Yazımın başlığını okuyunca “Yahu Salih Erkek nereden çıktı bu eğitim sevdan” diyenleriniz olabilir…
Bugünlerde tüm siyasi parti liderleri, parti kurmayları il ve ilçe belediye seçimlerini kazanabilmek adına hummalı çalışma içerisine girdiler.
Bu konu hakkında çok yazdım, çizdim, TV programlarında konuştum.
Lakin söylemlerim hep havada kaldı.
Bu nedenle bu yazımla siyaset okulu açmaya karar verdim…
Bu latifeden sonra 30 küsur yıldır İzmir siyaseti içinde bulunan, siyasetin hemen hemen her kademesinde görev almış, siyasetteki tüm görevlere seçilerek gelmiş, yıllardır yazılı ve görsel medya içinde olan, TV ve gazete imtiyaz sahibi, 18 yıldır Kadifekale Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği Başkanlığı görevini yürüten, birçok vakıf ve federasyonda görev üstlenen, yıllardır STK’larda vatandaşa yardım etmeye çalışan, halkın içinde bulunan ve görüşlerini alan biri olarak seçimin nasıl ve kimlerle kazanılabileceğini tüm siyasi parti liderlerine, parti kurmaylarına il ve ilçe başkanlarına izah etmek istiyorum…
Öncelikle şunu kimse unutmasın; İzmir hiçbir siyasi partinin tekelinde değildir.
47 yıldır ilklerin ve demokrasinin beşiği olan İzmir’de yaşayan biri olarak söylemek istiyorum, İzmirli seçmenin özgürlüğüne ipotek koymayan, Atamıza, ilke ve inkılaplarına bağlı olan adaylar seçime
1-0 önde başlar.
Farkındaysanız Aziz Kocaoğlu onca iş bilmezliğine rağmen İzmirli seçmenin oyunu alabilen bir kişidir.
Bu yazdıklarım bir kriter değil, her yöneticide olması gereken vasıflardır.
Şimdi gelelim diğer noktaya…
Başta büyükşehir olmak üzere ilçe belediye başkanı ile meclis üyesi aday belirlemeleri nasıl yapılmalıdır?
Seçimi belediye başkan adayı tek başına kazanamaz, önemli noktalardan biri meclis üyesi adaylarının partiye sağlayacağı oylardır.
Bu sebeple meclis üyesi adayları belirlenirken çok dikkat edilmesi gerekir.
Öncelikle adayların yaşadığı kente ne gibi katkıları olduğu iyi araştırılmalı, halkta karşılığı olup olmadığı görülmeli, hizmet sevdaları değerlendirilmeli, sadece kendi partisinden değil diğer siyasi parti seçmenlerinden de oy alıp alamayacağı araştırılmalı, sokağa indiğinde burnu Kaf Dağı’nda olmamalı, garibana da zengine de eşit mesafede saygısını göstermeli, bölgeleri varoş – elit muhit diye ayırmamalı, vizyonu – misyonu düzgün olmalı, kentin sorunlarına vakıf ve hitabet kabiliyetine sahip olmalı, doğru bildiğini söylemekten ve yapmaktan kaçınmamalı, ilkesi vatan, millet, bayrak ve hizmet olmalı…
En önemli kriterlerden biri de kimse akçeyle - torpille aday yapılmamalı…
Kimin yakını olursa olsun, ne kadar serveti bulunursa bulunsun bu vasıflara sahip olmayan bir kişi ne belediye başkanlığına ne de meclis üyeliğine aday gösterilirse sonuç fiyasko olur.
Uzun lafın kısası seçim kazanılmak istenen bir bölgede aday gösterilecek kişiler deyim yerindeyse adam gibi adam olmalı.
Bir de göbekten atanlar var…
Alanı açık bulunca benim arkamda 2 bin, benim arkamda 5 bin kişi var diye atıyorlar.
Bu kişilerin geçmişteki icraatlarına bakmadan kimse inanmasın.
Sözümü yineliyorum, yerel seçimlerde belediye meclis üyelikleri çok önemlidir.
Karabağlar ilçesinden örnek vermek istiyorum…
Tek belediye başkanı seçilen Karabağlar’da 37 meclis üyesi çıkıyor. Bu 37 meclis üyesi adayını yazım içinde belirttiğim vasıflara sahip kişilerden göstermeniz halinde o ilçenin belediye seçimini kazanmama imkânınız yok. Her aday fazla değil 3 bin oy getirse bu iş tamam demektir.
Geçmiş belediye seçimlerinde aday gösterilen meclis üyesi adayları belediye başkan adayından daha fazla oy almışlardı. Ayıp olmaması adına isimlerini yazmadığım kişileri merak eden varsa ilçe seçim kurulundan öğrenebilir.
Yani demem o ki yerel seçimlerin kazanılmasındaki baş aktör belediye başkan adayından ve hatta parti adından daha önce belediye meclis üyesi adayları gelmektedir.
Benden söylemesi…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
NOT: Tüm yurdum insanlarının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzer silah arkadaşlarını özlem, rahmet ve minnetle anıyorum.

Yorumlar
Kalan Karakter: