Mezarlıkbaşı'ndaki İzmir'in gözde alışveriş beldesi Havra Sokağında bir çocuk mini minicik ellerine sarı sarı limonları almış, geçenlere bağırıyordu: "Haydii çaya, çorbaya limoooon." Teyzeler, amcalar, nineler, dedeler bu çelimsiz çocuğun limonlarını, maydanozlarını kapışırlardı. Aynı tabloyu İzmir Fuarı'nda da yaşardı küçük Necip. Bu kez "Lanolin kremli Dalan Sabunları" diye bağırırdı. Tam tabiriyle ekmeğini taştan çıkarırdı. Halinden şikayet bir yana, övünüyordu: "Ben Agora'da doğdum. Havra Sokağı çocuğuyum." Hala çocukluk günlerini ballandıra ballandıra anlatır, dobracılığına da gerçekçi yaklaşımla: "Aslını inkar eden haramzadedir." Bir zamanlar Havra Sokağı'nda limon, İzmir Enternasyonal Fuarı'nda sabun satan Necip Kalkan, siyaset merdivenlerini de başarıyla aşarak milletvekili oldu.
Ekonomi, güreş ve siyaset
Necip Kalkan, 12 yaşlarındayken hep Kurtdereli'nin, Adalı Halil'in, masalvari, kahramanlık dolu güreş hayatlarını okur, Ali Yücel, Hüseyin Akbaş, Mustafa Dağıstanlı, Yaşar Doğu ve Celal Atik'in minderde estirdiği fırtınaların özlem ve hayaliyle yanıp tutuşurdu. Sonra birgün Bitpazarı'ndan arkadaşı Jokey Mehmet (Engür), Kemeraltı'ndaki Salepçioğlu Camii'nin altında güreş çalışmaları yapıldığını, Güreş İhtisas Kulübü kurulduğunu söyleyince dünyalar Necip'in oldu. Rıza Ertan bu başarı için yanıp tutuşan Necip'e mayosunu verdi. Ama bir sorun vardı, Necip en hafif siklet 48'e bile giremiyordu, 47 kilo geliyordu. Onun da çaresini buldular, takunyalarla tartıya çıkarıp 48'i tamamladılar.
Tekstil Fakültesini bitiriyor
Liseyi bitirince Ege Üniversitesi Tekstil Fakültesine girdi, başarıyla mezun oldu. EBSO Yönetim Kurulu eski Başkanı Tamer Taşkın da sınıf arkadaşıydı. Askerliğini de EBSO eski Yönetim Kurulu Başkanı Salih Esen'le birlikte Yassıada'da yaptı, bitirince tekstilde gelecek gördü, Çiğli Organize Sanayi'de çorap üreten bir firma kurdu. Bir zamanlar işportada çorap satan çocuk artık sanayiciler arasında yerini alıyordu.
Sohbetlerin Çelebi'si
Kalkan, Türkiye'nin sosyal hayatında renkli bir sima. Herkesle barışık, dobracı, konuşkan, espritüel, son söyleyeceğini baştan söyleyen bir kişi. Kimi zaman dobracılığı bazılarını kızdırsa da umursamıyor. Bir anısını nakletti: "10 yıl kadar önce Çeşme Altınyunus'ta EGİAD'ın İhracatçılar Birliği Toplantısı var. Bakanlık Müsteşarı atıyor, tutuyor, Jak Galiko ve bizimkiler de övüyordu. Baktım müsteşarın keyfi yerinde. Kürsüden 'Burada havanda su dövüyorsunuz. Yaptığınız işler, düşündükleriniz kökünden yanlış' deyiverdim. Buz gibi bir hava esti ama eleştirilerimi tek tek sıralayınca alkış koptu." Necip Kalkan, İzmir Ticaret Odası'nda Tekin Çullu'dan sonra en uzun süre Meclis Başkanlığı yapan isim olurken Kalkınma Ajansı Kurul Başkanlığı da yaparak İzmir'e büyük hizmetlerde bulundu.
Rehberi Süleyman Demirel
Necip Kalkan, siyaset hayatında eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı örnek aldığını söylüyor. Demirel'in her türlü sorunu çözmekteki hüner, sabır ve yumuşaklığını övüyor. Hele siyaset yaptığı yıllarda kendisinin bir parçasıymış gibi yanından ayırmadığı meşhur fötr şapkasına da tutkun. Kalkan'ın da Demirel örneği bir fötr şapkası var. Siyasetteki anlayışı şu. "İnsanlar kavga etmeden bu güzel ülkeye hizmete çalışmalı..." Erdoğan'ın da ülkenin içine gömüldüğü sorunları çözmedeki liderlik vasfına hayranlık duyduğunu söylüyor.
Sekiz saniyede tuşa getirdi
Necip Kalkan'ın güreşteki başarıları peşpeşe geldi. Namık Kemal Lisesi öğrencisiyken Türkiye Liseler Şampiyonasında bir rakibini 8 saniyede tuşa getirerek Guinness Rekorlar Kitabına girdi. Üniversiteler Türkiye Birincisi oldu, (A) Milli Takıma defalarca çağrıldı. Tevfik Kış ve Mahmut Atalay gibi şampiyonlar, "Necip; gel Ankara'ya. Seni çalıştıralım, uzun yıllar bileğini kimse bükemez. Sende kabiliyet var" dediler ama, Necip sadece sporcu kalmak istemiyordu, hayalinde çilesini çektiği hayat üniversitesini de kazanmak vardı.
İTO'daki emekleri yadsınamaz
Kalkan, iş alanındaki başarısını cemiyetçiliğe taşıdı. İzmir Ticaret Odası'nda ona "Üstad" lakabı takıldı. Çünkü Tekin Çullu'dan sonra 5 dönemle en fazla meclis başkanlığı yapan kişi. Sırrını şöyle açıklıyor: "Kavgadan değil, birleştiricilikten yanayım. Herkesi aynı mesafede kucakladığım için de beni sever, sayarlar. Ömrüm yettiğince ekonomimize hizmete devam etmek istiyorum." Bu İzmir'de herkesin, "Kentin gülü" dediği, her türlü sosyal etkinliğin renkli adamı, milletvekili adaylığında beklediği yerde gösterilmeyişine kırılmış ama küsmemiş. Ama hayatı öylesine dopdolu yaşıyor ki, aktivitesine hayran kalıyor, "İzmir'in Necip Kalkan'lara çok ihtiyacı var" demekten kendinizi alamıyorsunuz.

Yorumlar
Kalan Karakter: