
15 YILDIR KATKI MI KOYDUNUZ?
Şahsım 15 yıldır Kadifekale Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği’nin başkanlığını yürütüyorum, Tunç Başkan Kadifekale’yle ilgilenen tek belediye başkanı oldu. Kadifekale’de hayata geçirdiği Pagos Üretici Pazarı sayesinde kooperatifler, yerel üreticiler kazanım sağlarken İzmir halkı da bu Pazar sayesinde Kadifekale’yi yakından tanıma imkanı buldu. Biz dernek yönetimi olarak 15 yıldır Kadifekale’yi başta İzmir halkı olmak üzere yerli ve yabancı turistlere kazandırmaya çalıştık, elimizden gelenin fazlasını yaptık. Şuan Tunç Başkanın katkıları var bölgeye. Bunu kimse inkâr edemez. Şimdi sormak istiyorum, bu eleştirileri getiren AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyesi ve Grup Sözcüsü olan Özgür Hızal ve grubu 15 yıla yakındır İzmir'in yerel siyasetinde görevliler, üyesi olduğu parti 18 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyor, buraya bir katkınız oldu mu? Sayın Hızal Kadifekale için ne yapmış ki Tunç Başkan’ın kazanımlarına eleştiri getirme hakkı buluyor kendinde. Şuan orada kurulmaya devam edilen Pazar hakkında içi boş diyorsunuz. Lakin boş olma sebebinin pandemiden kaynaklandığından da adınız kadar eminsiniz. İnsanlar ellerinden geldiğince kalabalığa girmemeye çalışıyor, bu boşluğu da fırsat bilip yandaş gazetelerinizle bunu siyasi malzeme haline getiriyorsunuz. Peki bu koronavirüs belası ortaya çıkmadan önce binlerce vatandaş Pagos Üretici Pazarı’nı ziyarete gittiğinde, oradan alışveriş yapıp kalenin surlarından, orada bulunan Kadifekale Sur İçi Kafe ve Restoranda çayını keyifle içip İzmir’i seyrettiğinde neden bunları gündeme getirmediniz. Siz yerel siyasetçi olarak İzmir’in, İzmir halkının çıkarlarını düşünmeniz gerekirken genel siyaset yapamazsınız. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Kadifekale’ye katkılarını yok saymaya kimsenin hakkı yok. Tavuk bile su içer Allah'a bakar derler bilmem anlatabildim mi?

YILLARCA BİZ UĞRAŞ VERDİK SİZ NEREDEYDİNİZ?
Kadifekale Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği olarak zamanın İzmir Ticaret Odası Başkan’ı Ekrem Demirtaş başta olmak üzere 15 yıldan beri İzmir’de görev yapan valiler, emniyet müdürleri, konak ilçe kaymakamları ile bir bütünlük sağladık, Kadifekale’ye Türkiye’nin ikinci büyük sivil bayrağını dikme şerefine nail olduk, bölge yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline geldi, günde binlerce insan bölgeye çıkıyordu.

Konserler düzenledik, uçurtma şenlikleri yaptık, bölgede yaşayan kadınlarımızın ev ekonomisine katkı koyması için takı tasarım stantları kurduk, maddi durumu olmayan ailelere destek olmaya çalıştık. Bu çalışmalarımıza Ege Ordu Komutanı, milletvekilleri bile katkı koydu ama siz ortada yoktunuz şimdi kalkmış Pagos Üretici Pazarı hakkında eleştiri getiriyorsunuz. Sayın Hızal size biraz vicdanlı olmanızı ve İzmir halkının çıkarlarını gözetmenizi tavsiye ediyorum.




.jpg)

Bu resimde usta gazeteci rahmetli Tufan ağabey ile Kadifekale söyleşisi yaptığımız güne ait. Aşağıda paylaşacağım yazı Tufan ağabeyin kaleminden çıkmıştır...
Bir zamanlar inlerle cinlerin top oynadığı Kadifekale’nin yüzü artık gülüyor… Öğrenciler geliyor rahat rahat burada ders görüyor, incelemeler yapıyor… İnsanlar huzur içinde dolaşıyor… Kırbahçe’de Körfez manzarasına karşı çayını, kahvesini içiyor… Kale’nin içi pırıl pırıl temiz… Güvenliği sağlanmış… İt uğursuz kazınmış, yok olmuş… Gazetemizin yazarı Salih Erkek yüreğini koyarak bütün bunları başarmış… Surların arasında Salih Bey başarısının mutluluğunu yaşıyor…
Ama artık bıçak kemiğe dayanmış, Kadifekale devletin ve belediyenin desteğini bekliyor… İstedikleri de atla deve değil… Agora’dan Kale’ye bir teleferik kurulsa olay bambaşka olacak… Restoranlar, cafe’ler oraya taze kan verecek… Ama İzmirlinin gözü kapalı, tepelerinde duran Kadifekale’yi görmüyor… Göremiyor… 180 rakımlı Kale’den “Nerde bu devlet, nerde bu millet, nerde bu İzmirliler” çığlığı yükseliyor, duyuyor musunuz?
Temizlenmeliydi, temizledi… Tanıtılmalıydı, tanıttı… Düzenlenmeliydi, düzenledi… İnsanlar gelemiyordu, getirtti… Bayrağı yoktu, diktirdi… İn cin top oynardı, inleri cinleri kovdu… Çakallar basmıştı, yok etti… Derneği yoktu, kurdu… Cafe’si bile yoktu, yaptırdı… Bekçisi mekçisi yoktu, koydurdu… Korkulur bir yerdi, sevdirdi… Kadifekale’yi, Kadifekale yaptı…
Bütün bunları Gazetemizin yazarı Salih Erkek başardı… Nasıl mı? Önce “Kadifekale’yi Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği”ni kurdu… Sonra yüreğini ortaya koydu… Yalnız değildi tabi… Derneğin Başkanı oldu ama sağında solunda inandığı, güvendiği arkadaşları vardı… Görev bölümü yaptı, onlarla birlikte Kadifekale’yi bugünkü görünümüne getirdiler… Salih Erkek’in azmi ve inancı yetmişti her şeye…
Büyük İskender bile şaşırmıştı bu işe… Neden Büyük İskender diyeceksiniz… Bakın; tarihte bir gün Perslerle savaşmak için yola çıkan Makedonya Kralı Büyük İskender önüne gelen her yeri yakıp yıkarak İzmir’e yani Smyrna’ya gelmiş Kadifekale’nin olduğu Pagos Tepe’sinde yorgunluğunu atmak için uykuya dalmış. Zaten orası İzmir için öyle güzel, öyle havadar bir yer ki insan gerçekten şöyle uzanıp bir gel keyfim gel demek istiyor… Neyse, Büyük İskender uykusunda bir rüya görmüş. Rüyasında tanrılar ona burada, İzmirliler için yeni bir kent ve kale yapmasını söylemişler… İşte, böyle yapılmış bizim güzelim Kadifekale… Onun için bu günkü halini Büyük İskender bile görse şaşardı dedim…
İyi, hoş da, daha sonraları yani günümüzde neler neler gelmiş Kadifekale’nin başına… Devlet orayı görmediği (!) için başıboş kalmış… Yani ilgililer nutuk atıp tutmaktan, denizden 180 metre yükseklikteki bu tarih hazinesine başların kaldırıp bakamamışlar veya bakmak istememişler… Bu başıboş ama cennet gibi yere Salih Erkek’in tabiriyle “çakallar” basmış. İzmir’in serseri takımı Kadifekale’yi mesken tutmuş. Her türlü melaneti burada yapmaya başlamışlar, nasıl olsa kimse kalkıp da ne yapıyorsunuz ulan demiyormuş. Uyuşturucu, hap, içki, fuhuş gırla gidiyormuş… Görmemezlikten gelmişler… Ama bir tek Salih Erkek ve arkadaşları dur demiş oradaki “çakallar”a… Tepelemişler hepsini kendi yöntemleriyle! Duyanlar da korkmuş, bir daha Kadifekale’de “çakallar” görülmemiş. Sorunlardan biri böylece def edilmiş.
Temizlik gerekiyormuş, toplanmış Kadifekaleliler hep birlikte pırıl pırıl yapmışlar orayı. Bir görmeniz gerek Kale’nin içindeki o temizliği, tek çöp yoktu ortalıkta… Bir cafe yapılmış, Alsancak’ta bu kadar düzgününü zor görürsünüz. Bir kere sokağa, caddeye bakmıyor orada kahve içenler, inanılmaz İzmir manzarasını başka hiçbir yerde göremez insan zaten… Ben bayıldım o cafe’nin temizliğine, ortamına. Manzaraysa manzara, ormanlıksa ormanlık… Yani bir taraf kimbilir kaç yıllık ağaçlarla kaplı… Bir taraf alabildiğine Körfez… Huzur verdi içime…
Kadifekale’ye artık çoluk çocuğunuzla gidebilirsiniz. Bir güvenlik teşkilatı var, kuş uçurmuyorlar, nereden baksanız bir görevliyle göz göze geliyorsunuz. İt uğursuzun yeri değil artık Kadifekale. Bu güven ortamını Salih Erkek’in sağ kolu, gerçek kankası, Dünya Vücut Şampiyonu Eryetiş Kurtaral sağlamış. Eryetiş Bey’in güvenlik firması var, oradan bir ekibi görevlendirivermiş… Bu kadar kolayken yıllarca Kadifekale’nin korkulu rüya olmasına şaşıyor insan. Bence, Eryetiş Kurtaral kendi başına bir güvenlik abidesi, Türkiye’nin gururu sporcumuzun şöyle bir kendini göstermesi bile yetermiş oranın güvenliği için…
Şimdi bakalım kimlermiş “Kadifekale’yi Geliştirme ve Yaşatma Derneği”nin üyeleri… Başkan, tabi ki Gazetemiz yazarı, Karabağlar Belediye Meclisi Üyesi ve Meclis 1. Başkan Vekili Salih Erkek… Türkiye Vücut Geliştirme Vakfı Başkanı Eryetiş Kurtaral… Kadifekale için varını, yoğunu, emeğini gece gündüz ortaya koyan gerçek bir cengâver Yönetim Kurulu Üyesi Faris Batu… İl Genel Meclisi Üyesi ve Mardinliler Derneği Başkanı Rasim Kahraman… Kral Tavukçuluk’un patronu İsmail Bedir… Kırbahçe’nin sahibi Cesur Tabar… EBSO’da görevli Şeyhmuz Alptekin… Derneğin gönüllülerini yalnız bırakmayan kahramanlar da varmış. Mesela vefat eden Naim Bedir, ayrıca Aziz ve Bedirhan Bedir ve Hüseyin Tabar hiç yalnız bırakmamışlar arkadaşlarını. Sırt sırta vermişler, kol kola girmişler emeklerini, yüreklerini ortaya koyarak devlete örnek olacak bir iş başarmışlar… Şimdi haklı olarak soruyorlar “Nerde bu devlet, nerde bu millet, nerde bu İzmirliler” diye…
Kadifekale’yi Kadifekale yapan en önemli unsurlardan biri de o muhteşem bayrak… İzmir’in Körfez’e bakan her yerinden görülen ve de gördükçe Türklük gururumuzu canlandıran o güzelim bayrak… Salih Erkek aklına koydu mu o iş yapılmış demektir. Kadifekale’de bunu anladım… Buraya devasa bir bayrak dikme hayalini de İZTO’nun işbirliğiyle gerçekleştirmiş. Ekrem Demirtaş’ı bir yolla ikna edip, 40 metre uzunluktaki bir direği ve 130 metrekarelik albayrağı elde etmiş. İZTO’nun İzmirlilere gerçek ve anlamlı bu hediyesini de yine Ekrem Bey finanse ediyormuş. Hiç aklıma gelmezdi, meğer o koskoca bayrak zaman zaman dalgalanmaktan yıpranırmış, yani ucundan kıyısından önce yırtılma başlarmış, hemen gerekli şirkete haber verilip değiştirilirmiş. Bazen günde iki defa değiştirildiği bile olmuş. Yırtık bayrak yakışır mı hiç İzmir’e… Benden İZTO’ya binlerce teşekkür…
Buraya kadar gerçekten Salih Erkek Kadifekale’yi yeniden yaratmış, ama içi öylesine dolu ki sormayın… İstekleri var dağlar kadar, hepsi de kolayca çözülebilecek şeyler… AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay bu sorunları İzmir’e gelecek olan İzmirli Bakanlar Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay’a yüz yüze anlatmasını sağlayacağını söz vermiş. İnşallah devletin el vermesiyle gözbebeğimiz Kadifekale daha da abat olacaktır. Bir destek de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan gelse, bir gelse neler neler olacak… Bir kere, Agora’dan Kadifekale’ye teleferik yapılmasını bekliyorlar… Turist otobüslerinin Eşrefpaşa’dan sonra Kale’ye doğru bir gidişini görseniz, sırat köprüsü halt etsin… O kocaman otobüsler daracık yolda kıvranıp duruyor… Aslında İzmir’e gelen kurvaziyer turistleri mutlaka Kadifekale’ye gelmek istiyor, geliyor da ama belki şu yol yüzünden vaz geçen bile oluyordur. Onun için teleferik şart… Kale’den dönüşte de kaldırımlı yollardan aşağı inen turistler ne para bırakır biliyor musunuz?
Girişimciler gerek veya Aziz Bey’in elini sürmesi gerek. Körfez manzarasına karşı yapılacak restoranlar, yerel yemeklerle, çeşitli mutfaklarla Kadifekale’ye taze kan vermez mi? İnsanlar şık şık giyinip kuşanıp bu mekânlara gelse güzel bir görüntü olmaz mı? Kadifekale mutlu insanların yuvası olmalı, itin kopuğun değil… Ama devlet ve belediyenin yardımı şart… Bu iyiniyetli çığlığı duymalı birileri…
Şimdi bir olağanüstü gelişme daha var orada… 1978’de Afetler Genel Müdürlüğü’nün “Heyelan Bölgesi” ilan ettiği Kadifekale’de evler yıkılıyor… Gerçi kurunun yanında yaş da yanıyor ama genel olarak muhteşem bir iş başarılıyor… Bir zamanlar buraya kimse dokunamaz diyenler ağzı bir karış açık manzarayı seyrediyor… Salih Erkek yıkım sırasında mağdur kalanlar için de cansiperane bir savaş vererek istimlâk bedellerini makul seviyelere getirmeyi de başarmış. Belediye ile Kadifekaleliler arasında ombudsman görevi yapmış. Arabuluculuk onun işi mi, ama kafaya koymuş, ezileni yalnız bırakmamış.
Salih Erkek’in kurduğu Dernek artık son noktaya gelmiş. İzmirlilerden destek bekliyor. Vali’den destek bekliyor. Sivil Toplum Kuruluşlarından destek bekliyor. Salih Erkek kendi cebinden ödeye ödeye nereye kadar götürebilir ki, Kadifekale’ye yardım, İzmir’e yardım demektir bence… Bir sürü zengin mi zengin işadamı var İzmir’de, acaba Kadifekale civarından geçerken elleriyle gözlerini mi kapatıyorlar. Nedir, nedir yani Kadifekale’yi kazanmak hepimizin kazancı değil midir? Vatanını, tarihini, bayrağını, örf ve adetlerini, geleneklerini bilmeyen millet olur mu? Maalesef olmaz… Mardin’in Ömerli’sinin Anıttepe Köyü’nden çıkıp gelen Salih Erkek’in ancak bu kadar yapabilmiş… Anlayanlar, anlamıştır herhalde

Yorumlar
Kalan Karakter: