Yazımın başlığında da dediğim gibi, denizlerimize, bal arılarımıza çare arıyorum. Peki çare kimde diyecek olursanız; çare Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli’de…
Sayın Pakdemirli’yi çok iyi tanıyorum, yıllar öncesi sosyal medya hesabıma arkadaşlık daveti göndermişti, kabul etmem adına da teşekkürlerini aldım.
Kendisi, tıpkı rahmetli babası değerli ağabeyim merhum Ekrem Pakdemirli gibi naif ve saygılı bir şahsiyettir.
Bu çare arayışımı duyarsa eminim ki beni arayacak, gerekli bilgileri alarak konuyu İzmir’deki sorumlu kişilere vereceği talimatlarla çözüme ulaştıracaktır. Tabii ki bu yazımı sosyal medyayı takip eden danışmanları kendilerine iletirlerse… (Gazetemin 100. Baskısına tebrik mesajı göndermesine rağmen yetkili kişiler es geçmişler, sonradan ben bu olumsuzluğu duyuyorum, şahsen ben bu olumsuzluğa asla göz yummaz kişi ya da kişilerin hakkında gereken işlemleri yaptırır, görevlerinden uzaklaştırırdım. Unutmayalım ki kuş kanatlarıyla uçar, şeyh müritleriyle şeyh olur. Bu konuyu gündeme getirme sebebim de sayın bakana kırılmış olmamdı)
Şimdi gelelim esas konuya…
Sayın bakanım Bekir Pakdemirli, yıllar önce yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim Erkekçe programını SKY TV ekranlarında yapıyor, İzmir’deki olumlu ve olumsuz konuları kamuoyuna yansıtıyor daha sonrasında değerli bakanlarımızla birlikte istişare ederek gereğini yapardık.
Sayın bakanım, balık çiftlikleri kıyı şeridine dayandılar, denizlerimiz balık çiftlikleriyle donandı, görüntü kirliliği had safhada.

Gelelim arıcılığa… Arıcılar dertli, üretim yok olmaya başlıyor. Karaburun Küçükbahçe köyünde üretim yapan arıcılar var, bu köyde yaşayanların geçim kaynağı narenciye, arıcılık ve zeytin.
Zeytin yetiştiricileri ağaçlarını ilaçlıyorlar, kullandıkları ilaç organik olmadığından bal arılarını zehirliyor ve arıların ölmesine sebep oluyor. Yani kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar. Diyeceğim o ki Karaburun Küçükbahçe köyündeki arıcılar çok zor durumdalar sizden de “bölgedeki zeytin ağaçlarını gece saatlerinde organik ürünlerle ilaçlatmanız yönünde”. Bu yöntemi kullanırsanız arıların ölmesini engelleyebilirsiniz.
Bölge halkının bir diğer talebiyse balık çiftliklerinin kontrol edilmesi…

Sayın bakanım fotoğraflarda da göreceğiniz üzere denizlerimiz balık çiftliklerinin istilasına uğramış durumda. Bu çiftlikleri açığa aldırın, gruplar halinde denizlerimizde görüntü kirliliği oluşturmalarını engelleyin. Karşımızdaki kim olursa olsun, kimse kimsenin hakkını yiyemez, balık çiftliklerinin sahibi varsa burada da yaşayan insanlar var. Herkes birbirinin hakkına saygılı olmalı.
Sayın bakanım daha yazılacak çok olumsuzluklar var, İzmir’e geldiğinizde programınıza alın, buraya bir gelip olumsuzlukları yerinde inceleyin. Bu nadide ilçe halkı daha doğrusu köyü sizi bekliyor…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…

NOT 1: Sayın bakanım bu köyde on binlerce insan yaşıyor lakin köyde bir sağlık ocağı dahi yok.
NOT 2: Sayın bakanım köylülerin sizden çare bekledikleri konularla alakalı video kayıtları tarafımda mevcut, televizyon programımda yayınlayacaktım; lakin köy halkı size ilettiğim davete icabet edeceğinize inandıkları için görüntüleri yayınlama daha sonra yayınlarsın dediler. Bende görüntüleri yayınlamayarak sizin teşriflerinizi bekliyorum.
NOT 3: Sayın bakanım diğer illerden İzmir’e üniversite tahsilini yapmaya gelen öğrenciler fahiş kira bedelleri yüzünden çaresiz kalıyorlar. Gerçi bu fırsatçı çakallar Türkiye genelinde var. Böyle fırsatçılara dur deyin artık!