Gaztem İzmir / Yusuf ERKEK - Yapımcılığını ve sunuculuğunu Salih Erkek’in üstlendiği, Gazetem İzmir TV ve Erkekçe TV ortak yayınıyla ekranlara gelen Erkekçe programının konuğu Gazeteci Yazar Müslüm Karaaslan oldu. Gazetecilik mesleğinin masaya yatırıldığı programda Karaaslan'ın çok ses getiren “Son Ay Tutulması” adlı şiir kitabı oldu. Programda 22 – 23 Ekim tarihlerinde yapılacak Olağan Genel Kurul ve Cumhuriyetçi Avukatlar Grunbu projeleri konuşuldu.
Salih ERKEK: Bizler sizi tanıyoruz ama tanımayan izleyicilerimiz için kendinizi tanıtır mısınız?
Müslüm KARAASLAN: 1973 İzmir doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Konak ilçesine bağlı Gültepe semtinde, liseyi de Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamladım. 1992 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazandım ve 1996 yılında bu okuldan mezun oldum. Gazeteciliğe, 1. sınıftayken fakültemizin bünyesinde bulunan Ege Ajans’ta çalışarak başladım. Ajansımızın kurucusu saygıdeğer öğretmenin Oğuzhan Kavaklı, ajans bünyesinde çıkan “Kalem” gazetesinde bizim de yetişmemize ciddi katkı sağladı. Okulda öğrendiğimiz teori derslerini, sıcağı sıcağına bu gazetede pratiğe dökme şansımız oluyordu. Dolayasıyla yola erken çıktım, ilk sınıftan itibaren haberler üretmeye başladım. Daha sonra Çevre Koruma Hizmetleri Dergisi ve Konak Haber Gazetesi öğrencilik yıllarımda çalıştığım kurumlar arasında yer aldı. Üniversite son sınıfta Hürriyet gazetesinin ardından Yeni Asır’da gece polis muhabiri olarak başladım. Polis muhabirliğinin yanı sıra kendimi “joker muhabir” olarak yetiştirdim. Yani pek çok arkadaşım kendi branşlarında uzmanlaşırken, ben tüm alanlardan haberler üretmeye başladım ve bu da bana çeşitli yarışmalardan 40'a yakın ödül kazanmamı sağladı. 2017 yılında da ikinci üniversite olarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık-Kameramanlık bölümünden mezun oldum. Milletvekili Danışmanlığının yanı sıra çeşitli meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin de basın danışmanlığını yaptım. Mesleğimin 30. yılındayım ve halen Karabağlar Belediyesi’nde 8.5 yıldır Basın Danışmanı olarak görev yapıyorum. Sürekli Basın Kartı sahibiyim.
Salih ERKEK: Gazeteler her geçen gün daha az okunur hale geldi. Pek çok insan artık haberleri bile internetten takip ediyor. Bunun sebebi nedir sizce? Teknoloji mi yoksa başka şeyler de var mı?Müslüm KARAASLAN: Elbette teknoloji de etken. 30 yıl önce internet yoktu, yaygın değildi. İnsanlar mecburen gazetelere yöneliyordu. O dönemler ekonomik durumda bu kadar keskin boyutta değildi. Yurttaşlarımız artık her şeyi hesap eder oldu; belki de gazete bile artık lüks gelmeye başladı. Buraya ayıracakları parayı belki de çocuğuna bir simit alırım diye düşünmeye başladılar. TÜİK, 2021 yılı Temmuz ayında basın sektörü ile ilgili yaptığı bir araştırmayı açıkladı. Buna göre o yıl, bir yıl öncesine göre gazete ve dergi sayılarında yüzde 6 oranında azalma görüldü. Gazete ve dergi tirajlarında da yüzde 7.2 oranında gerileme olduğu ifade edildi. Pandemi sonrası tüm dünya genelinde ekonomik şartlar daha ağırlaştığı için ülkemizde de bu oranların artış gösterdiğini düşünüyorum.
Salih ERKEK: Mesleğimizle ilgili o günden bugüne ne değişti ve istihdam konusunda neler yapılmalı?
Müslüm KARAASLAN: Öncelikle 30 yıl öncesi basın danışmanlığı ve halkla ilişkiler mesleği henüz yeni yeni tanınıyordu veya çok yaygın değildi. Zamanla bu iki dal, yavaş yavaş kabul görmeye başladı ve özellikle kurumsal şirketler ve kamu kurumları bünyelerinde bu alanlarda da kadrolarına yer vermeye veya var olanı geliştirmeye çalıştılar. Son iki yıl içerisinde yeni fakülte açılmadıysa Türkiye’de halen 71 iletişim fakültesi var ve bu fakültelerden her yıl binlerce öğrenci mezun oluyor. Yine TÜİK’in araştırmasına göre, iletişim fakültelerinden mezun olanların ancak yüzde 5’i kendi alanlarıyla ilgili iş bulabiliyor. Bu rakam oldukça yetersiz ve istihdamın daha da arttırılması için az önce dediğim gibi basın danışmanı ve halkla ilişkiler gibi alanların daha da genişlemesi gerekir.
Salih ERKEK: İş dünyası neden basına yeterince sahip çıkmıyor?
Müslüm KARAASLAN: Aslında iyi niyetli olmaya, iyi niyetli bakmaya çalışıyorlar. Ancak son birkaç yılda sanki destek konusu sadece belediyelerin üzerine kalmış gibi. Belediyeler sanki daha fazla sorumluluk almış durumda. Ya da meslektaşlarım öyle bakıyor. Ben meslektaşlarımın mücadelesine, ekmek kavgasına saygı duyuyorum. Resmen sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorlar. Gerçekten üzülüyorum. Bu iş sadece belediyelerin sorunu değil. Bu kentin diğer dinamikleri, diğer bileşenleri de var; onlar da taşın altına elini koymalılar. Karabağlar Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Selvitopu, olanaklar ölçüsünde basına destek olmaya çalışıyor.
Salih ERKEK: Siz, milletvekili danışmanlığı da yaptınız ve 24.Dönem Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli ile birlikte basının sorunlarına ilişkin de çalışmalar yürüttünüz. Bu konularda bilgi verir misiniz?
Müslüm KARAASLAN: Sayın Vekilim Rahmi Aşkın Türeli ile birlikte dediğiniz gibi yerel ve ulusal basının sorunlarıyla ilgili soru önergesi, meclis araştırması gibi çalışmalarımız oldu. Sayın vekilim, yerel basının basın ilan kurumundan daha çok pay alması konusunda bir çalışmayı meclis gündemine getirdi. Yine 2013 yılında, 2007 yılında İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı yönetmeliğe dikkat çekti. Bu konuda fakültemizin değerli öğretim görevlisi Sayın Oğuzhan Kavaklı hocam, bu konuya ilişkin çok titiz bir çalışma hazırlamıştı. Onun bu çalışmasında yola çıkarak, bu yönetmelikte kahvehanelerin ölçeklerine göre gazete ve kitap bulundurma zorunluluğu vardı. O dönem yapılan araştırmada Türkiye’deki tüm kahvehanelerin her gün düzenli olarak gazete alması halinde Türkiye genelinde tiraj günlük olarak 1 milyon adet artış gösterecekti. Bu, İzmir’de de bir dönem uygulanmaya çalışıldı ama istikrar yakalanamadı. Haa, şimdi diyeceksiniz ki bu ekonomik zor koşullar altında kahvehaneler bırakın 5 gazete almayı, 3-5 çay satıp belki de bir gazeteyi bile zor alıyorlar. Bu da ayrı bir bakış açısı tabi ki.
Salih ERKEK: Gelelim şairlik yönünüze… Benim de kaç yıllık dostum, arkadaşımsın, herkes gibi beni de ters köşeye yatırdın. Gerçi bazen şiirle uğraştığını biliyordum ancak bu kadar kısa sürede şiir kitabı çıkaracağını tahmin etmiyordum. Neler söylemek istersin?
Müslüm KARAASLAN: Her insan şiir okur, dinler veya yazar. Benim de uzun yıllardan beri şiire merakım var. Divan Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı, Cumhuriyet Dönemi ve günümüz şairlerine kadar pek çok ismin şiirlerini inceledim, okudum, beğeni ile takip ettim. Örneğin Divan Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı şairlerinin şiirleri belki de bazılarına ağır gelebilir ancak anlamlarını çözebildiğinizde o kadar önemli mesajlar vardır ki; inanın keyif alırsınız. Pek çok kişi gibi ben de zaman zaman şiirle ilgili bir şeyler karalıyordum ama bunu hiçbir zaman kalıcı hale getirmiyordum. Yazdıklarım bir yerlerde kalıyordu ve kayboluyordu. İlk defa böylesine bir yoğunlaşma yaşadım ve 4 ay gibi bir sürede 78 şiir yazdım. SON AY TUTULMASI işte bu şekilde gündeme geldi. Çok kısa sürede büyük ilgi gördüğünü düşünüyorum. Şimdiden radyolarda şiirler okunmaya başladı, sanatçı dostlarımın beste yapma konusunda talepleri oldu. Bu arada ben de şiirlerden bazılarını besteledim. Örneğin İzmir’in 100.yılına özel olarak yazdığım “Sen Bizimsin İzmir” adlı şiirimi besteledim. Bunun gibi birkaç şiir daha var bestelediğim. Bu arada geçen hafta Penguen Kitabevi’nde imza günüm vardı. İlk kitabımın ilk imza gününe yoğun katılım oldu. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sn.Dilek Gappi ve Ekonomi Muhabirleri İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan başta olmak üzere beni yalnız bırakmayan tüm dostlarıma, arkadaşlarıma, öğretmenlerime teşekkür ederim!..
Salih ERKEK - SON AY TUTULMASI’ndan başka hangi kitap var sırada? Neler yapmayı planlıyorsun?
Müslüm KARAASLAN: Ocak ayında başladığım bir kitap çalışması var. Bu çalışma aslında bir sosyal proje. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan’da çıkarmayı planladığım bir kitaptı. Şöyle ki İzmir’de uzun yıllar gazetecilik yapan meslektaşlarımın anılarından oluşan bir kitap çıkarmayı ve bunun tüm gelirini de Ukrayna’da savaşta yaralanan çocuklara ve Kars’taki bir köy okuluna bağışlamayı amaçladım. Ocak ayında başlayan savaşın 23 Nisan’a kadar son bulmasını umut etmiştik. Çünkü Rusya, daha önce de Ukrayna’yı işgal etmiş ve bu işgal çok uzun sürmemişti. Dolayısıyla proje biraz gecikmiş oldu. Ancak şimdi sona yaklaştık. 40 kadar meslektaşım yazılarını gönderdi. Türkiye Ukrayna İşadamları Derneği Başkanı Sayın Burak Pehlivan’la da proje başlarken telefonla görüştüm. Onların aracılığıyla bağışımızı yapmak istediğimizi ifade ettim. Çok duygulandığını, emeği geçen herkese teşekkür ettiğini dile getirdi. Biliyorsunuz İzmir her zaman duyarlıdır. Bu sosyal projeye de kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum. Kitabın yayınından sonra herkesten bu sosyal projeye destek bekliyoruz.
Salih ERKEK: Sevgili kardeşim duyarlılığından dolayı teşekkür ediyor, yolunun açık olmasını diliyorum.
Müslüm KARAASLAN: Ben de size teşekkür ediyor, Gazetem İzmir ailesinin başarılarının devamını diliyorum.
