Bir konferans ya da bir toplantıda birbirlerine yakın mesafelerde görünüp sürü halinde yaşıyor izlenimi verseler de aslında rakiptirler ve tek öncelikleri kendi menfaatleridir
Il başkanı, ilçe başkanı veya belediye başkanı olsun fark etmez onlar için
Gücün peşinde dolaşırlar
En revaçta tuttukları hedef genellikle belediye başkanlarıdır
Onların etkinlik programlarını bile nefes almadan takip ederler
Başkan isimleri veya kimlikleri çok önemli değildir
Hissedilen ve takip edilen makam önemlidir
Mesela beş on yıl önce pasta böreklerle besledikleri başkanın bugün nerede ne yaptığını bile merak etmezken, bugünkü başkanın çocuğunun karne gününü bile bilirler
Önceki başkanın "beyaz" dediği bir konuya, "Hem de süt gibi beyaz efendim" diye destek verirken, sonraki başkanın "yok yaa ne beyazı? Siyah bu" dediğine, "Hem de zift gibi kapkara!" diyerek etraflarında fırıldak serinliği yaratırlar
Başkanın hiçbir etkinliğini kaçırmazlar.
Sağında solunda dolaşıp fotoğrafçıları takip ederler.
Fırsatını buldukları an, başkanın yanına sığışamazlarsa, acilen arkasına geçip, ayak parmakları ucunda yükselerek omuzu üzerinden söğüşçü kellesi gibi sırıtarak kadraja girmeye çalışırlar
Sağda solda başkanın arkadaşı olduklarını yayarlar fakat hiçbir halta da yaramazlar
Yaralı parmağa işemezler
Günün başkanıyla günlerini gün ederken, bunlara ayrılan sürenin sonuna gelmeye başladıklarını hissettikleri an, dönemin başkanından yavaş yavaş uzaklaşmaya ve olası bir müstakbel başkanla yeni maceralara atılmaya hazırlanırlar
NEDEN BUKALEMUNLARI ANLATTIK?
ÇÜNKÜ;
Sosyal medyayı takip ederken ister istenez insanın gözüne çarpıyor bukalemunlar
Diyelim ki bir siyasi parti mensubusunuz ve aynı partiden bir arkadaşınız belediye başkanlığına aday adayı olmaya karar verdi.
Hatta isim de verelim;
Örneğin Karşıyaka'da CHP'li Ahmet Diker kalktı aday adayı oldu.
Karşıyaka'da tanınan ve sevilen bir isim olduğu için partili partisiz pek çok insan sevgi gösterilerinde bulundu
Elbette ayni partiden başka aday adayları da çıkacak
Sağlam bir partilinin bu aday adaylarına, yani CHP'ye gönül vermiş bir takım insanların "Hakkında hayırlısı olsun kardeşim, insallah partimiz kazanır " demeleri gerekmez mi?
Gerekir!
Dürüst bir insan bunu yapar
Ve fakat tık yok!
Kafalarını kuma gömmüsler, "duruma göre" belirlenecek başkan adayını bekliyorlar
Sessizce...
Dört yıldır Atatürk ile, partisiyle, devrimle inkılapla her fırsatta övünüp yazıp çizen kardeşler, kendi partilerinden çıkıp yola baş koyan insanı ölüm sessizliği kıvamında sadece "izliyorlar"
Renk vermiyorlar
Ne şiş yansın ne kebap diyorlar
Ne olur ne olmaz şeklinde nekahet dönemi yaşıyorlar
Izliyorum ve görüyorum
Muhtemelen genel merkezin ataması konusunda tedbirli olmaya çalışıyorlar
Ve bunlara sor bak;
Herkesten fazla Karşıyakalı...
Herkesten çok Chp'liler
Mangalda kül birakmayanlar bunlar
Ama tabi seçimden sonra
Şimdi değil
Simdi kafalar deve kuşu misali kumun içinde
Muhtemelen parola şu;
"Ne yarın ne olabileceği kesinleşmeyen başkanı kızdıralım, ne de aday adayına fazla yaklaşalım"
"Mamayı da nemayı da bot yoluna kaybetmeyelim"
Sizin anlayacağınız;
Bukalemun taktiğidir bu
Bukalemun için yaşam tarzıdır
Renk değişikliği utanmayı gerektirmez
SİYASETİN BUKALEMUNLARI
Abidin Tekin yazdı...
Yayınlanma :
09.10.2023 09:12
Güncelleme :
09.10.2023 09:12