Gazetem İzmir / Eren ASLAN - Doğa’nın resim yolculuğu, ilkokul yıllarında kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim gördüğü dönemde başladı. Diğer çocukların hızına ve hareketliliğine ayak uyduramadığı için kendisini resme yönelten Doğa, bu süreçte hem iç dünyasını ifade etme fırsatı buldu hem de sahip olduğu sanatsal yeteneği keşfederek geliştirmeye başladı.

Ailesi, Doğa’yı hiçbir zaman eve kapalı tutmadıklarını; özel eğitim, fizik tedavi, işitme desteği ve sanatsal çalışmalarını yıllardır özenle takip ettiklerini belirtiyor. Doktorların bir dönem “yürüyemez, konuşamaz, duyamaz” dediği Doğa’nın bugün özgün ve etkileyici eserler üretebilmesi, ailesi tarafından “büyük bir mucize” olarak değerlendiriliyor.

Doğa’nın hikâyesi, azmin, doğru eğitimin ve destekleyici bir çevrenin bir çocuğun hayatını nasıl kökten değiştirebileceğinin güçlü bir örneği. Ailesi, “Engelli çocuklarımızın bir şey yapamayacağı algısı gerçeği yansıtmıyor. Aksine, doğru yönlendirmeyle hem yetenekleri ortaya çıkıyor hem de hayatları tamamen değişebiliyor” diyerek toplumsal farkındalığın önemine vurgu yapıyor.

12. kişisel sergisi, Doğa Tasar’ın üretkenliğini, kararlılığını ve sanatla kurduğu derin bağı bir kez daha gözler önüne seriyor.









Yorumlar
Kalan Karakter: