CHP, hafta sonu yapılan Parti Meclisi ve Genel Başkanlık seçimleri ile iktidara ortak olabilme adına bir adım atabilirdi... Fakat günümüz gerçeklerinden çok uzak bir parti içi yarış, CHP'ye kazandırmaktan öte kaybettiriyor... Bugün gelinen noktada AK Parti'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı seçim barajını kaldırmamaları nedeniyle eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti içerisindeki demokrasinin dibini kurutan “128 imza barajı” üzerinde sıkı sıkıya durması CHP'de gelecek adına endişelerimi artırıyor. Parti içerisindeki yanlışları düzeltmeden genel seçim çalışmalarındaki yanlışların peşinden koşanları halk ne kadar ciddiye alır göreceğiz.
Ben Kılıçdaroğlu'nun parti içerisindeki cevherler çıkarmak adına bu baraj garipliğinden vazgeçeceğini düşünüyordum, yanıldım... Aslolan CHP'nin başarısı olduğu gün ve koltuktan olma korkusunun ikinci plana itildiği gün CHP'de iktidardan bahsedebilmek mümkün olacak. Aksi halde sayısız seçim kaybeden Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinde asılı kaldığı yüzde 25 barajının üzerine çıkmak için değil altına düşmemek için savaş verecektir.
PM'nin kalitesi veya Genel Başkan'ın yenilenen heyecanı seçim kazanmada yeterli olacak mı onu 2019 seçimlerinde açık bir şekilde göreceğiz. Net olan bir şey varsa Türkiye'nin güçlü iktidarlara gereksinimi olduğu gibi güçlü iktidarlara zaman zaman yön verecek güçlü muhalefetlere de ihtiyacı oluşudur. Umarım yeni Parti Meclisi, 1 Kasım seçimlerinin kaybedenlerinden biri olan CHP için umut olur. Ve umarım CHP yüzünü yeniden demokrasiye döner...
Unutmadan, oyu geçersiz sayılan 248 delegenin pusulaya Mustafa Kemal Atatürk yazdığı iddia ediliyor. Eğer bu gerçekse Atatürk'ün partisinde, mevcut delegenin yüzde 25'inin Atatürk adının gelecek kuşaklara aktarılmasıyla ilgili ciddi kaygılar duyduğu ortaya çıkıyor.
İzmir’in vizyon projeleri
Fark ettiniz mi bilmiyorum, uzunca bir süredir halkı İzmir'e bağlayacak kalitede projeler üretebilmekte güçlük çekiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Buca'ya metro götürme çabaları, mevcut hattı Narlıdere'ye uzatma projeleri kuşkusuz kentin ulaşım sıkıntılarını çözecek projeler. Doğal olarak kentin vitrinine önemli katkı sunacaklar. Yine hükümetin İzmir-İstanbul Otoyolu çalışmaları ile Mavişehir ve İnciraltı'nı birbirine bağlayacak tüp geçit ve köprü projesi de vizyon projeler. İnanıyorum ki tüm bunlar bittiğinde İzmir'de bir şeylerin değiştiğini göreceğiz. Benim kastım, daha ufak çapta, turizme yönelik, eğitime, sanayiye yönelik projeler.
Örneğin hala Kültürpark'ın geleceği ile ilgili bir adım atamadık. Kemeraltı öyle duruyor. Kadifekale'ye teleferik çıkaramadık. Alsancak'a alt geçit yapamadık. Kruvaziyer turiste gösterebileceğimiz onlarca zenginliğimizi, yakın tarihimizi kurtaramadık. Aziz Başkan'a bir teklifim var. Bakın Başkan, Kordon'da Yunan Konsolosluğu binası alıcı bekliyor, Alman Konsonolosluğu'nun eski binası satılık... Hemen diplerinde yan yatmış bir Rum evi daha var. Neden buraları belediye olarak almıyoruz. Semtevleri, müzeler, turizm, tanıtım büroları gibi kente değer katacak projeleri bu binalar vasıtasıyla hayata geçirmiyoruz. Ne kaybederiz ki Başkan? 20-30 milyon liraya eski İzmir'in son miraslarını da kente belediye olarak kazandırsak...
Ne kaybederiz ki?

Yorumlar
Kalan Karakter: