Kazdıkları Kuyuya Kendileri Düştü!

İzmir'de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/ PDY) bağlı olarak 'Askeri Casusluk' davasında yargılananlar hakkında sahte delil ürettikleri gerekçesi ile gözaltında bulunan 36 kişi adliyeye sevk edildi. Tutuklanma talebi ile hakim karşısına çıkan sanık sayısının çok olması nedeni ile Cumhuriyet Başsavcılığı, davanın Adliye Sosyal Tesisleri'nde kurulan özel mahkemede görülmesi kararını aldı. FETÖ/ PDY'ye üyesi oldukları iddia edilen sanıkların, 3 yıl önce casusluk davası sanıkları ile aynı tesiste kurulan mahkeme salonunda yargılanması ise dikkat çekti.

İzmir merkezli 18 ilde "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik gerçekleştirilen operasyonda kapsamında aranan bir kişinin daha polise teslim olması ile gözaltındaki şüpheli sayısı 36'ya çıktı. İşlemleri tamamlandıktan sonra dün geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edilen 36 sanığın poliste verdiği ifadeleri yeterli gören İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato, ayrıca bir ifade almadan sanıkları tutuklanmaları talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk etti.

Avukattan "fahişe" ayıbı

Zanlıların hakim sorguları ise adliyede başka boş duruşma salonu olmadığı için, davanın Adliye Sosyal Tesisleri'nde kurulan özel mahkeme salonunda görülmesi kararını aldı. Sanıkların sosyal tesislere götürülmeleri sırasında yanlarındaki avukatlarla emniyet yetkilileri arasında sözlü tartışma yaşandı. Askeri Casusluk Davası'nda yargılanan sanıkların aileleri ellerindeki Türk bayrakları ve dövizleri göstererek, sanıklara 'Hesap vereceksiniz' diye seslenirken, zanlıların avukatlarından Ali Aksoy ailelere, "Fahişelere hesap verilmez" yanıtını verdi. Sanıkların da adliyedeki ailelerle kısa süreli sözlü atışması oldu. Sanık polislerin 3 yıl önce soruşturmalarını yürütüp tutuklanmalarını sağladıkları Askeri Casusluk Davası sanıkları ile aynı mahkemede yargılanması ise dikkat çekti. Sosyal tesislerdeki duruşma salonun içinde ve dışında ek önlemler alınırken, zanlıların "Terör örgütü kurmak", "Terör örgütü yönetmek", "Sahte delil üretmek", "Özel hayatın gizliliğini ihlal", "Kamu personelinin evrakta sahteciliği", "FETÖ adına faaliyette bulunmak ve kumpas kurmakla" suçlandığı bildirildi. Soruşturma kapsamında, bir numaralı zanlı olan Fethullah Gülen'le birlikte 9 kişinin daha arandığı kaydedildi.

Casusluk soruşturmasındaki polisler komiser yapılmış

Paralel yapı ile ilgili sürdürülen araştırmalar sırasında dikkat çeken bir başka ayrıntı ise polis memurlarıyla ilgili oldu. O dönem, bazı polis memurları farklı birimlerde çalışmalarına rağmen, casusluk davası olarak bilenen gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturma sürecinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne kaydırıldığı, casusluk soruşturmasında görev alan polis memurlarının, daha sonraki dönemde, girdikleri "komiserlik" sınavlarında başarılı olup "komiser yardımcılığına" terfi ettirildikleri saptandı. Ancak bu sınavlarda da, usulsüzlükler yapıldığı, soruların belli merkezlerden istenilen kişilere servis edildiğine dair iddialarla ilgili ayrı bir soruşturmanın ise, başka bir ilde sürdüğü öğrenildi.

Ercüment Yılmaz tanık olarak ifade vermiş

İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın ifadesinde, operasyonun kendisinden önce başlatıldığını bu nedenle kendisinden önceki emniyet müdürünün de, zanlı olması gerektiğini ileri sürmüştü. Soruşturma dosyasında, Bilkay'dan önceki Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'ın tanık olarak daha önce ifadesinin alındığı öğrenildi.