Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, maden sahalarını, sektörün ve pazarın, katma değerli ürün elde edeceği yeni bir modeli başlatacaklarını duyurarak, "Biz ham kromları, ham bakırları, ham altınları ihraç ediyoruz ancak 10 katına bize geri dönüyor. Bu model, hem yatırımcı dostu hem ülkeye, istihdama ve sektörün büyümesine katkılı hem de ortaya konan katma değerle Türkiye'nin cari açığına ilaç olacak bir süreç olmalı. Maden yönetmeliğini 30 Eylül'den önce hayata geçireceğiz" dedi. Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamındaki 'Madencilik Sektör Toplantısı'nda konuşan Albayrak, "Geçen yıl attığımız adımlarla, sistemin oturması, altyapının yenilenmesiyle süreç yoluna girdi. Peki enerjiye bu kadar vakit ayırıyoruz da maden sektörü öksüz evlat mı? Değil. Tam tersine, maden sektörü Türkiye için çok hayati ve kritik bir sektör" deri. Nisan itibariyle yeni sürecin başlangıcını ifade eden Milli Enerji ve Maden Stratejisi'nin lansmanını yaptıklarını hatırlatan Albayrak, madenin ekonomik, toplumsal ve istihdamdaki önemine işaret etti.
ÖNÜMÜZDEKİ YOL BÜYÜK
Albayrak, katma değerli sektörlerin başında gelen madenciliğin, mesafe olarak katetmesi gereken büyük yolu olduğuna dikkati çekerek, "Ham maddede bir çarpansa, yarı mamülde sekiz, tam mamüle döndüğünde ortalama 24 çarpana kadar çıkabilecek bir katma değer üretebilecek bir sektörden bahsediyoruz. Gayrisafi milli hasılaya oranı, ortalama, madencilik anlamında ileri düzeyde olan ülkelerin yüzde 5,6,7'lerde hisse aldığı bir sektörden bahsederken Türkiye'de bu oran yüzde 1'lerde. Bunun Türkiye ekonomisi açısından 5,6,7 katı büyüyebilecek bir potansiyeli var" ifadelerini kullandı.
CİDDİ İYİLEŞTİRME ŞART
Maden sahalarını, sektörün ve pazarın, katma değerli ürün elde edeceği yeni bir modeli başlatacaklarını duyuran Albayrak, şunları kaydetti: "Biz ham kromları, ham bakır, ham altınları ihraç ediyoruz ancak 10 katına bize geri dönüyor. Bu model, hem yatırımcı dostu hem ülkeye, istihdama ve sektörün büyümesine katkılı hem de ortaya konan katma değerle Türkiye'nin cari açığına ilaç olacak bir süreç olmalı. Türkiye son 10 yılda ortalama 44 milyar dolar enerji ithal ederken 10,6 milyar dolar ortalamayla ham ve yarı mamul maden alanında ithalat gerçekleştirmiş. Bu maden sahalarıyla ilgili yeni bir model oluşturacak süreçle ilgili konuyu ciddi bir iyileştirme noktasında halledeceğiz. Maden yönetmeliğini 30 Eylül'den önce hayata geçireceğiz. MTA'nın yurtdışı düzelemesini meclisten geçirdik. Üçüncü ülkelerde kamu olarak önümüzü açacak modellerle özel sektörün iş bitiriciliğini kamunun bilgi birikimiyle harmanlayacağız. DEİK ile de görüşüyoruz."
GÜVENLİK OLMAZSA OLMAZ
Albayrak, en kritik ve sıfır toleransla yaklaşacakları konularından birinin de güvenlik olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Allah korusun bir kaza olduğu zaman madencilik sektörü duruyor. Bir işletmede yapılan hata tüm sektörü etkiliyor. Sektörün belki 10-20 yılını alabiliyor. Türkiye'nin bu kadar süre kaybetme lüksü yok. Bu kadar yer altı kaynağımız var, bununla ilgili tüm bilimsel çalışmalarla birlikte altyapısal iyileştirme ve geri dönüşümü sağlayacağız ama babadan kalma metotlarla değil. 21'inci yüzyıldayız, kendimizi ve Türkiye'yi güncelleyeceğiz. Katma değerli kurumsallaşmış bir sektöre dönüşme stratejisini izlememiz lazım. Bununla ilgili aldığımız kararlardan kimse endişe etmesin. İş sağlığı ve güvenliği, bundan sonraki sürecin sacayağıdır. Maden yönetmeliğiyle ilgili husus tamamlandı, müsteşar beyden geçti ve bana geldi. Ağustos ayı içinde yönetmeliği çıkartıyoruz."
GECİKMELERİN ARDINDA FETÖ VAR
Albayrak, sektörü büyüteceklerini belirterek, bu noktada iş akışı süreçleriyle ilgili iyileştirmeler noktasında ciddi bir sürecin işlediği bilgisini verdi. Geçmiş dönemde ilk müracatın ortalama dört haftayı aldığını ancak hedefin bir haftayı geçirmemek olduğunu aktaran Albayrak, "İhale ilanları ve diğer süreçler yaklaşık bir yılı bulduğu bir süreçte 12 ayı bir aya indiriyoruz. Burada bahsi geçen birçok eski dönemli çok daha fazla zaman alan iş akışlarının hepsinde radikal iyileştirmeler yapıyoruz. Sektörde katıldığım birçok yerde bana gelen taleplerin bir kısmı bunu da ilgilendirdiği için söylemem lazım. 15 Temmuz'dan sonra sektörün ekonomideki geçmişten gelen bu FETÖ'cü yapılanmanın da oluşturduğu olumsuz örneklerin gerçekliğinden hareketle, halihazırda birçok resim yakaladık. Yabancıya, şirket satıyor. Yurtdışından yabancı gelmiş Türk firmaları alıyor. Bir de bakıyorsunuz, yurtdışında sattığı Kanadalı firmanın arkasından kim çıkıyor? FETÖ..." dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: