzmir’in sorunu; önceliklerin
değişmesi, değerlerin aşınması, hizmetin yerini algının almasıdır.
Bunları hayata geçmesi için
birilerinin dertlenmesi gerekiyor.
Ve biz bu tabloyu değiştirmeye
kararlıyız.
İzmir’i sahipsiz bırakmayacağız.
Bu şehri çöpün, kokunun, çukurun
kaderine terk etmeyeceğiz.
İnanıyorum ki; İzmir, hizmetin adresi olan AK
Belediyecilikle bir gün tanışacak!
Çünkü bu şehir ve bu şehrin güzel insanları en
iyisini hak ediyor…
Hepinizi saygıyla selamlıyorum…
