Katılım bankacılığı sektörü, ekonomideki dalgalanmalara ve zorlu makroekonomik ortama rağmen, büyüme trendini sürdürüyor.
Türkiye'ye 1984 yılında giren katılım bankacılığı, pazar payını 165 milyar liraya ulaştırdı. Dünyada ise faizsiz bankacılığın 2 trilyon dolar pazar payı olduğu belirtiliyor. 2009 yılında, bankacılık sektörü aktiflerine göre yüzde 4 olan katılım bankaları pazar payının, 2015 sonunda 1,1 puan artışla yüzde 5,1'e yükseldiği kaydedildi. 2023 yılında ise faizsiz bankacılığın Türkiye'deki pazar payının yüzde 15 seviyesine çıkmasının planlandığı vurgulandı.
SEKTÖRE ADIM ATTILAR
Faiz hassasiyetinin banka sisteminden uzak tuttuğu atıl kaynakların katılım bankaları tarafından harekete geçirilmesi sonucu sektör oluştu.
Süreç, Türkiye'de 1984'te Albaraka Türk ile başladı, 1985'te Faysal Finans, 1989'da bir başka Körfez menşeli kuruluş olan Kuveyt Türk, sermayesine Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün de ortak olmasıyla sektörde yerlerini aldı. 1996'da Asya Finans sektöre giriş yaptı. Faysal Finans ise sonradan Family Finans'a dönüştü. Family Finans 1991'de sektöre giren Anadolu Finans ile 2005'te birleşti ve günümüzdeki Türkiye Finans oldu.
Mayıs 2015 tarihinde Ziraat Katılım sektöre katıldı. Şubat 2016'da Vakıf Katılım faaliyete geçerken, Temmuz 2016'da BDDK tarafından Bank Asya'nın faaliyet izni kaldırıldı. Halihazırda Türkiye'de beş katılım bankasının faaliyet gösterdiği kaydedildi. 1995 yılında faaliyete başlayan İhlas Finans ise, güçlü bir aktif-pasif, gelirgider dengesine sahip bir faizsiz bankacılık modeli içinde yer almasına rağmen, sonraları yönetim zaafiyeti yaşamış ve grup olarak 2001 ekonomik krizinde likidite sorunuyla karşılaşmıştı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), İhlas Finans'ın faaliyetlerini durdurdu.
FAALİYETE BAŞLADI
Katılım bankalarının çatı kuruluşu olan Özel Finans Kurumları Birliği, 2001 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Birlik Statüsü'nün yürürlüğe konulması sonrasında faaliyete başladı. Sonrasında, Resmi Gazete'nin 01.11.2005 tarih ve 25983 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile özel finans kurumları "katılım bankaları" adını aldığı gibi Birliğin ünvanı da Türkiye Katılım Bankaları Birliği olarak değiştirildi.
Birliğin amacı, serbest piyasa ekonomisi ve tam rekabet ilkeleri çerçevesinde bankacılık düzenlemeleri ile ilke ve kuralları doğrultusunda katılım bankalarının hak ve menfaatlerini savunmak, bankacılık sisteminin büyümesi, sağlıklı olarak çalışması ve bankacılık mesleğinin gelişmesi, rekabet gücünün artırılması amacıyla çalışmalar yapmak, rekabetçi bir ortamın yaratılması ve haksız rekabetin önlenmesi için gerekli kararları almak/alınmasını sağlamak, uygulamak ve uygulanmasını talep etmek olarak belirlendi. Faizsiz bankacılığın dünyada ilk uygulamasının Mısır'da Mit Ghamr kasabasında 1963 yılında uygulandığını belirten uzmanlar, Mısır köylüsünün tarım ve ticari ihtiyaçlarını karşılayan ve bunu yaparken müteselsil kefalet görüşüne dayanan, daha çok risk sermayesi ile çalışan bu kuruluşa banka isminin verilmesinin ise uzun bir süre tartışma konusu olduğunu kaydettiler.
GEÇMİŞİ 40 YILLIK
1967 yılında 9 banka tarafından uygulanabilir hale getirilen sistem temelde bankanın ödemeyi direkt satıcıya yapması ve bankanın, mevduat sahiplerinin tasarruflarından oluşan yükümlülüklerinin bir kısmı ile krediyi kullanan tacirin riskini paylaşması sistemlerine dayandığı kaydedildi.
Yüzyılın başından itibaren başlayan ferdi modellerin, organize ve çağdaş metotlarla ilk defa Suudi Kralı Faysal döneminde hayata geçirildiğini belirten finans uzmanları, Asya ve Afrika kalkınma bankalarının kuruluşuna paralel olarak 1975'te Cidde'de kurulan İslam Kalkınma Bankası'nın İslam ülkelerindeki kamusal projelere yaptığı mali katkıların çok önemli olduğunu kaydettiler. Geleneksel bankacılığın 400 yıldan fazla olan geçmişine bakıldığında, henüz 40 yıllık bir geçmişi olan katılım bankacılık endüstrisinin oldukça genç olduğunu belirten uzmanlar bu çok genç yaşına rağmen katılım bankacılığının 200'den fazla kuruluşa ve 200 milyar doları aşan bir fona sahip olduğunu kaydettiler. Uzmanlar 1997 yılında körfez ülkelerinde katılım bankacılığının, toplam bankacılık yükümlülüklerinin yüzde 8,5'ine; toplam bankacılık varlıklarının da yüzde 7,1'ine sahip iken bugün istatistiklere bakıldığında, diğer bankalar içerisinde, Kuveyt'te yüzde 30, Suudi Arabistan'da ise yüzde 20 aktif büyüklüğe ulaştığını belirttiler. 11 Eylül sonrası Amerikan tehdidi ile beraber bu fonların dışarı çıkma tehlikesi baş gösterince IMF gibi dev kurumların İslami finans sektörünü cari sistemle uyumlaştırma çalışmalarına giriştiğini belirten yetkililer IMF'nin aracılığı ile 3 Kasım 2002 tarihinde İslami Finansal Hizmetler Kurulu kurulduğunu kaydettiler.
BÜYÜMEYİ SÜRDÜRDÜ
Katılım bankacılığının sektörü, ekonomideki dalgalanmalara ve zorlu makroekonomik ortama rağmen, 2015 yılında da büyüme trendini sürdürdüğü hatırlatan uzmanlar Albaraka, Vakıf Katılım, Kuveyt Türk, Türkiye Finans ve Ziraat Katılım'dan oluşan Türkiye katılım bankacılığı sektörünün toplam aktif büyüklüğünün, 2016 yılında yüzde 15,3 büyüme kaydederek pazar payını 165 milyar liraya ulaştırdığını aktardılar . Dünyada ise faizsiz bankacılığın 2 trilyon dolar pazar payının var olduğunu belirtilirken, Türkiye'de 2009 yılında, bankacılık sektörü aktiflerine göre %4 olan katılım bankaları pazar payı, 2015 sonunda 1.1 puan artışla yüzde 5.1'e yükseldiği kaydedildi.
YENİLİKLER GETİRDİ
Türk finans sistemi içindeki varlıklarını ve rekabetteki iddialarını hızla artırmakta olan katılım bankalarının, son dönemde bankacılık sektör ortalamalarının üzerinde büyüme sergilediklerini de kaydeden uzmanlar, katılım bankalarının, 2008 küresel finansal krizini ve takip eden dalgalı dönemi başarıyla yönettiklerini ve kriz sonrasında büyümelerini de hızlandırdıklarını hatırlattılar. Ekonominin belkemiğini oluşturan KOBİ'lere kullandırılan krediler ve sunulan ürün, hizmet ve çözümlerde son yıllarda önemli seviyede gelişme izlendiğini belirten sektör temsilciler ise katılım bankalarının, 2016 yılında da reel sektörün fon ihtiyaçlarını cevaplamanın yanı sıra bireylerin de fon ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürdüklerini ayrıca kredi kartlarından elektronik bankacılığa kadar sunulan çok sayıdaki yeniliğin, katılım bankacılığının Türk bankacılık sistemindeki yerini daha da pekiştirdiğinin ifade ettiler.

Yorumlar
Kalan Karakter: