Geçtiğimiz Cuma günü gazetemizin 10. kuruluş yıldönümü için Bayraklı Arena'daydık. Öncelikle katkı koyan, bugünlere gelmemizde en büyük pay sahibi okuyucularımıza ve gazetemiz çalışanı her bir kardeşime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca gecenin hazırlanmasında önemli pay sahibi kızım ve oğlum Yeşim Gündoğdu ile Eyüphan Gündoğdu'ya da ayrıca teşekkür ediyorum.
Gecede bizi onurlandıran İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekillerimiz, partilerin il ve ilçe başkanları, belediye başkanlarımız, İzmir ticaretinin önemli isimleri ve bu anlamlı günde yanımızda bulunan tüm dostlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım çok daha iyi günlerde Yenigün'ün nice yaşlarını yine birlikte kutlarız.
Gelelim İzmir ulaşımına. Eksiği ile, hatası ile bence kentte ulaşımın raylı sistem üzerine aktarılması kadar mantıklı bir şey yok. Aktarılma sayısı fazla olabilir, sıkış tepiş gidiliyor olabilir fakat modern kentlerin hiçbirinde koca koca otobüsleri şehir merkezinde görmemiz mümkün değil. Tabi ki Metro ve İZBAN ağı genişletilsin, tabi ki yeni vagonlar gelsin, bunlarla birlikte sistem kusursuz işlemeye ancak başlayacaktır. Ama eski sistem öylesine sorunluydu ki, otobüsler Alsancak'tan kısmen çekilmiş olsa da gar önündeki yoğun trafik hala varlığını sürdürüyor. Akşam saatlerinde kilit haline gelen araçlar, Çankaya'ya kadar Alsancak trafiğini felç haline getiriyor. Trafikte sinirlerin gerilmesine yol açan bu sıkışıklık, insanın insana olan saygısının da azalmasına neden oluyor.
Peki ya çözüm?
Çözüm İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun projeleri içerisinde.
Bölgedeki sıkıntının farkında olan Başkan, seçim döneminde buranın yeraltına alınarak rahatlatılabileceğini söylemişti. Üst kısmı sevgi yolu ve yeşil alan olarak planlayan Kocaoğlu'nun bu projesini hayata geçirmesi burası için tek kurtuluş yolu. Bölgenin tarihi dokusunu da kurtaracak proje ile bence İzmir'in en önemli meydanı 100 yıl önceki kimliğine kavuşacak.
Unutmadan, fuarların Gaziemir'e taşınmasının ardından Kültürpark'ın geleceği ile ilgili kafalarda doğacak soru işaretlerini ancak bizim gibi şehirlerde yapılan uygulamalara ve bunların sonuçlarına bakarak dağıtabiliriz.
Gerek yurtdışında, gerekse yurtiçinde yeşil alan olarak şehir içerisinde kalmış bu ve bunun gibi yerler, hapishaneye benzer duvarların kaldırılması ile hayat bulmuştur. Bence ne stat, ne kültür merkezi, ne de başka bir şey Kültürpark'ın kurtuluşu; Buranın duvarlarının kaldırılarak halka armağan edilmesinde yatıyor.

Yorumlar
Kalan Karakter: