Medcine İzmir / 4.Uluslararası Akdeniz Sinemaları Buluşması birbirinden güzel filmlerle noktalandı. Fransız ve İtalyan Kültür Merkezlerindeki ücretsiz gösterimler yanısıra sinemaseverler ünlü sinema insanları ile gerçekleştirilen söyleşilerden de büyük keyif aldılar. Bu isimler arasında “Üzgün ve Güzel Dünya”nın yapımcısı Beirut Film Society Kurucu Başkanı Sam Lahoud, “Cumhuriyetin Kartalları “filmi yapımcısı Diloy Gülün, “Liberato’nun Sırrı” yönetmenlerden Giuseppe Squillaci vardı. 4. Akdeniz Sinemaları Buluşmasında Hanri Langlois Ödülü ise buluşmanın mimarı Vecdi Sayar tarafından” Vadedilmiş Gökyüzü” nün Tunus’lu yönetmeni Erige Sehiri’ye takdim edildi.
Festivalin seçkisinde Filistin, Norveç ortak yapımı “Gidecek Yer Yok” açılış filmi olarak seçilmişti. 95 dakikalık filmde koltuklarımıza çakılı kaldık adeta.. Film 2025 Oscarlarında en iyi belgesel ödülü sahibi.. Berlinale 2024 ve Amnesty’de de ödülleri var. Batı Şeria’daki Masafer Yatta’da zorla yerinden edilmek istenen bir halkın mücadelesini; bir Filistinli aktivist ile bir İsrailli gazetecinin yan yana kurduğu cesur dayanışma üzerinden anlatan tek kelimeyle harika bir yapım.
Masafer Yatta’yı hala duymamış olanlar için biraz bilgilendirme..
El-Halil’in güneydoğusunda yer alan Masafer Yatta bölgesinde yaklaşık dört bin Filistinli yaşıyordu. Ancak İsrail askerlerinin şiddeti gittikçe arttı ve 29 Temmuz 2025’te Um el-Hayr köyünden Filistinli Udah Hazalin’in vurulması sonrası köylüler topraklarını terketmek zorunda kaldılar.
İşgalci İsrail, Masafer Yatta’yı El-Halil Dağları’ndaki Bedevi toplulukları ile Necef Çölü’ndeki topluluklar arasında tarihsel ve coğrafi bir bağlantı noktası olarak görmekte. Bu nedenle bu bağlantının koparılması yönünden İsrail Masafer Yatta’yı askeri stratejik bölge ilan etti. İsrail otoriteleri 1980’lerden itibaren Masafer Yatta’nın büyük kısmını “Askeri Eğitim Alanı” olarak tanımladı. O tarihten bu yana bölgedeki Filistinli topluluklar, hareket kısıtlamaları, inşaat yasağı, tekrar eden yıkımlar ve yerleşimci saldırıları dahil olmak üzere hayatlarını temelden zayıflatan bir dizi İsrail politikasına ve uygulamasına maruz kaldı. İsrail güçleri Filistinli sakinlere baskı yaparak onların inşaat yapmalarını, hareket etmelerini veya geçim kaynaklarını geliştirmelerini engelledi.
Tekrar “Gidecek Yer Yok” a dönersek..
Filistin’li avukat ve aktivist Basel Adra ’nın çoğunlukla cep telefonuyla çektiği görüntülerden oluşan film İsrail’in işlediği suçların belgesi niteliğinde.
Film projesi Basel’in 2019 yılında İsrail’in köylüleri haber yapan Yahudi gazeteci Yuval Abraham ile tanışmasıyla başlıyor. Yuval ile Basel zor günlere dayanan bir arkadaşlık geliştiriyorlar ve bu filmi ortaya çıkarıyorlar.
Son haberinin az izlendiğinden yakınan Yuval’i azarlayan Basel “İşgali on günde bitimek istiyorsun”diyerek sabrı tavsiye ediyor. Babadan oğula geçen sabırdır bu. Baba bu yıkımları durdurmak için direnişe başlayıp ilk hapse atıldığında Basel henüz 5-6 yaşlarındadır.
Filmdeki önemli sahnelerden biri de Harun Abu Aran adlı bir köylünün jeneratörüne el koyan askerlere karşı gelmesiyle vurularak felç olması. Evleri yıkıldığı için bir mağarada yerde yatıyor ve annesinden başka kimseyle konuşmuyor. Annesinin “Allahım acılarını dindir,yanına al onu” diyerek yaptığı dua durumun ne kadar zor olduğunu anlatmaya yetiyor.
Basel’e annesinin “Getir çamaşırlarını yıkayayım. Hapse girersen çantan hazır olsun”demesi aslında Filistinlilerin olanlara ne denli alışık olduklarının göstergesi. Filmin sonunda direniş teslimiyete dönüşse de “Gidecek Yer Yok” eşitsizlik ve zulmün önemli bir kanıtı olarak tarihte yerini alıyor
Filmin en korkunç görüntüleri bile soğukkanlı bir şekilde izleyiciye sunduğunu belirterek Merhaba Dergisi’nin son sayısının kapak spotunu bir kere daha hatırlayalım.
Özgür Filistin / Ya Şimdi Ya hiçbir zaman
Erkan Sevinç
Yorumlar
Kalan Karakter: