Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz değerli ağabeyim merhum Hamdi Türkmen ile dostluğumuz 1991 yılında başlamıştı. O yıl ben Doğru Yol Partisi’nden İzmir’de milletvekili adayı gösterilmiştim.
30 yaşlarında bir gençtim, rahmetli Mehmet Altındağ ve İzmir İl Emniyet Müdür yardımcısı Ertuğrul Kara’nın ısrarları doğrultusunda DYP’ye 3500’ün üzerinde sevenlerimle kayıt yaptırmıştım.
Rahmetli Atalay Noyener Fuar içerisinde bulunan Akasyalar Gazinosu’nu şahsıma tahsis etmişti.
Bütün gün boyunca dostlarımla, arkadaşlarım ve akrabalarımla kayıt işlemlerini yapmıştık.
İzmir’de gündem olan kayıt törenleri ve mitingler Hamdi Türkmen’in dikkatini çekmiş olacak ki şahsıma ulaşarak gazeteye davet etti.
Hamdi ağabeyin nazik davetine iştirak etmiş ve gazeteye gitmiştim, odası kalabalıktı, iki üç dakika kadar sonra kapıya çıktı ve saygın, naif, güler yüzlü bir şekilde, sanki kırk yıllık dostum gibi beni karşılamış, buyur Salih’çiğim demişti.
Odasına girdiğimizde saygınlığını göstererek makam koltuğu yerine oturduğum koltuğun karşısındaki misafir koltuğuna oturmuştu.
Hoşsohbetten sonra “Salih’çiğim seni kutluyorum, bakanların, vekillerin, belediye başkanlarının toplayamadığı halkı sen topluyorsun, bu sevgiyi bu genç yaşında nasıl elde ettin” sorusuna yaklaşık otuz saniye düşündükten sonra “Hamdi ağabey, sizin yanınıza gelinceye kadar onlarca insana Hamdi Türkmen nasıl biri diye sordum ve mert, cömert, yardımsever, saygın bir şahsiyettir cevabı aldım, peki ağabey siz bu sevgiyi nasıl elde ettiniz” dediğimde “demek istediğini çok iyi anladım, ama hep böyle kal emi” cevabını vermişti.
Sohbetimizin devamında “Salih kardeşim elimden ne gelirse sana katkı koymaya, destek olmaya hazırım” demesi üzerine teşekkürlerimi ileterek “ağabey peki ben gazeteye ne gibi katkı koyabilirim” diye sormuştum.
Saygınlığını göstererek sorumun üzerine “bak şimdi bozuşuruz, hani ağabey-kardeş olmuştuk” cevabıyla gönlümde taht kurmuştu.
Peki, bu söylemlerimden bir şeyler anlayabildin mi sayın yemekçi Nedim Atilla?
Hiçbir şey anlamayacağını biliyorum ancak sen anlayana kadar anlatmaya devam edeceğim!
Yıllar içerisinde Hamdi ağabeyimle dostluğumuz devem etti…
O zamanlar SKY TV’de yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim Erkekçe programını canlı ve telefon bağlantılı yapıyordum, yaptığım programlar her daim gündem yaratıyordu, İzmir’de görev yapan üst düzey yöneticiler başta olmak üzere muhtarlar dahil olmak üzere sorunlarını gündeme getiriyor, çözüm buluyordum.
Hiç unutmam, günlerden çarşambaydı, Hamdi ağabey beni arayarak “Salih kardeşim yarın müsaitsen akşam buluşalım, yemek yiyelim” demişti. Ertesi gün Kordon’da bir restoranda oturmuş, yemek yerken sohbete dalmıştık. Merhum Hamdi ağabey bana “Salih tehlikeli programlar yapıyorsun, arı kovanlarına çomak sokuyorsun, dikkatli ol, balık çiftlikleri yüzünden başını belaya alma” demesine “ağabey denizlerimizi, kıyı şeritlerini mahveden çiftlikleri açığa aldırana kadar savaşım devam edecek, bana hiçbir şey olmaz merak etme” demem üzerine “sen delisin, bir ihtiyacın olursa ağabeyin yanında bunu unutma, ayrıca Yenigün adında bir gazete kuruyorum ve senden gazetemde köşe yazısı yazmanı, özel haber yapmanı rica ediyorum” demişti. Ben de kendisine “ağabey ben ne köşe yazısı yazmaktan ne de haber yapmaktan anlamam” demiştim ancak kabul etmeyerek “Salih kardeşim hem canlı yayın yapıyorsun, hem yayına canlı telefon alıyorsun. Bunu en iyi şekilde yapacağına emin olduğum için senden bunu rica ediyorum” demesine karşılık kısa bir süre düşündüm, aklıma milletvekili adayı olduğum dönemde Hamdi ağabeyimin bana ve ekibime karşılıksız yaptığı yardımlar geldi ve kendi kendime Salih vakit vefanı gösterme vaktidir, ağabeyinin ricasını kırmaman gerekiyor diyerek ağabeyime ricasını kabul ettiğimi söyledim.
Geçen sürede yazdığım yazılar gündem olmuş olacak ki ağabeyim benden haftada iki gün yazı yazmamı rica etmişti onu da kabul ederek haftanın iki günü aksatmadan yazılarımı yazmış, özel haberler bularak İzmir’de gündem oluşturmuştum.
Bu anlamda vefanın ne olduğunu anladın mı acaba diye sormak istiyorum sana yemekçi Nedim Atilla?
İzmir’de günlük gazete çıkarmak kolay değildi, İzmir’de bir iki kişi haricinde sanayicisi, müteahhidi, oda başkanları, bakanlar, vekiller, belediye başkanları ve siyasetçiler yazılı ve görsel basına sahip çıkmıyorlardı şimdi olduğu gibi. Ha işleri düşünce ağaları, babaları olursunuz ama işleri bitti mi arada onları bulasın…
Hamdi ağabeyimin bir gün eli dara düşmüş, işin içinden çıkamaz olmuş ki beni aramış, sıkılarak, Salih kardeşim maddi konularda sıkıştım dediğinde ağabeyim bana rakamı söyle ve Meltem yengemin yeğenini yolla gereken neyse yaparım demem üzerine teşekkürünü ileterek gerçek bir dost ve kardeşsin demişti.
Yemekçi Nedim Atilla ithamda bulunduğunuz insan İzmir’de kamuoyunu habersiz bırakmamak adına ne zorluklarla mücadele etti şimdi anladınız mı? Onun tanıdığı, bildiği milyonluk ağa babalar vardı ancak kimseye tamah etmedi hiçbir zaman, her zaman yanında dostları, kardeşleri oldu.
Vefa ve insanlık adına sana iki kelam etme gereğini duydum, insan olan insan rahmete gidenin arkasından konuşmaz, sana yıllarca katkı koymuş bir insana bunu yaptın ya katkısı olmasa bile bunu yapman insanlığa yakışmaz.
Sağlığında, sağ olduğu zamanlarda neden bunları yazmadın?
Cesaretin mi yoktu, yüreğin mi yetmedi?
Hamdi ağabey belki şuanda hayatta değil, sana cevap veremiyor; ancak onun dostları var ve sana gereken cevaplar veriliyor, vermeye de devam edecek!
Yemekçi Nedim Bey Allah senin gibi vefasızları koltuk ve makam sahibi yapmasın.
Seni ve senin gibileri İzmir halkı dışlamalı, bağlı bulunduğun kurumlar seni ve senin gibileri saf dışı bırakmalı bilmem anlatabildim mi yemekçi Nedim Atilla?
Bu vesile ile şahsıma yıllarca çıkar gözetmeden manevi açıdan katkı koyan merhum ağabeyim Hamdi Türkmen ağabeyimin, ailesinin ve tüm sevenlerinin her konuda ve her anlamda yanında olduğumu belirtiyor, ağabeyimi gönüllerde yaşatmak için elimden geleni yapacağımı beyan ediyorum.
Nurlar içinde uyusun, ülke dışında olmam sebebiyle cenaze merasimine katılamamanın üzüntüsü tüm yaşamım boyunca devam edecek!
Ağabeyimin arkasızdan hadsizlik yapan kim olursa olsun bir kardeşi olarak üzerime ne düşerse yapacağımdan da kimsenin şüphesi olmasın.
Başta Meltem yengeme ve Hamdi ağabeyimin tüm sevenlerine tekrardan başsağlığı diliyor, yemekçi Nedim Atilla’nın hayırsızlığı ve hadsizliği karşısında dostlarını savunan, vefalarını gösteren, gazetelerinde ve sosyal medya hesaplarında olumsuzlukları gündeme getiren Sayın Erol Yaşar’a, Sayın Erkan Sevinç’e, Sayın Ünal Ersözlü’ye ve Sayın Ömer Dinçer’e merhum ağabeyim ve şahsım adına teşekkür ediyorum.
İyi insanlar iyi ki varlar…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Sayın Erol YARAŞ'ın Hamdi Türkmen ile ilgili yazdığı yazı aşağıdadır...
Nedim Atilla sana çok ama çok ağır bir yazı yazmak için klavyenin başına oturdum.
Google ile ne kadar marifetli işler yaptığını tek tek sıralayıp İzmir’e senin gerçek yüzünü gösterecektim. (Bu hakkım saklı)
Sonra düşündüm.
Senin gibi bir şerefliye değmez dedim.
Bak, dün 45 yıllık kardeşim, dostum, yoldaşım olan harika bir insanı toprağa verdim.
Hamdi Türkmen…
Hani onun ölümünden sonra bir yazı yazdın ya…
Şimdi, şerefli Nedim sana soruyorum;
Hamdi’den madem bu kadar nefret ediyordun, neden onun sağlığında hakkında tek kelime yazmadın.
Fani olmuş bir adamın arkasından atıp tutmak kolay.
Çünkü o senin gibi şereflilere cevap veremez
Yazında benden de bahsetmişsin
Hadi sıkıysa, adamsan, bana da rahmetli Hamdi’ye attığın çamur ve iftiraları atsana.
Var mı sende öyle bir yürek?
Karanlıkların korkak cücesi!
Yazdıklarının bir kelimesi bile doğru değil, EGE TV’de yaptğımız bütün haftalık programının CD’leri bende var.
Hepsinde Hamdi ve benim karşımda ‘korkak tavşan’ gibiydin.
Google’dan dersini çalışıp gelirdin, ona rağmen yine de konularını savunamazdın.
Hatta reklam arasında bize ‘Abi bana çok yüklenmeyin’ cümlen hala kulaklarımda duruyor.
Esas cahil sensin!
Merak ediyorum, google olmasaydı bu hayatta ne yapacaktın?
Sende vicdan ve insan sevgisinin olmadığı, Hamdi’ye yazdığın yazının son cümlesinde açıkça var.
Buraya o cümleyi tekrar yazayım da, herkes senin ne kadar şerefli bir adam olduğunu bir kez daha anlasın.
Adeta sevgili Türkmen’in yıllardır yaşadığı, kötü hastalıktan ve çektiği acılardan zevk alır gibi, şöyle yazmışsın:
‘’Son beş yıldır cehennemi dünyada yaşadı’’
İnsan düşmanına böyle bir söz sarf etmez!
Ama sen, insanlıktan nasibini almadığın için olmayan kalbinden bunları geçirip, yazıya döküp paylaşmışsın.
Mekanı cennet olsun, Hamdi’nin sana yaptığı iyilikleri tüm eski Yeni Asır çalışanları ve basın camiası çok iyi bilir.
Yaa... Şerefli Nedim, benim sana yaptıklarım...
Yazıda hiç utanmadan benden de bahsetmişsin.
EGE TV’de iki kere kapıma geldin, benden ağlayarak iş istedin. İkisinde de sana EGE TV’nin kapılarını açtım. (Çok üstüme gelirsen neden ağladığını da bir sonraki yazımda açıklarım)
Anlamadığım, yaşamında sana çok büyük iyilikler yapmış, Ben ve Hamdi’ye bu kinin nereden geliyor?
Rahmetli ve ben, sana iyilik ve ekmekten başka bir şey vermedik.
Olmayan kuyruk acını daha açık yaz da, tüm İzmir yeniden senin nasıl bir mal olduğunu anlasın.
Yazında değindiğin konulardan bir tanesini, yıllardır senin gibi temeli olmadan iddia eden şahıs hapis cezası aldı.
İstiyorsan aynı iddiaları sen de devam ettir, seni de mahkemede titrerken görmek bana ayrı bir zevk verecektir.
Şerefli Nedim...
Sana çok ağır hakaretlerle bu yazıyı tamamlardım, ama o zaman senin seviyene düşmüş olacaktım...
İnanıyorum ki, sevgili kardeşim Hamdi de şu anda bana cennetten ‘Ellerine sağlık Erol kardeş, ben de altına imzamı atıyorum’ diyordur.
Yazımı Erdal İzgi’nin Hamdi için yazdığın yazıdan sonra bana attığı mesaj ile bitirmek istiyorum.
İzgi senin için diyor ki; “Muhatap alınacak kişi değil. İsmi cismi çoktan bitmiş, iflas etmiş. Her dönem birinin kapısında tescilli... İyilik cezasız kalmaz. Nankör olduğu ortada, sal ipini gitsin.”
Yazında ismi geçen Erdal İzgi’nin de seninle ilgili düşünceleri böyle...
Bak Şerefli Nedim, yazımın sonuna birçok fotoğraf ekledim.
İzmirliler sevgili Hamdi’yi nasıl bağırlarına bastılar gör diye...
Sana en güzel cevabı aslında İzmirliler verdi.
Hamdi’ye, siyasetçisinden iş insanına, oda başkanlarından birçok sivil toplum örgütü üyelerine, en önemlisi de tüm meslektaşları ve İzmirliler sahip çıktı.
Şerefli Nedim, bu sevgiyi, bu saygıyı, bu minneti, bu vefayı ancak insan olan anlar...






Nedim Atilla'ya sosyal medyada tepkiler dinmiyor
Hamdi Türkmen'in vefatının ardından Nedim Atilla'nın sarf ettiği sözlere sosyal medya platformlarından tepkiler dinmiyor.
Atilla'nın İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden ve Rotary Kulüpleri'nden çıkarılması talep edilirken, yazdığı yazıdaki sözlerinden dolayı 'utanç' duyduklarını dile getirdiler.
İşte Nedim Atilla'ya gelen tepkiler...
İYİ PARTİ TBMM Grup Bşk. Vekili İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, "Saygısızlık İzmir'e yapılmıştır"

Nevzat Dönmez 'Nedim Atilla vicdanın sızlamadı mı' başlıklı köşe yazısında tepkisini dile getirdi.


DEV Ajans Sahibi Erhan Gölbey, "Her kaptan, içindeki dışına sızar"

Gazeteci Erkan Sevinç, "Hamdi gibi insancıl biri yazılanları haketmiyor"
Hamdi Türkmen’in ardından ben de birkaç şey karalamak istedim. Çok güzel bir insandı O. Bakmayın ekmeğini verdiği ama yaşarken yüzüne söyleyemediğini onu kaybettikten sonra kinini kusanlara...

Sayın Ömer DİNÇER'in Hamdi Ağabey için yapmış olduğu paylaşım aşağıdadır...
Nedim bey yazınızı okudum ancak 40 yılı aşkındır bu mesleği icra eden benim de çalışma arkadaşım olan rahmetli Hamdi Türkmen hakkında yazdıklarınız acısı büyük olan ailesi ve çocuklarının ve İzmir basın mensuplarının büyük tepkisini aldınız size hiç yakıştıramadım acaba aranızdaki Husumet siz Milliyet gazetesi İzmir temsilciliğinden Ayrılıktan Sonramı başladı Nasıl bir Kin Ve Nefret bu O kadar karaladığınız ki İnsanlar size sormaz mı madem bu kadar kötü bir insandı niçin 20 sene beraberliğiniz ve çalışma hayatımız Oldu Karalamak için ölmesini mi beklediniz size yakışmadı hemde hiç yakışmadı şahsım tüm gazeteci arkadaşlarımız rahmetli hamdi abiye ve Eşine evlatlarına tüm ailesinehaklarımızı sonuna kadar helal ediyoruz mekanın cennet olsun HAMDİ Abi rahat uyu merak etme ailene ve çocuklarına biz sahip çıkarız Gazeteci Ömer Dinçer
Merhum Hamdi TÜRKMEN'in eşi Meltem Hanım'ın paylaşımı aşağıdadır...
İşte Meltem Türkmen'in sözleri;
TEŞEKKÜR
Sevgili Eşim
A.HAMDİ TÜRKMEN’e,
Her daim desteğini hiç esirgemeyen ve her an yanımızda olan Konak Belediye Başkanım Abdül Batur’a ve Ben Haber Genel Yayın Yönetmeni Erol Yaraş’a,
Vefatı nedeniyle acımızı paylaşan,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’a
AK Parti Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’ya
İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu’na
İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray’a
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e
Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’a
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’ye
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu’ya
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’e
İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’a
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’a
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’ya
CHP Eski Milletvekili Mehmet Ali Susam’a
Futbol Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Talat Papatya’ya
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak’a
Folkart Genel Müdürü Metin Sancak’a
Medical Point Hastaneler Grubu Ceo’su Veysi Kubba’ya ve Medical Point doktorlarına, hemşirelerine, sağlık personeline,
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi’ye
Gazeteci Erdal İzgi’ye
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanı Misket Dikmen’e
Ege Koop Genel Başkanı - Gazeteci Hüseyin Aslan’a
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Üyesi – Gazeteci Esat Erçetingöz’e
Göztepe Eski Başkanı Levent Ürkmez’e
Eski Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’a
Reyhan Pastanesi Tuncay Reyhan’a
Gazi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selim Amato’ya
Tüm Gazeteci Meslektaşlarına, İzmir Basınına, Göztepe Camiasına, okul arkadaşlarına
Cenazemiz sırasında bizi yalnız bırakmayan Karşıyaka Belediyesi, Narlıdere Belediyesi, Konak Belediyesi Başkan Yardımcılarına, Müdürlerine, mesai arkadaşlarıma,
Kızım Derin Türkmen’i yalnız bırakmayan Takev Okulları Yöneticilerine, öğretmenlerine, tüm arkadaşlarına ve ailelerine,
Bir an olsun yanımdan ayrılmayan desteğini hiç esirgemeyen anneme,
Bizzat eve gelerek, telefonla arayarak, sosyal medya platformlarından taziye ve dualarını gönderen, çelenk göndererek vakıflara yardımda bulunan ilgisini esirgemeyen sevenlerine-(sevmeyenlerine) komşularıma, tüm dost ve akrabalarımıza,
Teşekkür ederim.
Hepimizin Başı Sağolsun...
Meltem TÜRKMEN

Yorumlar 1
Kalan Karakter: