Mobilyacı İhracatçı İşadamı Seyfi Dağ Yenigün TV'de Özgür Coşkun'un sorularını yanıtladı. İzmir Mobilyacılar ve Marangozlar Odası'nda yaşanan istifa sürecini değerlendiren Dağ, “Mevcut yönetim 2 yıl önce göreve geldi. Yaklaşık 2 ay önce de istifa etti. Daha sonra yönetimden arka arkaya istifalar geldi. Bu istifalardan esnaf arkadaşlarımızın haberi olmadı. Yaşananları şahsen kınıyorum. Esnaf sizi seçti ve umut bağladı. Ama bu arkadaşlar sessiz sedasız istifa ettiler. Esnaf bunu hak etmiyor. Esnaf vaatlerin gerçekleşmesini beklerken onlar istifa ettiler. Nezaketen de olsa esnafı bir araya toplayarak istifanın gerekçelerini açıklayabilirlerdi. Sonrasında Oda yönetimi kendi içinde bir başkan seçti. Ama şu anda esnafımız yalnız ve sahipsiz bırakılmıştır” dedi. Bu süreçte esnafı yalnız bırakmamak adına ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Dağ, “Biz esnaf kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Şu an her ne kadar görev başında olmasak da onların yanındayız. Esnaf arkadaşımız bize destek verirse çıkarız ve bu işi hakkını vererek yürütürüz. Sorunları çözüme kavuşturmak için elimizden geleni yaparız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü İzmir'de mobilyada hak ettiğimiz yere gelmek mecburiyetindeyiz. Bu noktada sorunları ve çözüm yollarını çok iyi biliyoruz. Elimizi taşın altına koymaya hazırız” diye konuştu
Mobilyacılık sanatı günümüzde ne durumda?
Mobilya bizim hayatımızın parçası. Doğduğumuz günden bugüne her anımızda bizim yanımızda olan bir şey. Mobilyacılık çok eski tarihlere dayanan bir meslek dalıdır. Bu nedenle mobilyacı olmaktan çok mutluyum. Ben 1974 yılından beri mobilyacılık sektörünün içerisindeyim. Çekirdekten yetiştiğimi söyleyebilirim. A'dan Z'ye mobilyacılığı tanıdık. Bugün sektördeki arkadaşlar maalesef bu şansı yakalayamıyorlar. Sektör artık makineleşti. O eski sanat kalmadı.
Mobilya İzmir'de çok önemli bir sektördü. Şu an ne durumda?
Mobilyanın dünyada 125-130 milyar dolar bir pasta payı var. Bizim bu pastadan aldığımız 2 buçuk 3 milyar arasında bir pay var. Pasta payımız bu rakamı geçmiyor. İzmir'in Türkiye içerisinde hak ettiği yerde olmadığını görüyoruz. Şehir olarak kendimizi geliştiremediğimiz için hak ettiğimiz yere gelemiyoruz. Biz geçmiş dönemlerde İzmir'in her yerine mal gönderirken bugün çeşitli illerden mal alır duruma geldik. İzmir olarak ihracatçı konumdan ithalatçı konuma geldik. Türkiye'nin 3. büyük kenti olarak İzmir bu konumda olmamalı.
1999-2010 arası altın yıllar
Mobilyacılıktaki altyapı sorunları çok iyi tespit edilip çözülmelidir. İzmir 1999-2010 yılları arasında mobilyacılıkta altın yıllarını yaşadı. Mobilyacılar Odası olarak 2005 yılında Libya'ya gittik. Oradaki sanayi ve ticaret odalarında görüşmeler yaptık. Amacımız üyelerimize hizmet etmek ve mobilya fuarını canlandırmaktı. Ve başarılı olduk. Yaklaşık 180 firmayı buraya getirdik. Daha sonra buna benzer çalışmalarımız yine oldu. 2011 yılında Libya'da başlayan siyasi olaylar sektörü etkiledi. Türkiye'nin Libya'ya ciddi mobilya ihracatı vardı.
Alternatif üretmeliyiz
Dolayısıyla alternatif ülkelerin keşfedilmesi gerekiyor. Bu noktada Mobilyacılar Odası’na büyük iş düşüyor. Bizim geçmiş dönemlerde yaptığımız çalışmalara benzer çalışmalar mutlaka hayata geçirilmeli. Odanın görevi üyelerine ve sektörüne hizmet etmek ve alternatifler yaratmak olmalıdır. Ama maalesef İzmir sahipsiz kaldı. İzmir'de öne çıkan bir sektör yok. Kimliksiz bir şehir ortaya çıktı.
Mesela bugün mobilya dendiği zaman akıllara İnegöl geliyor. Çünkü İnegöl Sanayi Odası, Ticaret Odası, kaymakamı, sivil toplum kuruluşları ile birlik olmuş ve ilçede üretilen ürünleri tüm dünyaya pazarlamaya çalışıyorlar. İlçede ortak bir sinerji yaratılmış. Her türlü Uluslar arası fuara katılıyorlar. Ve en doğrusunu yapıyorlar. Biz Türkiye'nin 3. büyük kenti olarak bu sinerjiyi yakalayamadık. İzmir'i ön plana çıkaramadık ve hep bireysel çalıştık. Firma isminden önce bizim İzmir olmamız gerekiyor. Geçmiş yıllarda Karabağlar dediğimizde aklımıza mobilyacılık gelirdi. Bugün böyle bir durum söz konusu değil. Birkaç firmanın dışında küçük esnaf kendisini geliştiremedi. Sektörle ilgili yapılması planlanan projeler yarıda kaldı. Bu da esnafa olumsuz yansıdı.
İzmir Mobilyacılar ve Marangozlar Odası'nda bir istifa süreci yaşandı. Esnafın odanın çalışmalarıyla ilgili bir takım sıkıntıları olduğunu biliyoruz. Süreci sizden dinleyebilir miyiz?
Odamız 1992 yılında oda statüsünü kazandı. Her 4 yılda bir odamız seçim geçiriyor. Göreve gelen başkandan ve oda yönetiminden projelerini hayata geçirmesi bekleniyor. Bizim kişilerle hiçbir sorunumuz olamaz. Yapılan hizmetleri takdir ederiz, yapılmayanları eleştiririz. Esnafın burada sıkıntıları var. Odanın esnafın sorunlarına duyarlı olması lazım. Mevcut yönetim 2 yıl önce göreve geldi. Yaklaşık 2 ay önce istifa etti. Daha sonra yönetimden arka arkaya istifalar geldi. Bu istifalardan esnaf arkadaşlarımızın haberi olmadı. Yaşananları şahsen kınıyorum. Esnaf sizi seçti ve umut bağladı. Ama bu arkadaşlar sessiz sedasız istifa ettiler. Esnaf bunu hak etmiyor. Esnaf vaatlerin gerçekleşmesini beklerken istifa ettiler. Nezaketen de olsa esnafı bir araya toplayarak istifanın gerekçelerini açıklayabilirlerdi. Sonrasında oda yönetimi kendi içinde bir başkan seçti. Ama şu anda esnafımız yalnız ve sahipsiz bırakılmıştır. Koskoca İzmir bir genel sekreterin eline bırakılmıştır. Odamızın İzmir'de çok önemli bir yeri var. Biz dünya ile entegre olmuş bir meslekle iç içeyiz. İstihdama büyük katkı sağlıyoruz. El emeği göz nuru ürünlerimizi her yerde görebilirsiniz. Dolayısıyla böyle önemli bir mesleğin odasının buna yakışır hareket etmesi gerekiyor.
“Elimizden geleni yapacağız”
Biz esnaf kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Şu an her ne kadar görev başında olmasak da onların yanındayız. Esnaf arkadaşımız bize destek verirse çıkarız ve bu işi hakkını vererek yürütürüz. Sorunları çözüme kavuşturmak için elimizden geleni yaparız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü İzmir'de mobilyada hak ettiğimiz yere gelmek mecburiyetindeyiz. Bu noktada sorunları ve çözüm yollarını çok iyi biliyoruz. Yaklaşık 11 yıldır oda içerisinde çeşitli görevler aldım. 1974 yılından beri Karabağlar'da olan ve çekirdekten yetişen bir mobilyacıyım. Şu anda tamamen yurtdışına endeksli iş yapıyorum. Oda yönetiminde olduğum dönemlerde küçük esnafımızla birlikte önemli ölçüde ihracat gerçekleştirdik. Küçük sermayelerle büyük işe yaptık ve el emeği ürünleri yurtdışına gönderdik.
Yeni sanayi siteleri önerisi
Odamızın sadece Karabağlar'da değil İzmir'in her tarafından üyesi var. Bayraklı'da Karşıyaka'da ya da diğer ilçelerde çalışan arkadaşlarımız için küçük sanayi siteleri oluşturulabilirdi. Bize destek verilirse bu tip çalışmalar yapmaya hazırız. Bu sorunları çözecek olan odamızdır. Yerel ve genel yöneticilerle diyalog kurulduğu takdirde bu sorunların üstesinden gelinir. Tabandan yukarıya gereken bilgilerin ulaştırılması lazım. Belediyelerin de bu noktada elini taşın altına koyması lazım.

Yorumlar
Kalan Karakter: