Eğri oturup doğru konuşalım. Turizmde krize karşı, ne kendini Rus turiste endekslemiş Güney sahillerinin ne de dünyanın sonu gelene kadar otelleri dolu olacak sanan Batı sahillerinin bir “B” planı yoktu. Onlara göre her şey güllük gülistanlık olacak, Antalya için yanıp kavrulan Rus turist de, Bodrum'un, Marmaris'in, Didim ve Çeşme'nin mavi denizine aşık İngiliz ve Alman da asla, hiçbir yere gitmeyecekti. Gel gör ki Ortadoğu'da siyaset, onların beklentileri kadar durgun, talepleri kadar masum değildi.
Sonuç ortada.
B planı yapmayan tesisler, bugün yazın bir an önce bitmesini istiyor.
İzmir'de de tablo tıpkı Ege ve Akdeniz'in tamamında olduğu kadar vahim. Bir çok tesis boş, hatta öyle boş ki, devlet yerli turist ile ilgili planlarını yürürlüğe koymasa daha sezon başında teslim bayrağını çekecekler.
Peki işletmecinin B planının olmadığı bir ortamda İzmir üzerine düşenleri yerine getirdi mi?
Maalesef...
İzmir, en az işletmeciler kadar bu görülmemiş, duyulmamış durum karşısında hazırlıksızdı.
Uzun yıllardır söylüyorum. Eğer turiste deniz, kum ve güneşiniz dışında bir şey veremezseniz, bir şey sunamazsanız, turistin konjonktürden duyabileceği en ufak kaygıda kaybeden taraf hep siz olursunuz. Ve öyle oldu da. Kentsel dönüşümün uğramadığı, hala altyapı sorunlarıyla boğuşan, tarihe gereken değeri veremeyen, turiste bir müze dahi sunamayan, 40 yıldır aynı meydanlara sahip İzmir yaşayarak gördü ki, turistin talepleri karşısında çaresiz, sert Avrupalı rakipleri karşısında vitrinsiz bir kentiz. Çok açık bir şey var. Turist, Basmane, Alsancak ve Karataş'taki evleri restore edilmiş olarak görmek ister. Restore edemezsen, gelmez. Turist, Alsancak Garı önünde proje bekler. Garı müzeye çeviremezsen, çevresindeki binalara turizme açamazsan, yolu da yeraltına alamazsan gelmez. Turist şehrin ortasında işlevsiz bir Kültürpark'a prim vemez. İşlevsiz bırakırsan gelmez. Turist yat limanı ister, kruvaziyer limanı ister, Kadifekale'ye teleferik ister, Kemeraltı'nda restorasyon ister, yepyeni meydanlar ister, marka projeler ister, sahil şeridini pırıl pırıl görmek ister, kokusuz dereler ister, keşmekeşsiz trafik ister, Agora'da otopark ister, Ege Medeniyetleri Müzesi ister...
Deneyimlerle sabittir ki, tüm bunları vermezsen ilk fırsatta senden vazgeçer.
Artık akıllı olma zamanı. Sadece Çeşme'nin denizi, sadece Foça'nın rüzgarı, sadece sofranın güzelliği turisti bu kente bağlamıyor. Akıllı olalım, küçük paralarla gerçeğe dönüştürebileceğimiz hayallerimizin peşinden koşalım. Tüm bunlar için tek adres Büyükşehir'dir. Başkan Kocaoğlu tüm bunları yaptırabilecek mali kudrete sahiptir.

Yorumlar
Kalan Karakter: