‘VOLTRAN KARAKTERİYLE ÖZDEŞLETİRDİM’
Vinç operatörü olma hayalinin çocukluk yıllarına uzandığını anlatan Nursen Ağır, "İlkokul 2'nci sınıftaydım, okulumuzu su basmıştı. Belediyeden iş makineleri gönderilmişti, ben de onların çalışmalarını izliyordum. Tabii 'Voltran' çizgi filmini izleyen bir çocuk için bu olağanüstü bir şey. Makineyi yöneten kişiyi izlediğimde onu Voltran karakterleriyle özdeşleştirdim. Sonrasında makine benim için farklı bir şey oldu. Bir gün onları, hareket ettirmenin hayalini kuruyordum. Motor meslek lisesi mezunuyum. Daha önce farklı meslek dallarında çalıştım. Yaklaşık 10 yıl önce hayallerimi gerçekleştirmem gerektiğini düşündüm. Önce bir sürücü kursundan makineleri kullanabileceğim belgeleri edindim. Sonrasında bir eğitim sürecim oldu. Mesleğimle ilgili eğitim aldım. Okulun sağladığı staj imkanıyla buradaki mesleğime başladım. Yapmak isteyen için kolay bir iş. Heyecanlı ve emek istiyor. Mesleğimi çok kıymetli buluyorum" diye konuştu.

‘YADIRGAYANLAR KADINA YAKIŞTIRMAYANLAR OLDU’
Dünyada bu işi yapan birçok kadının bulunduğunu belirten Ağır, "Onlar bana rol model oldu. Ama ülkemizde ‘çok zordur’ diye başlarda düşündüm. İlk başta eğitim aşamasında çok zorlandım. Ama sonrasında bir kapı açıldı ve her şey çorap söküğü gibi geldi. Hayallerime kavuştum. Türk kadın operatörler de var ama çoğu yurt dışında çalışıyor. Türkiye'de çok azınlığız. Çoğalmaya, teşvik etmeye çalışıyoruz. Hemcinslerimden tepki değil, hep takdir aldım. Fakat karşı cinsten çok yadırgayanlar oldu. 'Elinin hamuruyla erkeğin işini yapıyorsun' cümlesini çok duydum. İlk başta çok eleştirildim; ama hiçbir zaman dinlemedim. Kimse benim moralimi bozamadı. Hemcinslerim hep takdir etti, bana özendi. Arkadaşlarım bana 'topuklu operatör' lakabını taktı. Mesleğe başladıktan sonra kulağıma çok hoş geldi, ben de onu kullanmaya başladım" diye ifade etti.

‘OTİZMLİ ÇOCUKLARLA SOKAK HAYVANLARI İÇİN ÇALIŞIYORUM’
Otizmli çocukların yanı sıra sokak hayvanlarıyla da ilgilendiğini dile getiren Ağır, “İşin dışında sosyal sorumluluk faaliyetlerime zaman ayırıyorum. Boş vaktimin büyük bir kısmını otizmli çocuklarla ve hayvanlarla geçiriyorum. Benimle 6 yıldır yaşayan felçli bir kedim var. Sokak hayvanlarını besliyor, besliyor, araba kaputlarında sıkışmış kedileri kurtaramaya çalışıyorum. Otizmli çocuklar için de belediye ile ortak kampanyalara katılıyorum. Elimden geldiği kadar çocuklara ve ailelerine destek vermeye çalışıyorum” diyor.

Yorumlar
Kalan Karakter: