İzmir’in doğal dengesini bozan iki önemli sorun, kontrolsüz taş ocakları ve vahşi çöp depolama alanları olarak öne çıkıyor. İzmir için hazırlanan “Taş Ocakları ve Atık Yönetimi Fırsat Raporu”, bu sorunların ortak bir çözümle kente çevresel ve ekonomik fayda sağlayabileceğini vurguluyor.
Rapora göre, faaliyeti sona eren taş ocaklarının atıl durumdaki arazileri, modern atık ayrıştırma ve geri dönüşüm tesisleri için kullanılabilir. Evsel atıklardan ayrılan organik maddelerin kompost gübreye dönüştürülmesiyle hem çevre korunacak hem de taş ocaklarının rehabilitasyonuna katkı sağlanacak. Plastik, metal, cam ve kâğıt gibi geri dönüştürülebilir atıkların yeniden ekonomiye kazandırılması da öneriler arasında yer alıyor.
Çimento fabrikalarının fırınlarında ise fosil yakıt yerine atık türevli yakıt (ATY) kullanılabileceği, ayrıca inşaat ve yıkım atıklarının çimento hammaddesi olarak değerlendirilebileceği belirtiliyor. Böylece hem enerji maliyetleri düşecek hem de doğal kaynaklar korunacak.

Raporda çevresel kazanımlar arasında vahşi depolamanın azalması, koku ve kirlilik sorunlarının ortadan kalkması, ekonomik kazanımlar arasında ise atıkların gelir kaynağına dönüşmesi öne çıkıyor.
Ancak raporun “önemli not” kısmında dikkat çekilen bir gerçek var: İzmir Büyükşehir Belediyesi 1996’da taş ocaklarının kapatılması yönünde karar almış, 2000 yılına kadar süre verilmişti. Dönemin sektör temsilcileri — Erkoç Kırmataş AŞ’den Suat Erkoç, Batıçim’den Necip Terzibaşıoğlu, Kolbaşı Kırmataş AŞ’den Namık Kolbaşı, İksaş’tan Nurdoğan Özkan ve Bemaş AŞ’den Fatih Kolkır — imza atmasına rağmen, aradan geçen yıllarda somut ilerleme sağlanamadı.
Rapor, yerel yönetim, sanayi ve sivil toplumun ortak adım atması halinde İzmir’in atık krizinin fırsata dönüştürülebileceğini savunuyor.