Yıllar önce İzmir’de kurulan ve İzmir’in ilk TV kanalı olan SKY TV’de uzun yıllar boyu yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim Erkekçe programını yaptım; Hamdi Türkmen’in kurduğu Yenigün Gazetesi’nde köşe yazıları yazdım, özel haberler yaptım.
Yenigün gazetesi daha sonra el değiştirdi, gazetenin yeni sahibi sevgili dostum Ömer Dinçer oldu. Ömer dostum Yenigün gazetesini aldıktan sonra hayırlı olsun ziyaretine gittim. Hoşsohbetten sonra Ömer kardeşime keşke haberim olsaydı, Hamdi ağabeyden o zamanın parasıyla 11 milyon alacağım vardı, hesaptan düşerdin dediğimde Ömer kardeşimde “ağabey keşke haberim olsaydı tabii ki de düşerdik” şeklinde cevap vermişti. (Haa bu alacağımı neden gündeme getirdim, borçlu borcunu uzun yıllar düşünemiyorsa hatırlatmak gerekiyor. Alacağımı tahsil edemeyecek kadar aciz değilim, kanun çerçevesi içerisinde kendileriyle onlarca telefon mesajlaşmalarımız var, mesajlar hala duruyor, ayrıca her türlü de alacağımı alır, vereceğim varsa da veririm)
Neyse, esas konuya geleyim, uzun yıllarca Ömer kardeşimle de Yenigün gazetesinde bila bedelsiz yazdım, özel haberler yaptım.
Her iki önemli kurumda, SKY TV’de ve Yenigün gazetesinde denizlerimizi ve kıyı şeritlerimizi kirleten balık ve orkinos çiftlikleriyle 6 yıl boyuna mücadele ettim, tehditler aldım ve aldırış etmeden devam ettiğim yayınlarım sayesinde bütün balık çiftliği sahipleri balık çiftliği kafeslerini yasal olan açığa almak zorunda kaldılar.
Şimdi gelelim bugünümüze…
Geçtiğimiz günlerde nadide sahil bölgelerimizden olan Karaburun ilçesi Küçükbahçe Mevkii Salman Mahallesi’nden bir telefon aldım. İsmi bende saklı olan kişi telefonun ucundan bana “ Salih ağabey seni unutmuş değiliz, balık çiftliği sahiplerine karşı verdiğinin mücadele sonucunda orkinos çiftliklerinden kurtulmuştuk ama zaman geçtikçe eski düzenleri geri getirmeye başladılar, etrafımızı sardılar. Bu konuda sana ihtiyacımız var, lütfen gündeme getir ve bizi kurtar” şeklinde seslenmesi üzerine şahsım Salih Erkek olarak sessiz kalmamın imkanı yoktu. Arabama atladığım gibi Küçükbahçe Salman Köyü’nün yolunu tuttum. Adrese gittiğimde ihbarcı kişi şahsımı karşıladı, şikayete konu olan yerlerin ayrı ayrı resimlerini çekerek belgeledim daha sonra ihbarcı kişiyle vedalaşarak ayrıldım.
Tam yol alırken aklıma birden Türk Halk Müziği sanatçısı değerli şahsiyet Muazzez Özacar geldi. Kendisiyle beni can ablam Sultan Tatlı tanıştırmıştı ve sohbetimiz esnasında Küçükbahçe’de yazlığı olduğunu söylemişti. Kendisini aradım, Küçükbahçe Salman Köyü’nde olduğunu söyledim bana direk “oradan ayrılma seni almaya geliyorum” demesi üzerine ne kadar bahane uydursam da vazgeçiremedim “seni Sultan Tatlı ablama şikayet edeceğim” demesi yeterli oldu.

İyi ki de kalmışım, bu söylemime de devam edeceğim satırları okuduğunuzda hak vereceksiniz…
Takipçilerim bilir, bu kadar uzun yazı yazmam lakin bir kafe ve işletmecileri var ki kelimeler yetersiz kalıyor.
Arkadaşım Muazzez ile yaptığım konuşmada tarif ettiği Salman Cafe ve Ev Yemekleri adlı işletmenin önünde buluştuk. Gözlerime inanamadım, kafenin manzarası muhteşem, her türlü güzelliğe sahip, manzaranın keyfine dalmıştım ki Muazzez hanımın seslenişiyle toparlandım. Meğer kahvaltı sofrası hazırlanmış, dışarıda yer olmadığı için içeride oturduk. İçeriye girdiğimde ismi Aleyna olan dünyalar güzeli gencecik bir kız ile orta yaşlardaki annesi, saygın bir kadın Asiye hanımla tanıştık. Her ikisi de şalvarlı olan anne ve kız masamızı öyle bir donatmışlardı ki deyim yerindeyse sadece kuş sütümüz eksikti; hepsi doğal ve organikti. İşletme sahibi Asiye Dağ’a birkaç soru sordum, onları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Salih ERKEK: Asiye bacı, kaç yıldan beri bu mekanı işletiyorsunuz?
Asiye DAĞ: 10 yıldan beri burayı işletiyorum. Kahvaltı haricinde ev yemekleri de yapıyoruz. Bizim meşhur yemeklerimiz var.
Salih ERKEK: Örnek olarak meşhur olan yemeklerinizden ve müşterilerinizin tercih ettiği yemeklerden bahsedebilir misiniz?
Asiye DAĞ: Özellikle et kavurmamızı, keşkeğimizi isim yapmış ızgara balığımızı Ankara’dan gelip yiyorlar. Ekseri yemeklerimizi sipariş üzerine yapıyoruz. Köylülerimiz ve yerli – yabancı turistler, yörede yaşayan yazlıkçılar sabah kahvaltısına, öğle ve akşam yemeklerimize rağbet ediyorlar.
Salih ERKEK: Peki fiyatlarınız nasıl?
Asiye DAĞ: Fiyatlarımız her keseye uygun diyebilirim. Ayrıca biz hesap çıkarmıyoruz, müşterilerimiz kendi yediklerine fiyat biçiyorlar.
Salih ERKEK: Sabah 07.00 civarında açılan mekanda yoğunluktan dolayı yorulan Asiye bacı içeri girip çıkarken dünyalar güzeli kızı Aleyna kardeşimle sohbet ettim. Üniversite mezunu olduğunu öğrendiğim Aleyna, annesini yalnız bırakmamış ve kafeyi birlikte idare ediyorlar. Müşterilerin sipariş verebilmesi adına kendilerinin kullandığı 0 (537) 242 61 70 ve 0 (554) 279 48 31 numaralı hatları sizlerle paylaşmak adına müsaade aldım. Bu numaradan Asiye bacıya ulaşıp sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği siparişi verebilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Evet sevgili okurlarım olurda Küçükbahçe’ye yolunuz düşerse Salman Cafe ve Ev Yemekleri adlı işletmeye uğramadan geçmeyin. Karnınız tok olsa dahi enfes manzarasında çay ve kahvenizi yudumlayın, bana inanın çok keyif alacaksınız…
Neye geldim, neyi kaleme aldım, bence Asiye bacıyı ve kızı Aleyna’yı kaleme almam daha iyi oldu; çünkü kendileri emekçiler.
Haftaya ise balık çiftliklerini kaleme alacağım…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…

NOT: Bugün 9 Eylül, İzmir’in Kurtuluşu’nun yıldönümü. Bu anlamlı günde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Silah Arkadaşlarını, Aziz Şehitlerimizi, Gazilerimizi hasret, özlem ve minnetle anıyorum.





