İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın İzmir Körfezi’nin altından geçecek yeni bir raylı sistem projesi üzerinde çalıştıklarını açıklaması, geçmişte gündem yaratan “İzmir Körfez Geçişi” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Başkan Tugay, demiryolu hattının Karşıyaka’dan başlayarak Fuar İzmir’e kadar uzanabileceğini belirterek, “Bize biraz vizyon lazım, kafalardaki hapishanelerin yıkılması lazım” ifadelerini kullandı. Tugay'ın bu çıkışı, kamuoyunda farklı tepkilerle karşılandı.
Yıllar Önce de Gündeme Gelmişti
2011 yılında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından açıklanan “35 İzmir 35 Projesi” içerisinde de benzer bir geçiş projesi yer alıyordu. O projede:
13 km otoyol,
16 km raylı sistem,
15 istasyon,
3.585 m deniz köprüsü,
590 m eğik kablo askılı köprü,
0.8 km yapay ada
ve 2 km batırma tüp tünel yer alıyordu.
Projenin amacı, Çiğli ile Balçova arasında direkt bağlantı kurarak, kentin kuzey ve güney yakaları arasındaki ulaşım süresini ciddi ölçüde kısaltmaktı.
O Zaman Büyük Tepki Vardı
Söz konusu proje kamuoyunda çevresel kaygılarla büyük tepki çekmişti. EGEÇEP, Doğa Derneği, TMMOB gibi kurumlar, ÇED olumlu kararının iptali için dava açmış, ekolojik sistemin ve doğal yaşamın zarar göreceği endişesini dile getirmişti.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da projeyi TBMM gündemine taşımıştı. O dönem projeye karşı çıkan CHP’nin, şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cemil Tugay’ın benzer yönde bir açıklama yapması ise dikkat çekti.
Hamza Dağ da Vaat Etmişti
2024 yerel seçimlerinde AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Hamza Dağ da Körfez Geçişi Projesi’ni vaat etmişti. Dağ, projeyi ulaşımı rahatlatacak stratejik bir adım olarak sunmuştu.
Kamuoyundan Gelen Tepkiler
Kentte devam eden su kesintileri, körfez kirliliği, ve çöp krizinin çözüm beklediği bir dönemde, maliyeti ve çevresel etkileri büyük projelerin yeniden gündeme alınması “öncelik sıralaması” açısından eleştiriliyor.
Tugay’ın açıkladığı proje henüz teknik detaylandırma aşamasında ve Yıldırım’ın projesiyle kapsam ve yöntem açısından farklılıklar taşıyor. Ancak her iki projenin de ulaşım bütünlüğü sağlamak ve Körfez’in altından geçiş sağlamak hedefiyle benzer bir vizyon sunduğu görülüyor.