Polat “Kazanmak için her türlü argümana başvuruluyor. Bu da demektir ki; ne muhalefet nede iktidar demokrasiyi içine sindirememiş.” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için bazı insanların “Çok iyi, çok değerli bir insan ama bu yapamaz” tarzında cümleler kullandığını aktaran Polat, ülkenin iyi insanlara bakışının tam da bu cümlelerde saklı olduğu vurgusu yaptı. Celaleddin Polat, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasının demokrasi ile bağdaşmayacağını aktardığı konuşmasında “Demirtaş Cumhurbaşkanı adayı ama cezaevinde. Eşit kulvarda yapılmayan bir seçime gidiyoruz. Sayın Demirtaş’ın kendi projelerini anlatmak gibi bir durumu yok. Bu kim olursa olsun, bana göre demokratik değil. Suçluysa neden Cumhurbaşkanı adaylığı kabul edildi? Eğer suçsuzsa neden içerde? Bunun cevabını ülkenin yargısı da, siyaset yapanı da verebilmeli.” dedi.
“Hükümet de muhalefet de demokrasiyi sindirememiş”
Hozat Belediyesi Başkanı Celaleddin Polat, 24 Haziran seçimlerine gidilirken, gerek hükümetin gerekse muhalefetin kazanmak adına başvurduğu argümanların, demokrasiyi sindiremediklerinin göstergesi olduğunu savundu.
Türkiye’deki siyasi söylemlerin kutuplaşmayı artırdığı öngörüsünde bulunan Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ülkemizdeki seçim süreçleri hiçbir zaman demokratik ortamda yürütülmüyor. Hükümetin kazanmak için her türlü argümana başvurması, muhalefetteki partilerin de barajı aşacağım diye her türlü yönteme başvurmaları; ne muhalefet nede iktidarın demokrasiyi sindiremediğini gösteriyor. Bir taraf demokrasiyi ihlal ederken, diğer tarafta ihlal ederek var olma çabasında. Ülkenin geleceği konusunda endişelerim var. Kurumlardan tutun siyasete kadar, kokuşmuşluk var. Toplumda babanın oğula, oğulun babaya güven duymadığı bir dönem yaşıyoruz.
Bu ülke bunu hak etmiyor. Geçmişten günümüze hep bedel ödeyen bir ülke olduk. Yani, bir yılımız hiç mi demokrasinin, özgürlüğün, mutluluğun işsizliğin olmadığı bir yıl olarak geçmeyecek?”
“İlerleme kaydedemiyoruz”
Celaleddin Polat, Kurtuluş Savaşı’nda Doğu-Batı, Türk-Kürt, Alevi-Sunni ayrımı yapmadan vatan savunmasına giren bir halkın, bugün bir türlü ilerleme kaydedemediğini belirterek, “Yurtdışında insanlar kurallar çerçevesinde hareket ediyor. Devlet kural koyuyor, insanlar da bu kurallara saygıyı gösteriyor. Ama bizim ülkemizde hileyle bir yerlere varalım düşüncesi hakim. Bu öyle bir yerleşmiş ki, artık kültürümüz haline gelmiş.
Gelinen noktada, halk diliyle söylemek gerekirse; namussuzun namusluya namus dersi verdiği bir dönem yaşıyoruz. Kavramların içi boşaltılmış, eğitim seviyesi düştükçe insanların kalitesi ve inandırıcılığı da düşüyor. Siyasete giren insan, her türlü hileye başvurabiliyor. Bu da ister istemez topluma da yansıyor.” şeklinde konuştu.
“Çocuklarımızı düşündükçe kaygılarımız artıyor”
Polat; “Toplumun gidişatı iyi yönde değil. Çocuklarımızı düşündükçe kaygılarımız artıyor. Eğitimi bitirdiler. Çıkan her yasaya boyun eğiyoruz veya yasayı çiğneyen adamlara kral diyoruz, başımızdaki adam diyoruz, ağa diyoruz, reis diyoruz, paşa diyoruz, başkan diyoruz. Bekliyoruz ki bir kurtarıcı gelsin ama artık gelmez. Artık sistem bozuldu, sisteme direneni sistem yutuyor. Niye? Çünkü acımasızca argümanları kullanan erk, karşısına çıkacak doğru şeyi de tüketiyor. Kendimden örnek vereyim; ben Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanıyım. Bizim bir genel başkanımız var. Genel başkanımızın siyasetteki duruşu, Türkiye koşullarına uygun mu diye sorarsanız, bana göre; Türkiye aslında Sayın Kılıçdaroğlu’nun düzgün, namuslu, onurlu, yalan söylememesiyle gurur duymalı.
Ancak vatandaşların bir kısmı ‘Çok dürüst, çok değerli ama O yapamaz’ diyor. Yani bu her şeyi özetliyor. Aslında bu cümle nasıl insan istediğimize dair de ruh dünyamızı yansıtıyor.
Gerçekte, aslında Türkiye’de adeta çok iyi olan biri siyaset yapamaz, ticaret yapamaz. Bunu bunun göstergesi.” ifadelerini kullandı.
“Mutluyum diyenlerin nasıl mutlu olduklarını merak ediyorum”
Ülkede, düzgün ve ahlaklı iş yapanların karalandığını ve bir yerlere gelemediğini söyleyen Tunceli’nin Hozat ilçesinin belediye başkanı, “Düzgün biri neden batıyor, neden karalanıyor, neden bir yerlere gelemiyor?” sorularını yöneltti ve cümlelerini; “Bizi yönetenler fazla baskıcı. Muhalefette aynı argümanları güderse, kutuplaşma olacak ve bunun sonu çok kötü olacak. Böyle olsun demiyorum ama kaygım bu. Ekonomik gidişatımız, dış ilişkiler, iç ilişkiler iyiye gitmiyor. Mutluyum diyen insanı ben merak ediyorum, nasıl mutlu.” şeklinde tamamladı.
Demirtaş neden içerde?
Halkların Demokratik Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasını haksızlık olarak nitelendiren Celaleddin Polat; “Başta da söyledim, demokratik bir ortamda seçime gidilmiyor. Bir defa seçim tarihi bile yanlış alındı. Alelacele, birilerini devre dışı bırakmak için alınan bir karar. Sayın Demirtaş Cumhurbaşkanı adayı ama cezaevinde. Eşit kulvarda yapılmayan bir seçim. Kendi projelerini anlatmak gibi bir durumu yok. Bu kim olursa olsun, bana göre demokratik değil. Suçluysa neden Cumhurbaşkanı adaylığı kabul edildi? Eğer suçsuzsa neden içerde? Bunun cevabını ülkenin yargısı da, siyaset yapanı da verebilmeli.” dedi.
“Niye herkesi biz kurtarmaya çalışıyoruz”
Seçim zamanlarında kendi partisini bırakıp başka partilere oy verenleri anlamakta zorlandığını ifade eden Polat; “Seçim zamanlarında A Partisini baraj altında bırakmayayım, buna destek olayım seçime girsin mantığı doğru bir yaklaşım değil. Ben hangi parti taraftarıysam, gider o partiye oyumu veririm. Başkalarının seçime girmesi veya başka gerekçeler için partimden vazgeçmemeliyim.
Ben CHP’liysem gider CHP’ye oy veririm. HDP’li, Ak Partili…Kısaca hangi partiliysem ona oy vermeliyim. Yok A Partisine de yardım edeyim seçime girsin, yok B partisi baraj altında kalmasın? Niye herkesi biz kurtarmaya çalışıyoruz?” dedi.
“Ak Parti’ye oy veriyorlar ama CHP’ye oy verenlere küfrediyorlar”
İşte Polat’ın konuşmasında aktardığı diğer hususlar;
“Doğu’da Güneydoğu’da Ak Parti’ye ve HDP’ye oy çıkıyor. Ak Parti’ye ve HDP’ye oy verene sesleri çıkmıyor ama CHP’ye oy veren Tunceli halkına hakaret etme hakkını kendinde buluyorlar.
Karşı tarafa faşist diyorlar ama kendi faşizminden haberleri yok. Belki de haberleri var ama CHP’ye saldırmayı kendine meslek edinmişler.”
“Yurt dışında yaşayıp buradakilere akıl veriyorlar”
“Yurt dışında yaşayanlar Türkiye’de yaşayan insan ne çekiyor, nasıl yaşıyor bilmiyor. Avrupa’da bir eli yağda bir eli balda ve maaşını da oradan alıyor. Buradaki halka da veryansın ediyor: Böyle davranın, böyle söyleyin diyorlar. Kendini tanrı ilan etmiş, buradakilere şekil vermeyi misyon edinmişler.”
“Toplumu sükunetle yönetecek siyasetçilere ihtiyaç var”
“Toplumumuzu barış ve huzur içinde sükûnetle, sabırla yönetebilecek yöneticilere ihtiyacımız var. Toplum söylentilerle, dedikodularla yönetilmeye çalışılıyor. Böyle olursa sonu karanlıktır. Bunu ister CHP yapsın, ister HDP, Ak Parti, Saadet Partisi yapsın. Hangisi yaparsa yapsın, bilimden ve gerçeklikten uzak olan karanlığa mahkumdur. Bu; toplumu da karanlığa götürür.”
(Kaynak:Emek Gazetesi)

Yorumlar
Kalan Karakter: