Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Yüce, İzmir'de turizmin canlanması için Kemeraltı'nda bulunan 9 havranın yeniden ayağa kaldırılmasını istemiş. Yüce, Sabetay Sevi'nin evinin dahi iyi bir tanıtımla İzmir turizmini atağa kaldıracağını söylemiş.
Çok şükür en azından biri, uzun bir süredir köşe yazılarına taşıdığımız, haberler yaptığımız Kemeraltı'ndaki havralar ve Sabetay Sevi'nin evi ile ilgili kayda değer sözler etmiş. Yüce'nin sözlerine noktasına, virgülüne kadar katılıyorum. Dünya coğrafyası üzerinde bir çok ulusun ve pek çok dinin harmanlandığı en mükemmel nokta olan İzmir'de ne yazık ki kültürel değerlerin yok olup gitmesine izin vermişiz. Oysa ki çok değil, 100 yıl önce Kemeraltı'nda birlikte ticaret yapan, birlikte yiyip için farklı etnik kimliklerden, farklı dinlerden insanlar bu devletin ayrılmaz birer parçası, bir elmanın iki yarısı gibiydiler. Sosyolojik etmenler, siyasi bir takım oyunlar ve savaşlarla yıkılan bu birliktelik geriye öyle paha biçilemez bir hazine bırakmış ki... Bunları değerlendirmek bir yana, ayakta durmalarına dahi yardım edememiş, zamanla yok olup gitmelerine göz yummuşuz.
Dünya, deniz-kum-güneşten oluşan turizm türünü hızla ikinci plana atarken, Türkiye yükselişe geçen kültürel turizmden payını almakta pek de aceleci davranmıyor. Öyle ki yarın turistin önüne koyabileceğimiz materyaller bir bir yıkılıyor, yok oluyor.
İşte tüm bunların adına İzmir'deki bu muhteşem hazineyi artık bir an önce gün yüzüne çıkarmak zorundayız.
Ben söylemekten bıkmadım herhalde duyması gerekenler, defalarca kez bunu gündeme getirmemden yorulmuştur. Ama Uğur Yüce'nin sözlerinden anlaşıldığı gibi gündemden düşürmediğimiz “İzmir'in tarihi” konusu zaman zaman doğru adresleri de buluyor.
Hiç kimse tarihi binalar konusunda “Belediye bütçesi yetmez”, “Satan olursa alırım” gibi saçma bahanelerin ardına sığınmasın. Yıkılmaya yüz tutmuş tarihi binalar için en azından Meclis'ten geçirebileceğiniz ve İzmir'e özel olabilecek bir kanunla işe başlayabiliriz.
Tekrar söylüyorum. Basmane oteller bölgesi ile Alsancak'ta bulunan cumbalı evler konusunda bir an önce adım atmalıyız. Kemeraltı'nda bölgesel projelere veya bireysel alışmalara ihtiyacımız yok. Buradaki her binanın tek tek ele alınacağı bütünsel bir projeyi ortaya koyabilecek gerekli izinlere bir an önce ulaşmalıyız. Zaman zaman duran Agora'daki kazılar artık sekteye uğramamalı. Ve Agora'nın üzerindeki Roma Tiyatrosu'nda uzun süredir devam eden sükûnet bir an önce son bulmalı. İkiçeşmelik kurtarılmalı. Cicipark'taki İpek Yolu acilen kentin tarihi içindeki hak ettiği yeri almalı. Kadifekale'ye teleferik projesi derhal hizmete alınmalı. Ve tabi, Kadifekale'nin üzerinde hayata geçirilmesi planlanan Ege Medeniyetleri Müzesi artık gündeme gelmeli.
İzmir deniz-kum-güneş turizminin merkezi, İzmir kültürel turizmin merkezi, İzmir sağlık turizminin merkezi ve İzmir inanç turizminin merkezi...
Gelin bu muhteşem buluşmayı, kentin lehine kullanalım.
Bahaneler hep var, bu sefer her zaman yaptığınızı yapıp bunların arkasına sığınmayın.
İyi haftalar...

Yorumlar
Kalan Karakter: