Önceki gece takviminde yer almamasına rağmen Standard&Poor's (S&P) Türkiye'nin not görünümünü durağandan negatife indirdi. Arkasından da Fitch siyasi bahanelerle yatırım yapılabilir notumuzu spekülatif seviyeye çekti.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi kararları ilk değil. S&P, 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminden 5 gün sonra alelacele bir açıklamayla Türkiye'nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyenin iki kademe altına düşürmüştü.
Moody's de darbe girişiminin Türkiye ekonomisinde yarattığı şok etkisinin büyük ölçüde bertaraf edildiği belirttikten iki gün sonra ülke notunu düşürmüştü.
Moody's geçmişte de hem siyasi hem de hatalı kararlara imza atan bir kuruluştu.
ABD'de mortgage kredileri teker teker batarken finansal ürünlere 'Aaa' notunu vermeye devam etmişti.
AVRUPA'DA REFERANDUM
10 Eylül 2008'de Lehman Brothers'a 'pekiyi' notu vermiş, 5 gün sonra banka iflas etmişti. Geçmişte Türkiye'nin performansını hiçe sayan Fitch de yıllarca iflas riski taşıyan ülkelerin notlarını yükseltip ülkemize haksızlık yapmıştı.
Fitch Türkiye'nin notunu düşürürken OHAL ve referandum gibi bahaneler üretirken 2017'de siyasi riskin arttığı Avrupa'yı görmezden geliyor. Açıklamalarında Fransa, Almanya ve Hollanda'da yapılacak kritik seçimler, İngiltere ile AB'den ayrılması için yapılacak müzakereler, ABD'de Trump'ın zaferi, terör tehditlerini ve düşük büyümeyi Avrupa'nın karşı karşıya olduğu riskler olarak ortaya koyan Fitch, bunları nota yansıtmıyor. Örneğin, reyting şirketi, önceki gece aldığı kararda siyasi belirsizliklerin yaşandığı İspanya ile Danimarka ve Hırvatistan'a dokunmadı.
Geçen yıl yüzde 1 büyüyen Danimarka'nın notunu 'AAA'da tutan Fitch, ekonomik büyüme potansiyeli zayıf, kamu borcu yüksek olan Hırvatistan'ın kredi notuna da dokunmadı. S&P de Avrupa Birliği'nde para birliğinin dağılmasının olumsuz etkilerinin olacağını belirtse de notlarda revizyona gitmiyor.
FITCH ve S&P'YE YATIRIM TOKADI!
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, "siyasi" bir kararla Türkiye'nin notunu düşürmesine, Ege iş dünyası prim vermedi...
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu; S&P'nin görünümünü düşürmesini değerlendiren İzmirli işadamları, "Yatırıma devam" mesajı verdi. Fitch'in kararının politik olduğunu ifade eden İzmir iş dünyası temsilcileri, Türkiye'nin geleceği için yatırıma devam kararı aldı. İşadamları dış yatırımcıların, kredi notuna göre değil, Türkiye'nin potansiyeline göre yatırım yapacağını belirtti. İşte Ege iş dünyası temsilcilerinin değerlendirmeleri:
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş: "Bu kadar yıl sonra böyle bir not düşüşü tabi ki, iyi olmadı. Ama bu dünyanın sonu değil. Yatırım yapacak kurum ve kuruluşlar, yabancı yatırımcılar Türkiye'nin elbette sadece verilmiş olan notuna değil, potansiyeline, geleceğine, genç nüfusuna bakarak yatırım yapacaktır. O açıdan üzücü olmakla birlikte dünyanın sonu olmadığını düşünüyoruz. Biz zaten ülkemizdeki iş alemi olarak parlak geleceğini kazanan bir toplumuz. Ülkemizin geleceği için yatırımlarımıza devam edeceğiz."
İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli: "Reyting şirketleri, Türkiye'nin yabancı yatırımda ve büyümede rekorlar kırdığı 2002-2008 arasında ülke notunu artırma konusunda geç kaldı, notumuz uzun süre iflas noktasında olan Yunanistan'ın altında tutuldu.
Reyting şirketleri, küreselleşme öncesinin yaygın bir alışkanlığıydı ve etkileri kalmadı. Bu gelişmede, reyting şirketlerinin yalancı çoban tarzı subjektif yaklaşımlarının da etkisi var. Türkiye, kendi risk ve fırsatlarını iyi yöneterek kendi yoluna bakmaya devam etmeli" Ege Genç İşadamları
Derneği Başkanı Aydın Buğra İlter: "FED'in faizleri artırdığı bu ekonomik gündemde, gelişmekte olan ekonomilerin aleyhine yönelik durum gelişti.
Açıklanan ve açıklanmayan gerekçeleri doğru izlemek gerekiyor. Türkiye dışa açık, dünyayla entegre bir ülke. Sanayimiz diğer ülkelerle ana sanayi bazında tedarik zinciri içinde. Biz ekonomimize güveniyoruz. Yatırım, istihdam ve üretimin artarak devam edebilmesi için bu algı ve diplomasiyi doğru yönetmek gerekiyor."
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı İzmir Başkanı Ümit Ülkü: "ABD, İngiltere, İsrail ve diğer bütün ülkeler şu anda Türkiye'yi hedef almış durumda. Ekonomimizi bozmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bunlara gereken cevabı daha önce vermişti. Kredi derecelendirme kuruluşlarının kendilerini besleyen ülkelere iyi not verdiği, beslemeyenlere de düşük not verdiği biliniyor. Biz kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bir ülkeyiz. Yatırım yapacak kişiler akıllı yatırımcılar."
TÜGİAD Ege Şube Başkanı Hüseyin Canpolat: "S&P ile Fitch'in yapmış olduğu değerlendirme Türkiye'nin ortaya koyduğu ekonomik verilerden ziyade siyasi. Destek ve teşvik paketleriyle Türkiye'nin iş ve yatırım ortamının gelişmesi için önemli adımlar atılmışken, yapılan olumsuz değerlendirmeleri ülkemize yönelik haksızlık olarak görüyoruz. Sonuçta bunlar sadece öngörü mahiyetinde değerlendirmelerdir. Bizler üretim ve istihdam yaratma mücadelemize ve yatırımlarımıza devam edeceğiz. Tüm yabancı dostlarımıza Türkiye'ye güvenmelerini telkin ediyoruz."
Balıkesir Sanayi Odası Başkanı İsmail Uğur: "Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu düşürmesi bizi bağlamıyor. Biz sanayiciler olarak yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda hükümetimizin ekonomi politikalarını sonuna kadar destekliyoruz.
Balıkesir'e gelecek olan yabancı yatırımların da bu karardan etkilenmeyeceğini biliyoruz."
Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin: "Objektif davrandıklarını düşünmüyorum. Yüzde 100 olmasa da manipülasyona açık bir konu. Bu değerlendirme Türkiye'nin gücünü yansıtmıyor."
Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci: "Şu anda Türkiye'deki yatırımları engellemez. Etkisi daha çok parasal noktada olur ve Türkiye'ye verilecek kredilerle ilgili kredilendirme şartları zorlanacaktır. Yurtdışı para faizi ve maliyetler artar. Temennim, tepkilerin yansıması Türk sanayisinin çalışmasına engel olucu tarzda olmasın."
Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert: "Fitch ve S&P'nin açıkladığı kredi notları, finansal varlıklar üzerinde negatif etki yapabilir.
Finansmana erişim maliyetlerinde yükselmeler olabilir. Merkez Bankası para politikasına dönük kullanmakta olduğu farklı araçlarla güncellemelere gidebilir. Bu arada dikkat çeken olay, ihracatımızın ekonomimizde lokomotif rolde olması. Ocak ayı sona erdiğinde ihracatımızda geçen seneye göre daha iyi bir performansla karşılaşacağız."

Yorumlar
Kalan Karakter: