Yerli Düşünce Derneği tarafından ATO Congresium'da düzenlenen Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
SİYASET KURUMUNA İHANET: Ana muhalefetin başındaki zatın dün (Çarşamba) ettiği bir söz daha var ki gerçekten çok ciddi bir denge problemini işaret ediyor; 'Başkanlık Sistemi'ni kan dökmeden getiremezsiniz' diyen bir siyasetçi milletin iradesine de içinde yer aldığı Meclis'e de siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir. Şu anda başkanlık sistemini uygulayanlar bunu kan dökerek mi yaptı? Amerika, Güney Amerika ülkeleri bunu böyle mi getirdi?
DİKTATÖR, ZALİM, KATİL, MECZUBUN İŞİ: Kan dökmek, diktatörlerin, zalimlerin, katillerin, bazen de meczupların işidir. Ana muhalefetin başındaki zatın bunlardan hangisi olduğunu ben milletimin takdirine bırakıyorum. Kan dökülmesi gereken durumlar elbette olabilir. Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin bekaası için aslanlar gibi mücadele eden, gerektiğinde kanlarını döken askerimiz, polisimiz, köy korucularımız var. Vatan savunması, milletin can ve mal güvenliğinin sağlanması söz konusu olunca, bu ülkenin hiç ferdi canının ve kanını feda etmekten çekinmez. Ancak tamamen Meclis'in kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir konuyu getirip, kanlı bir cümlenin içine yerleştiren kafa, açık söylüyorum, bu topraklara ait olamaz.
Mezhepçilik, ırkçılık, terör
EY BEYEFENDİ HANGİSİNE TABİSİN?: Mezhepçilik, ırkçılık, terör... Bu üç beladan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Ey beyefendi, sen hangisine tabisin? Bunlardan birisine uyuyor. Ama bilesin ki Türkiye'de kandan beslenen, terör örgütünün maşası olmayı kabullenmiş parti zaten mevcut. Ana muhalefet partisinin görevi terör örgütünün güdümündeki partinin yedekliğine soyunmak değildir.
GİT VER İFADENİ: Kasetle devraldığın genel başkanlığın, söylediğin yalanlar sebebiyle, savcı seni çağırıyor. Madem dürüstsün, niye gidip ifade vermiyorsun. Git ver ifadeni. Niye vermiyorsun? Oturduğun yerden iftira atmaya devam ederek, şahsımı hedef alan, alıştığımız yalanlarına niye devam ediyorsun? Biliyor ki ifade verdikten sonra bu işin faturası kendine çok ağır olacak, bunu görüyor.
Size kim yetki verdi?
NE ZAMANDAN BERİ TÜRKİYE'Yİ İDARE EDİYORSUNUZ?: Bölgemizdeki tüm eli kanlı terör örgütlerinin ortak hedefi haline gelen Türkiye'nin tamamen hukuk devleti sınırları içinde yürüttüğü mücadele takdir edilmek şöyle dursun, tavsatılmaya çalışılıyor. İşte AB'nin tavrını görüyorsunuz. Neymiş efendim terörle mücadeledeki, terör örgütü konusundaki tavrımızı yumuşatmalıymışız. Bana bak sen, siz ne zamandan beri Türkiye'yi idare etmeye başladınız? Kim size bu yetkiyi verdi? Bunlar nasıl demokrat, nasıl demokrasiye inanıyor, anlamak mümkün değil. Benzer bir sözü kim söylüyor. Ana muhalefet partisinin başındaki, ismini bir daha zikretmeme kararı aldığım zat söylüyor. Terör örgütünün güdümündeki siyasetçiler ne diyorsa, bunlar da aynısını tekrar ediyor. Şu anda Bangladeş'te bu kararı alan yönetimin bir benzeridir, bizim ana muhalefet.
Başkanlık Sistemi gelecek
MİLLETTEN NİYE KAÇIYORSUN?: Türkiye, yeni bir Anayasa'ya kavuşacaksa bu aziz milletimizin takdiriyle olacaktır. Bu şahsa sesleniyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' demedi mi? Milletten niye kaçıyorsun? Hadi buyur, millete gidelim. Millet ne diyorsa, o olsun. Niye kaçıyorsun? Millet sana güvenmediği için, bu defa da hezeyanlar başlıyor. Ama er geç bu milletin önüne bu yeni Anayasa gelecek, başkanlık sistemi de gelecek. Türkiye yeni bir yönetim sistemine geçecekse bu da milletimizin onayıyla gerçekleşecektir. Bize düşen, ülkemizin geleceği için doğru, faydalı gördüğümüz hususlar üzerinde çalışmak, konuyu milletimizin önüne çıkartacağımız olgunluğa ulaştırmaktır.
BAŞKA TEKLİFİ OLAN VARSA GETİRSİN: Başkanlık sisteminin dünyada onlarca farklı uygulaması var. Biz temel ilkeler çerçevesinde kendimize uygun olan sistemi ortaya koymalıyız. Bizim geleneklerimizde bu var. Geleneklerimizle bunu örtüştürebiliriz. Bunun adına ister başkanlık diyelim, ister devlet başkanlığı, ister cumhurbaşkanlığı diyelim, hatta varsa başka isim koyalım. Hiç fark etmez. Rahmetli Türkeş, Erbakan, Demirel, Özal'a kadar, milletinin daha iyisine layık olduğunu düşünen herkes, bu meseleyi gündemine almıştır. Önemli olan ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olan neyse onu yapmak. Başka teklif olan varsa, buyursun getirsin. Kan ticaretine soyunanlar hiç boşuna heveslenmesinler. Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz.

Yorumlar
Kalan Karakter: