Gazetem İzmir- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketleri İZELMAN A.Ş. ve İZENERJİ A.Ş., Genel-İş Sendikası’na bağlı bazı çalışanların ücretlerin geç ödendiği iddiasıyla 11 Kasım’da belediye önünde başlattıkları protestoya ilişkin bir açıklama yayımladı.
Belediye açıklamasında, merkezi idareden yapılan haksız kaynak kesintilerine rağmen işçilerin toplu iş sözleşmesinde belirlenen ana ücretlerinin eksiksiz ödendiği, bu konuda herhangi bir alacak durumunun bulunmadığı ifade edildi.
Ayrıca eylül ve ekim aylarına ait toplu iş sözleşmesi farklarının da yatırıldığı belirtilerek, yapılan eylemin hukuki veya meşru bir dayanağının olmadığı savunuldu. Belediye, “Dayanağı bulunmayan tüm iş ve işlemlere hukuksal sınırlarda yanıt verilecektir” ifadelerine yer verdi.
Açıklamada ayrıca, eylemde dile getirilen “mücadele, kavga ve barış” temalı sloganların hedefinin İzmir Büyükşehir Belediyesi olmasının talihsizlik olduğu vurgulandı. Belediye, sendika yöneticilerini “politik savrulma” içinde olmakla eleştirerek, emek mücadelesinin politik çıkarların aracı haline getirilmemesi gerektiğini belirtti.
Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi, sendika yöneticilerine “sosyal demokrat belediyeciliğin otoriter yaklaşımlarla baskı altına alınmaya çalışıldığı” bu dönemde sağduyu çağrısında bulundu:
“Belediyemizi çalışamaz hale getirmeye dönük eylemler emek mücadelesine katkı sunmaz. Tüm tarafları halkın yanında, kamusal hizmetin ve dayanışmanın öncüsü olmaya davet ediyoruz.”
Büyükşehir’in açıklaması şu şekilde:
“DİSK Genel-İş üyesi bir kısım çalışanımızın ücretlerinin geç ödendiği veya ödenmediği iddiaları ile 11 Kasım günü belediyemiz önünde protesto eylemi düzenlenmiş, ücret ödemeleri tamamlanana kadar eylemlerin büyütülerek devam ettirileceği açıklanmıştır.
Tüm kamuoyunun bilgisine sunarız ki, merkezi idarenin kaynağından haksız kesintilerine karşın işçilerimizin ana ücretlerinin tamamı toplu iş sözleşmesinde öngörüldüğü şekli ile ödenmiştir; işçilerimizin ana ücretlerine ilişkin alacak söz konusu değildir.
Tüm olumsuz koşullara rağmen eylül ve ekim aylarında toplu iş sözleşmesi farkları da ödenmiştir. Bu doğrultuda yapılan eylemin hukuki veya meşru bir dayanağı bulunmamaktadır.
Dayanağı bulunmayan tüm iş ve işlemlere hukuksal sınırlarda yanıt verilecektir. Diğer taraftan sendika tarafından düzenlenen eylemde mücadeleden, kavgadan yana ve iş ekmek yoksa barışın da olmayacağı yönünde atılan sloganların ise hedefinin İzmir Büyükşehir Belediyesi olması talihsizliktir, sendika yöneticisi arkadaşlarımız ya politik bir savrulma içerisindedir ya da emek mücadelesinin kazanımlarını gerçek olmayan politikaların aracı haline getirmektedirler.
Sendika yöneticilerine açık çağrımızdır;
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm olanaksızlıklara, tüm ön tıkamalara karşın kente hizmet etme, emekçinin ücretini ödeme çabasını anlamaktan uzak sendikal anlayışın, en kısa gecikmede dahi belediyeyi çalışamaz hale getirerek sürekli protesto alanına çevirmenin emek mücadelesine bir katkısı olmayacaktır.
Sosyal demokrat belediyeciliğin otoriter yaklaşımlarla teslim alınmaya çalışıldığı bu dönemde, konunun muhataplarını halkın yanında, her koşulda kamusal hizmetin ve halkla bütünleşmenin yanında olmaya çağırıyoruz.”