Yenigün TV’de Ahmet Özsoy’un sunduğu “Yenigün’de Gündem” programına CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak konuk oldu. Seçim çalışmalarından, CHP’nin seçim bildirgesinden, İzmir’in, Konak’ın ve Türkiye’nin sorunlarından bahseden Başak, seçim bildirgesindeki vaatlerinin 1 dönemde yapılıp yapılamayacağı konusunda, “Bütün samimiyetimle söylüyorum ki hepsi bir dönemde olabilecek şeyler. Hangisinin olamayacağına dair hiçkimse bir şey söyleyemiyor. Biz bunları açıklıyoruz. Bunun için sormaları yeterli. Sadece sosyal yardımlaşma açısından 17 milyar lira para dağıtılması gerekiyor. Halkın verdiğini yine halka vereceksin. Biz onlara fazladan bir şey vermiyoruz, beyannamemizde yazan şeylerin hepsi halkımızın hakkı. Kaynak gereksiz harcamalar kısılırsa sağlanır. İşçiye 1500 lira asgari ücret vereceğiz diyoruz. Bunun kaynağını sağlamamıza gerek yok zaten vergileri kestiğinizde brüt olarak maaş 1500 liraya çıkıyor. 17 milyar lira vermemiz gereken sosyal yardımlaşmaya 9 milyar lira ödüyoruz. Biz aradaki 8 milyar lirayı bulsak emeklilere vereceğimiz ikişer maaşı karşılayabiliyoruz. Bu yapacaklarımız sosyal devletin kurulması ile ilgili. Biz böyle yapacağız ve paraları çar çur etmeyeceğiz” dedi.
Seçim süreci nasıl geçiyor?
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; en son çocukluk yıllarımda bu heyecanı yaşamıştım. Bir yurttaş olarak bu seçim sürecinde aynı heyecanı yaşadığımı söyleyebilirim. Geçmişe dönüp kendimizi sorgulamazsak, yanlışlar ve eksikliklerden ders çıkarmazsak siyasette iyi bir yol çizemeyiz. Bana göre aslında CHP’nin anlayışı olan ve uzun yıllardan sonra tekrardan gelen, cumhuriyetçi ve halkçı anlayış bu seçim bildirgesiyle beraber büyük bir heyecan haline geldi. Biz yıllardan beri sosyal demokrat devlet anlayışını savunan bir partiyiz. Ön seçim yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarıya partide yönetimi belirleyen bir sistem olduğundan bizim anlayışımızı da tekrardan destekleyen bir çalışma oldu. Dolayısıyla şu an eksiklikleri olsa da ön seçim ileride çok daha doğru bir şekilde uygulanarak devam edecek.
Yani sizce halkın seçimde söz sahibi olduğu bir döneme geçtik mi?
Geçtik ve bunun bir daha geri dönüşü yok. Çünkü sayın Genel Başkanımız bu konuda çok kararlı. Ayrıca seçim öncesi yapmış olduğumuz bir tüzük değişikliğiyle bu seçimde kontenjandan gösterilen bir aday bir daha kontenjandan aday gösterilmeyecek. Eğer bu aday yapmış olduğu çalışmalarla örgütümüzün takdirini alırsa yeniden aday olabilecek.
Konak Türkiye’nin minyatürü
Bölgenizdeki seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Konak her ne kadar 400 bin nüfusu olan bir ilçe gibi gözükse de, gündüzleri nüfusu 1.5 milyon civarına ulaşan kozmopolit bir ilçe. Türkiye’nin 7 bölgesinden insanı olan ve bir anlamda Türkiye’nin minyatürü bir ilçe. Tabii burada siyaset yapmak hem çok güzel, hem de çok zor. Burada siyasetin ve Anadolu’nun nabzını da çok iyi bir şekilde görebiliyorsunuz. Konak, İzmir’de yoksulluğun, işsizliğin ve göçün en yoğun olduğu ilçe. Bu anlamda Konak gerçekten de siyaset arenasında önemli bir yer arz ediyor.
Peki statta yapılan toplantı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle bu bir şeylerin göstergesi. Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemini istediği ve bunun AK Parti’nin seçim bildirgesinde yazdığı düşünülürse, bana göre beyanname ve vaatler hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece başkanlık ve rejim değişikliğine verilecek verilen oy. Parlamenter sisteme göre vaatler verirsiniz. Eğer parlamenter sistem ortada kalmayacaksa verilen vaatlerin hiçbir anlamı yok. Bunu savunan insan bir stadyumda, parti başkanıymış gibi yaptığı mitingde 80 bin kişilik stadyumda 10 bin kişi ile miting yapıyorsa bunun göstergesidir tabii ki. Bu millet buna yol vermeyecek. Millet artık söylemlere bakmıyor. Ne yaptığınıza bakıyor. İcraate bakıyor. Her şeyin paraya dönüştürüldüğü ve icraatin olmadığı bir iktidar daha fazla bu ülkenin başında kalamaz.
Seçim dönemi başladı, her taraf parti bayraklarıyla renklendi. Bazı partiler yan yana gelip bayrak asmayacaklarına ilişkin çalışmalar başlatıyorlar. Sizin bu konudaki çalışmalarınız ve düşünceleriniz nelerdir?
İki yakada birer parti yan yana gelerek bu kararı verdiler. Ayrıca Gaziemir İlçe Başkanlığımız da bunu uyguluyor. Ancak Konak’ta durum farklı tabii. Konak, İzmir’in tümünü temsil eden bir yer. Gündüz nüfusu 1.5 milyon olan bir yer. Bu seçimin havasını ancak Konak belirleyebilir. Bu anlamda bu seçim havasının yaşandığı bir yer olarak bayraklar burada serbest. Biz de bayrak asma uygulamasını yapıyoruz.
Mustafa Kemal’in anlayışı
Sizce bu seçim heyecanı kararsızların da oy vermesini etkiler mi? Etkilerse hangi partiye yönelirler?
Bence etkileyebilir. Yıllardır siyasetin içerisinde birisi olarak söylüyorum ki sandığa gitmeyen seçmenin yüzde 90'ı bizim seçmenimiz olacak. Sayın Genel Başkanımız Türkiye’nin dört bir yanını kapsayan o Mustafa Kemal’in anlayışını yeniden meydana getirmek için çok çaba sarfediyor. Biz de bu noktada güç verme ve destek verme açısından partimizin ve Genel Başkanımızın yanında duruyoruz. Ön seçimin olduğunu gören kararsız seçmenlerin de yeniden sandıklara bu anlamda döneceğini düşünüyorum.
Peki sizce bir dönemde seçim beyannamenizde yazılan şeyler uygulanabilir mi?
Bütün samimiyetimle söylüyorum ki hepsi bir dönemde olabilecek şeyler. Hangisinin olamayacağına dair hiçkimse bir şey söyleyemiyor. Biz bunları açıklıyoruz. Bunun için sormaları yeterli. Sadece sosyal yardımlaşma açısından 17 milyar lira para dağıtılması gerekiyor. Halkın verdiğini yine halka vereceksin. Biz onlara fazladan bir şey vermiyoruz, beyannamemizde yazan şeylerin hepsi halkımızın hakkı. Kaynak gereksiz harcamalar kısılırsa sağlanır. İşçiye 1500 lira asgari ücret vereceğiz diyoruz. Bunun kaynağını sağlamamıza gerek yok, zaten vergileri kestiğinizde brüt olarak maaş 1500 liraya çıkıyor. 17 milyar lira vermemiz gereken sosyal yardımlaşmaya 9 milyar lira ödüyoruz. Biz aradaki 8 milyar lirayı bulsak emeklilere vereceğimiz ikişer maaşı karşılayabiliyoruz. Bu yapacaklarımız sosyal devletin kurulması ile ilgili. Biz böyle yapacağız ve paraları çar çur etmeyeceğiz. Şu an bir hukuk tanımazlık var ve insanlar iktidarın ne yaptığını bilmeden yaşıyorlar. Sosyal devlet anlayışı hem işvereni koruyacak, hem de işçinin haklarını koruyacak. Bu da toplumun refahını ve birlikte yaşayabilmeyi sağlayacak.
Sandıklarımızı boş bırakmayacağız
Sandıklarla ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Sandıklar bizim için çok önemli. Hilelerin yapıldığına dair bizde de toplumda da bir algı var. Bu sebepleri kaldıracak noktada da bizler olmalıyız. 1. bölgede oylarımıza sahip çıkacağız. Sandık sayımı bittiğinde ve biz de kontrolümüzü yaptığımızda sandık başkanının imza attığı belgenin bir kopyasını saklayacağız. Bu anlamda da herhangi bir usulsüzlük olursa bunu Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) göndereceğiz. Sandıklarımızı boş bırakmayacağız.
Peki bunun örgütlenmesini nasıl yapacaksınız?
Düne kadar bu işi zaten yapan arkadaşlarımızı yeniden görevlendireceğiz. Bu anlamda sandık kontrolü yaparken eksiklikleri olan veya sayım bitmeden sandıkları terk eden arkadaşları biz tasfiye ettik. Onların yerine bu işi layığıyla yapacak arkadaşlarımızı belirledik. Onlara eğitimlerimizi verdik. Genel sayımın yapılacağı 80 okulda da ayrıca arkadaşlarımızı görevlendireceğiz. Sandık başındaki görevlilerle sürekli irtibat halinde olacaklar. Hukuksal bir sorun olduğunda sandık sorumlusu alan sorumlusuna, alan sorumlusu ise avukatlara bildirecek. Bu anlamda iyi bir sistem kurduğumuza inanıyorum. Yani seçim günü teyakkuzda olacağız.

Yorumlar
Kalan Karakter: