Bugün, tarihin en büyük devrimlerinden birinin sessizce kutlandığı bir gün…
Bugün, kadının insan olarak kabul edilme mücadelesinin sembol günü.
Bugün, bir toplumun vicdanının, adalet terazisinin, merhamet sesinin ölçüldüğü gün.
Bir yazar olarak, kalbimin en derin yerinden inanıyorum ki:
Cennet, kadının; annenin ayakları altında boşuna demedi Yaradan.
O ayaklar ki, bir ömrü taşır…
Bir ülkeyi büyütür…
Bir evin sessiz direği olur…
Ve çoğu zaman, kendi sesini en son duyan olur.
Kadın işte tam da budur:
Kırıldığında yine toparlayan, yorulduğunda yine koşan,
görülmediğinde bile sürükleyen, sustuğunda bile anlayan…
Ama bugün bir soru var içimizde, cevabı hâlâ yarım kalan:
Biz bu günü gerçekten yaşıyor muyuz?
Yoksa erkek egemenliğinin gölgesinde “verilmiş” hakların vitrinine mi bakıyoruz sadece?
Birçok kadın hâlâ:
— Eğitimin kapısından döndürülüyor,
— Ekonomik özgürlüğün zincirlerinde tutuluyor,
— Kendi sesi, kendi kararı, kendi hayatı üzerinde söz sahibi olamıyor.
Sözde hak verilen, ama özde hakkı elinden alınan kaç kadın var biliyor musunuz?
Sessizce susan, susmaya mecbur bırakılan,
ev içinde görünmez, toplumda yok sayılan…
Bir gülüşün, bir hürriyetin, bir “ben varım” deyişin kıymetini bilen kadınlarımız…
Dünya Kadın Hakları Günü, bir kutlama olsun diye çıkmadı tarihe.
Bu gün; “Kadın zaten hak ettiği yere kavuşsun” diye doğdu.
Ama biz hâlâ soruyoruz kendimize:
“Haklarımızı yaşıyor muyuz,
yoksa bize gösterilen kadarıyla oyalanıyor muyuz?”
Kadın hakları demek yalnızca bir gün demek değildir.
Kadın hakları, bir toplumun karakteridir.
Bir ülkenin vicdanıdır.
Bir milletin geleceğine attığı imzadır.
Bugün her kadın, sadece bir çiçek değil;
düşünen bir beyin, üreten bir el, savunan bir söz, yetiştiren bir yürek, var eden bir nefes olsun.
Kadın, toplumun yükü değil,
toplumu taşıyan omuzdur.
Kadın, eksik yaratılmış değil,
yaratılışın tamamlayıcı yarısıdır.
Kadın, baş eğmesi gereken değil,
baş tacı edilmesi gerekendir.
Ve unutmayalım…
Bir toplum, kadınını ne kadar güçlü kılarsa
geleceğini de o kadar sağlam inşa eder.
Bugün, tüm kadınlarımızın günü değil…
Bugün, kadının insan olması gerektiğini hatırladığımız gün.
Ve ben bir kadın olarak biliyorum ki:
Varlığımızı kimse “bahşetmez.”
Biz hakkımızı kendimiz alır, kendimiz korur, kendimiz büyütürüz.
Tüm kadınlarımızın Dünya Kadın Hakları Günü’nü kalbimin en derininden kutluyorum…
Güçlü, gururlu ve onurlu duruşunuz hiç eksilmesin.
Her biriniz, bu dünyanın ışığısınız.
𝒴𝒶𝓏𝒶𝓇 𝐻𝒾𝓁𝒶𝓁 𝒞𝒶𝓃𝒶𝓃 𝒮𝑜𝓎𝓁𝓊 𝒜𝓀𝓉𝒶ş
“Kalemimin izinde, kadının sessiz gücüne…”

Yorumlar
Kalan Karakter: