İzmir'de ciddi bir asayiş sıkıntısı yaşanıyor. Kentte Suriyeli göçmenlerin yarattığı başıboşluğa “yakıp yıkarım” mantığında sözde açılım yanlılarının yaşattığı terörizm de eklenince yaşanan bu asayiş sıkıntısı boyutlarını ciddi şekilde artırdı. Gerek siyasi nedenler gerekse de ekonomik sıkıntılar dolayısıyla bugün sokakta yan yana görülebilecek 50-60 kişilik insan topluluğu dahi vatandaşları korkutur oldu.
Paris'te geçtiğimiz günlerde yaşanan terör olayı sonrası haftasonu milyonlarca insanın beraberlik yürüyüşünde nasıl bir araya geldiğini gördük. Bunun gibi onlarca örneği Avrupa medeniyeti içerisinden vermemiz mümkün. Yakıp, yıkmak yok. Sadece yürümek, yürürken kol kola girmek dahi mazlumun haklılığını, muktedirin kafasına çakmak demek Avrupa'da...
Peki, Türkiye tepkisini nasıl gösteriyor?
Türkiye'de eylemin adı yakıp, yıkma... Tepki gösterme, yumruğunu masaya vurma konusunda oldukça beceriksiz bir milletiz. Haklı durumdan haksız konuma geçmede üzerimize yok. Bakın son 3-5 yıla. Haklı olduğu her konuda eylemleri sonrasında yaşananlar nedeniyle haksız duruma düşen Türkleri izledik hep.
Asabi bir toplum olduk. Sabır konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Siyasetin bize öğrettiği kavgacı ruhu sokağa taşımayı öyle sinsi sinsi beklemişiz ki. Zamanı gelince en sakin insanın bile siyasetten bulaşan bu hastalığını ortaya çıkarmaya can attığını görür olduk.
Cumartesi günü Buca'da pazar günü ise Karşıyaka'da yaşanan bir olayda belediye otobüsü şoförleri üzerinde güç gösterisi yapmaya kalkan iki asalak, soyunduğu şehir eşkiyalığı rolünden galibiyetle ayrıldı. İZULAŞ otobüs şoförlerini döven iki yaratık (ki bence az) polisler tarafından (kanun gereği) serbest bırakılmış.
70 numaralı Buca- Halkapınar hattında 35 BRV 45 plakalı belediye otobüste şoförlük yapan Salih Irmak, otobüse binen engelli 3 yolcudan kart basmalarını istemiş. Bu sırada olayla bağlantısı olmadığı öğrenilen başka bir yolcu, "Engelli vatandaş, kart bassa ne olur, basmasa ne olur" tepki göstermiş ardından şoförü yumruklamaya başlamış. Bu cumartesi günkü olay. Benzer bir olay da pazar günü Karşıyaka otobüsüne yaşanıyor.
Anlamadığım maddi imkansızlıklarla boğuşan, üç kuruş maaş için saatlerce direksiyon sallayan otobüs şoförlerinden ne istiyorsunuz? Haklılığınızı birini darp etmekle anlatmak da ne demek oluyor? Tarafı olmadığınız bir olaya neden müdahale ediyorsunuz?
Belediye İş Sendikası İzmir 1 nolu Şube Başkanı Zeynel Ersoy, şoförlerin bir an önce can güvenliğinin sağlanması gerektiğini söylemiş. Tamam da nasıl? Evine ekmek götürmek için canla başla vatandaşa hizmet eden bu insanların yine vatandaşlarca yaratılan terörden nasıl korunacak?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediyenin ulaşımdan 400 milyon lira gibi bir zararı olduğunu belirtmişti. Bence kimse Büyükşehir'den güvenlik görevlisi beklemesin. Öte yandan devletin de bu konuda adım atması gerekiyor. Hareket halindeki bir otobüste şoförü döven bir adam karakolun bir kapısından girip diğerinden nasıl çıkar? Ya hareket halindeki otobüsü devirecek bir hamle yapsaydı, ya o vatandaş otobüsü durduramasaydı, insanlar ölseydi?
NOT: Suriye'deki iç savaş bitecek gibi değil. Daha önceleri Basmane ve Konak gibi ilçelerde barınmaya çalışan Suriyeli mülteciler şimdi uzak ilçelerde cami önlerinde dilenmeye başladı. Bu insanları buraya kabul ettiğimize göre uygun ortamı da onlara sağlamak bizim görevimiz. Çok önemli bir yere dikkatinizi çekmek istiyorum. Otobüslerde yaşanan “vahşet!” geleceğe dikkatle bakmamızı gerektiriyor. Nüfusa kayıtlı olmayan, vatandaşlık haklarından yararlanmadığından anayasal kurallara da özen gösterme gibi bir gayret içerisine girmeyen Suriyelilerin ceplerindeki para yerinde durmuyor. Barınma ve gıda gibi ihtiyaçlarını ellerindeki paralarla karşılayan Suriyelilerin çok ama çok az bir bölümü kentte iş bulma fırsatı yakaladı. İnsanların niyetini bilmek çok zor. Para kazanamayanların cebindeki para bittiğinde bugün yarın benzer darp olaylarına karışmayacağını nereden biliyorsunuz?
Bugün İzmir'de en sık yaşanan toplu ulaşım sıkıntılarından biri Suriyeli mültecilerin ulaşımı ücretsiz yapmaya çalışması. Bu sadece bir örnek. Şimdiye dek otobüs şoförlerinin bu duruma çok fazla karşı çıkmadığını biliyoruz. Bedava ulaşım talep eden Suriyeli sayısı arttığında otobüs şoförlerinin vereceği tepkiyi şimdiden kestirmek zor...

Yorumlar
Kalan Karakter: