Reklam

VERGİ DİLİMLERİNDE ÇOK ADALETSİZLİK VAR

Türk Ulaşım-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zafer Akça, Gazetem İzmir TV ve A Türk TV ortak yayınında konuştu...

VERGİ DİLİMLERİNDE ÇOK ADALETSİZLİK VAR

Türk Ulaşım-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zafer Akça, Gazetem İzmir TV ve A Türk TV ortak yayınında konuştu...

VERGİ DİLİMLERİNDE ÇOK ADALETSİZLİK VAR
24 Nisan 2021 - 09:52

Gazetem İzmir TV ve A Türk TV programcısı Zerrin İlbay’ın hazırlayıp sunduğu ‘Kariyer’ programının bu haftaki konuğu Türk Ulaşım-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zafer Akça oldu.
Ulaşım sektöründe çalışan kişilerin sıkıntılarının ve acil çözüm beklenen sorunlarının konuşulduğu program yaklaşık 1 saat sürdü. Programda Zerrin İlbay’ın tüm sorularını içtenlikle cevaplayan Akça, “Ek ödemelerin tazminatların emekliliğe yansıtılması için çalışma yapıyoruz. Bir de vergi dilimlerinde çok adaletsizlik var. 2020’nin Ocak ayında aldığımız maaş 2020’nin sonunda Aralık ayında aldığımız maaş arasında hangisi yüksek olması lazım? 2020 Ocak mı 2020 Aralık mı? Aralık’ta yüksek olması lazım iki zam alıyorsun. Ama vergi dilimlerinde yüzde 27’lere çıktığımız için orada maaşımız düşmeye başlıyor. Yıl sonunda 1000-1500 lira ekside olacağız. Bunun için de eğer vergi dilimlerimizi yüzde 15’te sabitleyebilirsek düşüş yaşanmayacak” ifadelerine yer verdi.

Zerrin İlbay: Türk Ulaşım Sen olarak pek çok sorunlarınız var. Bunun karşılığında önerileriniz de var. Sendika sistemi oldukça zor ve karmaşık bir sistem. Herkes doğrusu cesaret edemez. Sendikal sistemin içine girmeyi siz nasıl tercih ettiniz? Bu sistemin içinde olmayı?
Zafer Akça: Öncelikle sizlere yayın hayatınızda başarılar dilerim. Ben yaklaşık 1987 yılında memur oldum. Sonra insanlar için birşeyler başarma güdüsüyle hareket eden bir kişiliğim var en çok da memurların haklarını nerede savunurum diye düşündüm. KAMU-SEN’li oldum. Tabii hemen bu işlere girmedim. Önce üyesi oldum sonra boş yer olunca teklif geldi. Bu işin temsilciliğini yaptık. Bu işe soyunmak zorunda bırakıldık. Ondan sonra da 2002 yılında temsilciliğimiz başladı. 2010 yılının sonunda 2011 yılında da tüm üyelerimizin arkadaşlarımızın teveccühü ile sendika başkanı olarak göreve başladık. Yaklaşık da 10 yıldır da bu işi yapmaktayız. Tabii ki sorunlar her şeyler çok büyük. Bu iş aynı zamanda gönüllülük esasına dayalı bir iş. Çünkü bizim burada şube başkanı diyorsunuz ama diğer işçi şube başkanları gibi değil. Biz tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak çalışıyoruz. Yani kendinizden fedakarlık ederek, evimizden fedakarlık ederek bu işlere girdik. Bu yolda da severek arkadaşlarımızın toplumumuzun isteklerini yerine getirmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz.

Zerrin İlbay: Gönüllülük esasında yapılan her türlü işte bunları sendikal faaliyetler dahil dernek faaliyetleri dahil hepsi çok zor. Hatta maddi destekte almıyorsunuz öyle değil mi? Bazen cebinizden para gittiğini ben biliyorum. Çünkü ben de bir dernek üyesiyim . Dolayısıyla gönüllülük esasına dayanan bir dernek olduğu için de bu tür çalışmaları yaklaşımları biliyorum. Şimdi isterseniz biraz sizin sendikanızı tanıyalım. Ne dersiniz? Türk Ulaşım Sen Sendikası nasıl bir sendikadır amaçları nelerdir? Merkezi nerededir? Türkiye’de bütün illere yayılmış mıdır? Kaç adet şubesi vardır gibi. Bu bilgileri sizden alalım. Sonra sorularınıza geçelim.
Zafer Akça: Tabii ki 1992 yılında Türkiye Kamu Sen Konfederasyonu olarak bünyesinde toplanan bir sendikayız. Adımızdan anlaşılacağı gibi Türkiye'de her yerde bilinir. Türk'le başlayan bütün sendikalar bizimdir. Türk Ulaşım Sen olarak Türkiye Kamu Sen'in bünyesinde kurulmuş bir sendikadır. 1992’de kanunlar tam çıkmadan kurulmuştur. Burada cepten paralar verilerek bu mücadele başlatılmış. Şu an 29 yılımızı tamamladık. Bizim ilkemiz önce ülkemiz düsturuyla kurulmuş, bu şekilde de devam ediyor. Hiçbir şekilde çizgisinden taviz vermeden yoluna devam etmektedir. Yani suni sendika gündem için kullanılan sendika değil.
Vatan birlik bayrak doğrultusunda yola çıkıyor. Daha sonraki ilkelerinden bir tanesi de memurun hakkını korumak ya da kaybolan haklarını almak için mücadele vermektir. Bunları da yasal şekilde yerine getirmektedir.

Zerrin İlbay: Peki şimdi Türk Ulaşım Sen diyorsunuz aslında ben biraz açmak istiyorum. Okurlarımıza da sendikamızı daha iyi tanıtabilmek amacıyla Türk Ulaşım Sen Sendikası deyince içinde sadece Havalimanı'nda çalışan kişilerin hakları mı var? Yoksa tren gibi ulaşım araçlarında çalışan personelin haklarını da savunan bir sendika mı?
Zafer Akça: Birlikte mücadele veriyoruz. Şöyle Türk Ulaşım Sen çatısı altında Devlet Hava Meydanları Işletmesi, Devlet Demiryolları Işletmesi, Ulaştırma Bakanlığı, Liman Başkanlıkları gibi bunlarla beraber genel merkezimiz Ankara'da olup, devam etmektedir. Izmir'de de Türk Ulaşım Sendikası'nın iki tane şubesi var. Bir kanadı Devlet Demiryolları'na bakıyor. Bizler de Devlet Hava Meydanları Kısmındayız Havaalanları'nın sıkıntılarına bakıyoruz. Sayın Genel Başkanımıza selam ediyorum. Mustafa Nurullah Albayrak o da tüm sorunlarımıza ve Ankara'daki diğer işlerimize koşturmaktadır. Yani sadece havaalanından oluşmuyor. Devlet Demir Yolları, Ulaştırma Bakanlığı, Liman Başkanlıkları gibi yerlerinde çözümlerinde odaklanıyor. Yani ulaştırma hizmet kolunda hizmet veriyor.


Zerrin İlbay: Peki şimdi sendikanızla ilgili biraz bilgi aldıktan sonra biraz sorunlarımıza değinelim istiyorum. Şöyle başlıklar var bunlarla ilgili. isterseniz birinci başlıktan başlayalım. Sonra yavaş yavaş diğer başlıklara gelelim. Programımızın süresi bitene kadar. Memur zamlarının enflasyon karşısındaki durumu maalesef yeterli değil. Bunu siz de iddia ediyorsunuz. Peki bu konuda nasıl bir çalışmanız var, talep ettiğiniz bir ücret var mı?
Zafer Akça: Evet, şimdi şöyle diyelim Zerrin Hanım bu işler yetki ile de oluyor, koşturmakla oluyor. Ben önce bunlardan bahsedeyim Türkiye Kamu Sen şu an 10 yıldır yetkisi elinde değil. Yani yetkili sendika dediğiniz zaman masadaki görüşmelerde bulunan sendikanın yaptırımları masaya getiren Hükümet'le oturan sendika dır. Bizler de bu mücadelede şu anki mevcut yetkili sendikanın eksik kalan taraflarını tamamlayabilmek için mücadelemizi veriyoruz. Ama biz görüyoruz ki biz onlardan daha çok mücadele ediyoruz. Hani bir şeyler yapamıyorsanız bizden alabilirsiniz. Dökümanları oradan faydalanabilirsiniz. Bunları da yapmıyorlar. Bizim derdimiz memurun 10 yıldır ezilmesi. Enflasyon karşısında ezilmesin. Mesela son 10 yıldır memur maaşları enflasyonun altında kalıyor. Bunun en büyük pay sahibi yetkili ama etkisiz bir sendika diyoruz. Burada örnekleri var, arkadaşlarımız biliyorlar. 2019'da toplu sözleşme görüntüsünde sonucunda özlük haklarında kayda değer bir kazanım olmadı. Şöyle diyeyim 2020 için yüzde 8, toplamda zaman 2021 yılı içinde yüzde 6, yani yüzde 3, yüzde 3 diye yüzde 6 zam karara bağlanmış. Buna bağlı olaraktan enflasyon yüzde 15, resmi enflasyon yüzde 15. Bizim aldığımız zam yüzde 11. ama gayri resmi baktığınız zaman bu . %25'lere çıkıyor. Bizlerin de burada tabii ki Türkiye Kamu Sen olarak bir talebi oluyor, burada memurumuz eziliyor. Bunla ilgili yaklaşık 6 ay evvel biz Cumhurbaşkanı'na Hazine Bakanlığına zam talebinde bulunduk. Tüm memur ve emeklilerimiz için tabi ki dönüş olmadı ama olumlu yansımaları söz konusu. Bununla ilgili de inşallah biz yetkiyi alırsak bunu masa da dile getireceğiz diye düşünüyoruz.

Zerrin İlbay: Evet peki bu 3600 ek gösterge durumunuz var. Bu konuyu açıklar mısınız?
Zafer Akça: Şimdi 3600 bizim memurlarımız özellikle emeklilikte ki durumları için çok önemli. Memurlarımız için çok önemli hatta bunla ilgili 24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanımız bir söz vermişti. Öğretmen, polis, hemşire ve imamların ek gösterge rakamlarının 3600 olacağına dair bir söz verdi. Tabii Türkiye Kamu Sen bunun peşine düştü. Şu ana kadar bununla ilgili birşey yok. Ama biz biliyoruz ki Cumhurbaşkanımızın verdiği bu söz şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi plan ve bütçe görüşmelerinde komisyonda beklemekte. Biz Türkiye Kamu Sen olarak oraya müracaatımızı yaptık. Biz istedik ki bu dört grubun haricinde eşitlik varsa diğer memur arkadaşlarımızın da 3600'den faydalandırılması için gerekli girişimlerde bulunduk. Bunla ilgili eğer 3600 alırsa memur arkadaşımız işçiler yüksek oluyor, bizler düşük alıyoruz emekli maaşlarında en azından emekli olduktan sonra şu anki mevcut aldığı paranın 600 ile 700 lira daha üstünde almaya hak kazanacaklar. Bu da herkesin her memur arkadaşımızın doğal hakkı diye düşünüyoruz.

Zerrin İlbay: 3600 ek gösterge sağlandığında maaşlar da 500-600 TL civarında artış sağlanacak. Ben de takip ettiğim kadarıyla bu ek gösterge ile ilgili konu epeydir gündemde ve komisyona da sunuldu . Umarım çıkacaktır.
Zafer Akça: Umarım inşallah çıkacaktır çıkacağından eminiz de biz 4 grubun haricinde de çıkmasını talep ediyoruz.

Zerrin İlbay: Peki görevde yükselmelerde mülakatın kaldırılmasıyla ilgili bir talebiniz var. Özel mülakatın kaldırılması, görevde yükselmelerde personele nasıl bir avantaj sağlayacak? Mülakat olması daha iyi değil midir? Liyakatın ölçülmesi açısından.
Zafer Akça: Tabii ki biz zaten liyakat yönünden öne geçsin arkadaşlarımız istiyoruz. Şimdi şöyle liyakatta ve öncelikle tabi vatan millet diyoruz. Sınavlarda mülakatın kaldırılmasında ki niyetimiz şudur. Yani şimdi bir arkadaşımız sınavda 90 alıyor. Bizim devlet hava meydanlarında yaşandı bir arkadaşımız 80 alıyor mülakat sınavında. Eğer o arkadaşımıza yüz veriliyorsa öbürüne de 80 alan yüz veriliyorsa 90 alana 92 veriliyorsa burada bir haksızlık var. Biz diyoruz ki bu işi yapan en iyi yapan sınavla belirlensin gelsin. Zaten aksi bir durum varsa devletimiz kurumumuz her türlü önüne geçer. O atamaların önüne geçmiş olur. Biz istiyoruz ki adaletli olsun, kim kazanırsa o hak ettiği göreve getirilsin.

Zerrin İlbay: Eğer mülakat yapılmaz da sadece sınavla alınırsa zaten memur olacak ve bu her yıl sicil değerlendirmesi var. Sicil puanı veriliyor. Yani diyorsunuz ki siz mülakat yerine sicil de yani çalıştığı süre bir yıl çalışır ve değerlendirilir. Sicil de bir çeşit mülakat dedikleri oluyor.
Zafer Akça: Eğer art niyetli ise kişi zaten devlet memuru kaçış yok bir şekilde ortaya çıkar. Bizim amacımız burada öncelikle vatanını, milletini seven bayrağına sahip kişilerin, vatandaşlarımızın, milletimizin bu görevlere getirilmesi. Yani bir insan vatanını severse, bayrağı severse dinine bağlıysa. Bu işi hakkıyla yapacağını, düşünüyoruz. Yani o işi yapan insanın zaten öbür taraflarda işi yoktur.

Zerrin İlbay: Yani aslında çalışmak bir çeşit ibadettir. Vatana hizmet ediyorsanız yapacağınız şey yaptığınız işi iyi yapın, sorumluluk içinde yapın ve tarafsız yapınız. Adilane davrandığınız zaman verdiğiniz hizmette mutlaka başarılı olacaksınız ve sizinde söylediğiniz gibi sicil durumu bir çeşit liyakat değerlendirmesi de oluyor. Zaten şimdi sizin en büyük sorunlarından birinin aldığı notlar arasında görüyorum. Devlet Hava Meydanları Işletmesi'nde alınan havacılık tazminatının yükseltilmesini istiyorsunuz Nedir bu havacılık tazminatı? Herkes mi alıyor? Yani teknik elemanları mı ayırıyorsunuz? Teknikerler ve teknisyenler gibi.
Zafer Akça: Kısaca özetle anlatayım bazı şeyleri. Bu havacılık tazminatı bir otokontrol dediğimiz şey yurt dışında bulunan uluslararası bir kuruluşun kontrol merkezi buraya 89 yılında Türkiye üye oluyor. 89-dan 2005'e kadar tüm ülkeler ekstra ücret alırken bizim Türkiye 2005'te o da Türk Ulaşım Sen Genel Merkezimizin çabalarıyla 2005'ten itibaren almaya başladı. Şöyle havacılık tazminatında yani bir oto kontrolde kesinlikle bizim hazineden maliyeden ekstra devletimizin kasasından kurumun kasasından çıkan bir para yok. Bu havacılık bizim . Ülkemizin üstünden geçen yabancı uçakların geçtikten sonra bizim Türkiye'nin hesabına yatırılan bir ücret. Eğer biz onları fatura edersek alabiliyoruz, edemezsek alamıyoruz.

Zerrin İlbay: Bu bir havuz.
Zafer Akça: Bir havuzumuz bu. Evet, bu havuz Belçika'da kurulan bir havuz. Bu havuzdan faydalanabilmemiz için her yıl bunun faturasını kesip yollamamız gerekir. Biz de diyoruz ki bu fatura kesmek arttırmak bizim elimizde. Çünkü hayır diyemiyorlar. Mesela, diğer Avrupa ülkeleri, Belçika, Fransa, Ispanya, Yunanistan bunların hava sahası daha az olmasına rağmen birbirinden 3 birim ücret alıyorlar. Bizim Avrupa'da en uzun hava sahamız var. Bizim 3 birimken 1 birim ücret alıyoruz.

Zerrin İlbay: Yani hava sahasının kullanım alanı kullanıldığında. Tazminat olarak Belçika'daki bir havuzda birikiyor.
Zafer Akça: Eğer düşük fatura gönderirsin düşük alırsınız. yüksek gönderirsen. Tabii ki şartları şeyleri var. Yani kim alacak, ne kadar alacak. Ama bizler meydanlarda işte öyle sorulara göre değişiyor ünvanlar ve belirlenmiş pilotlar var mutlaka aralarında.

Zerrin İlbay: Yer hizmetleri veren bunlar mı?
Zafer Akça: Şöyle pilotlar ayrı bir kategoride değerlendiriyor, biz onların yöneticisi oluyoruz, yerlerine daha meydanları uçuran kısmı oluyor. Ama biz burada değerlendirme yaparken şimdi hava trafikçi arkadaşımız uçağı kaldırıyor, diğer hava trafikçi arkadaşımız havada yönlendiriyor ama burada elektronik yılların izleri olan işlemler tabi kule de var ve sadece onunla kalmıyor. Bunun yanında elektronikçi arkadaşımız var. Bakımlarını ve onarımlarını yapan elektrikçi arkadaşlarımız var. Makinacılar var yani buraya hizmet etmiş, havacılığa hizmet etmiş.

Zerrin İlbay: Bu hizmetleri yurt dışından gelen Avrupa ya da diğer ülkelere ait olan uçakları mı veriyorlar?
Zafer Akça: Bu hizmetleri oraya da veriyorlar. Türk uçaklarına da, Avrupa'dan gelen uçaklar için de.

Zerrin İlbay: Ama siz Avrupa'dan gelen uçaklara verilen hizmetlerin karşılığını almak istiyorsunuz. O paranın yükselmesi için yüksek fatura göndermeniz lazım ki sizin tazminat oranı yüksek olsun.
Zafer Akça: Bir de bunun adaletli dağıtımı zamanında işte biz 2005'te bunu çıkartırken de üç gruba bölünmüş birinci grup hava trafikçiler elektronikçiler ikinci grup teknik elemanlar, üçüncü grup şey diye yani memurlar diye biz bu sınıfın kaldırılıp herkesin eşit olarak faydalanmasını istiyoruz. Bu bizim ülkemize artı bir girdi sağlayacaktır. Artık şöyle birşey var, havacılık tazminatını alıyoruz artı bir de bizim devletimiz buradan vergi alıyor, yurtdışından döviz girdisi gibi. Yani ne kadar çok bizlere arkadaşlarımıza bu verilirse onu da vergi olarak geri alacak. Bu şekilde de bizim memur arkadaşlarımızın maaşı artacaktır. Onun aldığı para da esnafa yansıyacak. Yani böyle bir para döngüsü olacak.

Zerrin İlbay: Döngü sağlayacak diyorsunuz, ekonomik bir döngü oldu. Şu an benim ilgimi çekti bu konu. Ben de doğrusu bilmiyordum. Böyle bir havacılık tazminatının yurt dışından gelen uçaklardan alınması Belçika'da bunun bir havuzda birikiyor olması çok ilginç bir bilgi oldu benim için de. Şu an aklıma geldi soruyorum. Örneğin diyelim ki Avusturya'dan gelen uçak ben Türk sahasından geçmek istemiyorum diyebilir mi? Böyle bir şansı var mı geçmek zorunda değil mi?
Zafer Akça: Evet, biz Asya ile Avrupa'yı bağlıyoruz. Birbirine her taraftan birden geçiş oluyor, Her şekilde. atlatması mümkün değil.

Zerrin İlbay: Mutlaka Türk hava sahasına girmek zorunda. O yüzden de ödemesi gereken paralar var bu da size tazminat olarak dönüyor.
Zafer Akça: Daha önce personele de yansımıyordu. 2005 öncesi öyle sadece genel müdürlüğe yansıyordu belli yerlere yansıyordu. Işte bizim radar istasyonlarını oradaki şeylere yapılanmaya yarıyordu yine onlara yaradığı gibi personelimize dönüş olması için. Çünkü Avrupa'da yansıyordu. Bizler 2000'lerde mücadele başlattık 2005 lerde meyve verdi. 2005'te o şekilde personele yansıtmayı başardık.

Zerrin İlbay: Peki tebrik ediyorum. Demekki uğraşınca olabiliyor o yüzden bu başlıkları uğraşmaya sendika olarak devam ediyorsunuz. Umarım doğru sonuçlar güzel sonuçlar alacaksınızdır. Şimdi bir şey daha var. 399 sayılı kitlerde çalışanların temel ücret tespiti yapılmalı demişsiniz. Nasıl bir tespiti yapılsın istiyorsunuz Talebiniz nedir bu konuda?
Zafer Akça: Şimdi onla ilgili de Sayın Cumhurbaşkanımız 30 12 2020 tarihli 31 350 sayılı Resmi Gazete'de Kamu Iktisadi Teşebbüslerinde Uygulanacak e temel ücretlerin tespitine ilişkin 3342 sayılı bir Cumhurbaşkanımızın kararı yayınlandı. Yani 2020'nin son ayında bu kararda bizim çalışan arkadaşlarımız 657'ye tabi 399 sayılı yani KIT kapsamında çalışan arkadaşlarımız bu kararı yayınladık. Kurumların genel müdürlüklerine gönderdik. Biz devlet memurları 399'da 3 kademede maaş alıyoruz. Düşük maaş alanlara skala yapma yetkisi verildi. Yönetim kurulları toplanarak işte aşağıdakinin maaşına %5 yukarıdakine %1 yaparak böyle bir ayarlama yapıp eşitleme dengeleme yapın diye yazı gönderdi. Biz de bu konuları takip ediyoruz. Cumhurbaşkanı'nın bu kararından sonra direk biz kurumlarımıza, devlet demiryollarına, Devlet Hava Meydanlarına Ulaştırma Bakanlığının kurumlarımıza yazılarımızı yazdık. Bununla ilgili çalışmalarınızı yapıp hala beklemekteyiz. Yaptığımız işlerin takiplerini yapıyoruz.

Zerrin İlbay: Teklifi yaptınız sonucu bekliyorsunuz.
Zafer Akça: Evet şu anda bekliyoruz.

Zerrin İlbay: Peki. Tabiki sorunlar oldukça çok her birini dile getirelim istiyoruz. Devlet Hava Meydanları Işletmesi'nde görev yapan ARFF dediğiniz teşkilat havalimanlarındaki itfaiye teşkilatı oluyor değil mi?
Zafer Akça: Evet.

Zerrin İlbay: Bu teşkilatın teknikerlik durumunu gündeme getirmek istiyorsunuz. Bu nedir biraz açar mısınız?
Zafer Akça: Şimdi Devlet Hava Meydanlarında maaş ve tazminatlara baktığımız zaman, şöyle demişler ya zamanında en büyük savaşlar adaletsizlikten çıkar. Gerçekten yokluk varsa amenna ama birileri daha fazla faydalanıyorsa orada dengesizlikler oluşur. Bizim DHM’deki ARFF teşkilatımız altında kullandığı araçlar en düşüğü 5 milyon 10 milyon TL gibi bugün uçak pilotunu getirseniz yapamayacağı şekilde özel olarak yetiştirilmiş arkadaşlarımız. Ama maaş ve tazminat guruplarında ARFF teşkilatı ve apron birimi en düşük kategoride yer alır.

Zerrin İlbay: Halbuki can güvenliği de söz konusu orada.
Zafer Akça: Orada en üstte olması gereken havaalanlarının olmazsa olmazlarındandır. Eleman eksikliği varsa notam çekilir uçak inmez o kadar önemli bir yerdeler. Biz bu arkadaşların da bazı ücretlerde yukarıya taşınmasını istiyoruz. En büyük ıstırap çektiği noktalardan birisi de oraya gelen arkadaşlarımızın her biri üniversite mezunu belki bir belki iki mezuniyeti var. Bu işin okulları var oradan sınavla geliyorlar. Makine, elektrik-elektronik diğer teknik elemanlar iki yıllık okulları bitirdiğinde teknikerlik unvanı alıyor. Ama bizim oradaki arkadaşlarımız ARFF memuru ve apron memuru diye geçiyor. Öyle geçtiği zaman maaş skalasında aşağıda kalıyorlar. O zaman biz de dedik ki hatta bu konuyla genel başkanımız özellikle ilgilendi. Mustafa Nurullah Albayrak sağ olsun. Biz dedik ki ARFF personelimizin teknikerlik alması konusunda gerekli yazıları genel merkezimizle beraber genel müdürlüğümüze yazdık ve olması gerekeni söyledik. Artık bununla ilgili bir çalışma yaparak, şimdi Ombudsman diye bir şey kuruldu. Ombudsman ile görüştük ve o bize ve genel müdürlüğümüze olumlu yanıt verdi. Tekniker olması gerekir dedi. Olumlu görüş verince biz de genel müdürlüğümüzün tekrar harekete geçmesini bekliyoruz. İnşallah harekete geçecek. Ombudsmanın olumlu görüşü ile birlikte bizler de bunu mahkemeye taşıdık.

Zerrin İlbay: Aslında bu genel bir sorun. Ben de Milli Eğitim’de yönetici olarak çalıştığım dönemlerde diyelim ki bir kadro alındı, hizmetli kadrosundaki kişi memur olarak çalıştırılırdı. Hizmetli kadrosunda aldığı ve verdiği hizmetten dolayı herhangi bir tazminatı alamazdı. Ama memur olarak o masada oturmuş olmak onu mutlu ettiği için sesini çıkarmazdı gibi. Sizin de aynı durumda. ARFF’de görev yapacak kişiler yeterli mezun mu veremiyor okuldan da iki üniversite bitireni almak durumunda kalıyorsunuz. Buna rağmen eleman ihtiyacı doğduğu için eleman alabiliyorsunuz. Alınca bu sefer o okuldan mezun olmadığı için tekniker unvanı alamıyor savaşınız bu değil mi?
Zafer Akça: Hayır, o okuldan mezun olsa da alamadı. Bizim derdimiz bu. İtfaiyecilik okulu var MYO, bir de bunun üzerine ilave okullar bitiriyor. O ayrı meziyetler. O arkadaşımıza teknikerlik unvanı vermiyorlar. Biz bunun için çabalıyoruz. Ama buradan arkadaşlarımıza söylüyoruz. Bunu ya masada alacağız ya da mahkeme kararı ile alacağız. ARFF’deki arkadaşlara buradan duyuruyorum.

Zerrin İlbay: Bence her ikisi de olur ben de tabii biraz memuriyet ve bürokrasiyi biliyorum. Obudsman kararı da etkili olacaktır.
Zafer Akça: Duymayan arkadaşlarımıza biz duyurduk ama Ombudsman kararı var ve en kısa sürede arkadaşlarımız bu teknikerlik unvanına kavuşacaklar diyoruz.

Zerrin İlbay:Artık sorularımızın sonuna geliyoruz. Program da ilerledi. Güvenlik personelinin 45 yaş sonrasında birim değiştirmesi ve silah tazminatı demişsiniz. Bu bana ilginç geldi. Havalimanlarında silah taşıyan güvenlik görevlileri hepsi taşıyor ve bunun için tazminat mı ödeniyor?
Zafer Akça: Onlara gelmeden 45 yaş 50 yaş insanların daha durağan ve reflekslerinin azaldığı bir dönem. Bizim de arkadaşlarımızın DHM’de memurlukta DDY’de güvenlik personeli olarak başlıyorlar. Yaş 45’i geçtiği zaman belli şeyler oluyor ve biz de bu arkadaşlarımızın 45 yaşından sonra isterlerse dilekçe vererek, normal eğer lise mezunu ise devlet memuru teknisyen ise teknisyen kadrosuna geçirilme talebimiz var. Biz yaklaşık 3-4 yıldır peşindeyiz. En sonunda Genel Müdürlüğümüz 50 kişilik bir kadro açtı ve bunu daha da yükselterek o arakdaşlarımızın da normal memurluğa geçişini talep ediyoruz. Silah tazminatı deyince polislerimiz silah taşıyor tazminat alıyor, yıpranma alıyor. Bizim güvenlikçi arkadaşlarımız hem devlet memuru hem de silah taşıyorlar. Biz bunu örnek göstererek bu silahın sorumluluğuna dayanarak bir tazminat ödenmesinden yana bunlara inşallah yetkiyi alırsak 15 Mayıs’ta tüm arkadaşlarımıza hepsine söz veriyoruz masaya getireceğiz. ATSEP lisansımız, vergi dilimlerimiz bizim için önemli olan konular.

Zerrin İlbay: İki sorum var ondan sonra size bırakacağım sözü söylemek istediklerinizi söyleyin lütfen. Mutlaka bu başlıklar altında okurlarımız Havalimanı görevlisi olup da acaba sayın başkanımız ne diyecek durumlar nedir diye düşünenler vardır. Yüksek gerilime maruz kalan elektrik biriminin tazminat ödenmesi ve ATSEP lisansının verilmesi. ATSEP lisansı nedir?
Zafer Akça: ATSEP lisansı uluslararası havacılık deyimi. ATSEP lisansı havacılıkta teknik elemanlarının aldığı bir lisans, bunu sadece elektronikteki arkadaşlarımız alıyor. Buna ilave tüm teknik elemanlarının da bunların da ATSEP lisansının alması gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası bir belgedir.

Zerrin İlbay: Başka ülkelerde çalışabilir yani.
Zafer Akça: Başka ülkelerde de çalışabilir artı olarak havacılık tazminatına da yansır. Bunun için dernekler de çalışıyor bizlere de çalışmalarını getirdi. Genel merkez de bu çalışmayı yaptı. ATSEP lisansını tüm havacılık sektöründe çalışan tekniker arkadaşlarımıza almamız yönünde çalışma var.

Zerrin İlbay: Peki bu lisans sınavla mı alınıyor?
Zafer Akça: Bunların sınavları oluyor. Biz burada hak etsin o sınava katılma istediğini açılmasını diliyoruz.

Zerrin İlbay: Son olarak teknisyen ve tekniker arasındaki maaş farkı konusunda teklifiniz nedir? Ne Öneriyorsunuz?
Zafer Akça: Teknisyen ile tekniker konusunda… Teknisyen, herhangi bir makine, elektronik, inşaat meslek ve teknik liseleri bitirmiş, tekniker de onun 2 yıllık okulunu bitirmiş arkadaşlarımız. Bizim 399’a geldiğinde orada iki sıkıntı var. Teknisyenle tekniker genelde aynı işi yaparlar aynı işe giderler. Ama aralarındaki maaş farkı 1200-1300 net maaş farkı var. Şöyle oluşur, teknisyen, tekniker, mühendis. Mesela mühendisler tekniker arasında 250-300 lira oynuyor ama tekniker ile teknisyen arasındaki maaş 1300’lere çıktı.

Zerrin İlbay: Peki, tekniker ve mühendis orada teknik hizmetler sınıfı adı altında mı geçiyor?
Zafer Akça: Aynı işi yapıyorlar. Ama farklı ücret alıyorlar. Bizim maaş gruplarımız üç gruptan belirleniyor. Maaş gruplarında tavan-taban davası var. Tekniker ve mühendisler birinci grupta maaş alırken teknisyenlerimiz ikinci grupta maaş alıyor. Haliyle o gruptan üzerine çıkamıyor. Bizim amacımız ya bu grupların kaldırılması ya da ikinci gruptaki tavanın ücretinin artırılıp, o Cumhurbaşkanımızın yazdığı skala ayarlamasını yapın dediği noktada teknisyenleri de ilgilendiriyor. Orada artırıp ikinci grubun tavanının birinciye yaklaştırılması gerekir. O olursa adaletsizliğin çözüleceği kanaatindeyiz.

Zerrin İlbay: Arada okul mezuniyeti de var. Teknisyenler lise, teknikerler 2 yıllık MYO mezunu, mühendisler de 4 yıllık okul mezunu. Bu kadar da önemli bir açık olmamalıdır.
Zafer Akça: 200-300 kabul ama 1300’lerde olmamalı. Bir de aynı işe gidiyorlar.

Zerrin İlbay: Tekniker ve teknisyen arasında çok iş güçlüğü var mı? İş güvenliği, riski…
Zafer Akça: Aynı iş. Hatta Edremit’teki arkadaşımız da izliyorsa, orası da bize bağlı, Kocaseyit’te aynı zamanda çalışırken 2 yıllık teknikerlik okulunu bitiren arkadaşlarımız var. Mühendisliği bitiren arkadaşlarımız var. Okulun verdiği unvan var. Ama kurumumuz 399’da öyle demiyor ve sen mühendissin ben seni tekrar sınava tabi edeceğim, bu unvanı hakkediyor musun bakacağım? Bir arkadaşımız teknikerlik okulunu bitirmiş ama hala teknisyen olarak çalışıyor. 657’de bu şöyle oluyor. Tamam unvanı alamayabilirsin ama 657’de unvanı vermese de teknikerin aldığı ücreti uyguluyor. 399’da hem unvan hem maaş.

Zerrin İlbay: Son olarak neler söylemek istersiniz?
Zafer Akça: Ben öncelikle teşekkür ediyorum. Bu vesile ile tüm arkadaşlarımıza selam ediyorum. Atladığımız çok önemli iki konu var. Birincisi bahsettik havacılık tazminatı dedik vergiye yansıtılmasını istiyoruz. Tazminatı alıyoruz emekli olduğumuz zaman bu tazminattan kurumumuz vergi kesiyor ve maaşı ona göre alıyoruz. Ama emekliliğimize yansıtılmıyor ve bu da bizim için kayıptır. Bunun için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Ek ödemelerin tazminatların emekliliğe yansıtılması için çalışma yapıyoruz. Bir de vergi dilimlerinde çok adaletsizlik var. 2020’nin Ocak ayında aldığımız maaş 2020’nin sonunda Aralık ayında aldığımız maaş arasında hangisi yüksek olması lazım? 2020 Ocak mı 2020 Aralık mı? Aralık’ta yüksek olması lazım iki zam alıyorsun. Ama vergi dilimlerinde yüzde 27’lere çıktığımız için orada maaşımız düşmeye başlıyor. Yıl sonunda 1000-1500 lira ekside olacağız. Bunun için de eğer vergi dilimlerimizi yüzde 15’te sabitleyebilirsek düşüş yaşanmayacak.

Zerrin İlbay: Çok teşekkür ediyorum size.
Zafer Akça: Ben de çok teşekkür ediyorum. Buradan tüm arkadaşlarımıza saygı ve selamlarımızı sunuyorum ve her daim sizlerin yanındayız. Hem sahada hem basında koşturuyoruz. Yiğidi öldürün ama hakkını verin. Lütfen şu yetkiyi verin görün bakın nasıl hak aranıyor, nasıl hukuk aranıyor. Bu vatan altında nasıl mücadele ediliyor görün.