O ÖLDÜ…

Biz Atatürk'ün ölüm yıldönümünün geldiğini çarşıdan geçerken anlardık
Ekipleri birgün önceden direklerdeki bayrakları yenilerken görürdük
Anıt meydanını arazözün yıkayıp temizledigini, bir konuşma, anma törenine hazırladığını görürdük
Sokaktaki insanların ve öğretmenlerin koyu ve sade ya da siyah renkli giyimi tercih ettiklerini görürdük
Radyo sesinin kısıldığını görürdük
Eğlence ve dizi filmlerin geçici olarak televizyonlarda kaldırıldığını, Atatürk belgeselinin konulduğunu görürdük
Celal'in meyhanesinden Çiçek pasajina, Majestik bilardo salonundan sahildeki kahvelere kadar keyfi amaçlı eğlence yerlerinin "o gece" para kazanmamayı tercih ettiklerini görürdük
"Ölüye saygıyı" görürdük
Biz bunları görünce Atatürk'ün öldüğünü, doğal olarak bize bir miras kaldığını, bu mirasa sahip çıkmamız gerektiğini anlardık ve 10 Kasım'da özellikle toplumca hüzünlü bir ortam yaratırdık ki; "Unutmamaktı" gayemiz
Biz O'nun öldüğünü unutmamak için hüzünlenirdik 10 Kasım'da...
Durumdan vazife çıkarırdık
Şimdi facelerde "O ölmedi!" diye yırtınan ama ayni akşam masalarda karı oynatıp "çile bülbülüm" naraları atan kağıt askerler doldu ortalık
Aslında "ölmedi" diyenler de haklı.
"Ortada ölen yoksa hüzne de gerek yoktur"
Yersen tabi..
Bir de tabi O'nun ölümüne kına yakan gerizekalilar var piyasada..
Isgalci güçlerden kalan spermlerin vücut bulmuş halidir o zavallılar.
Ve bu yüzden;
Atatürk de ölümlüdür ve ölmüştür
Ama !
Atatürk gibi düşünenler ancak O'nu yaşatırlar
Gerisi kuru gürültüdür
Özellikle Atatürk'ten geçinenlerle, Atatürk nefretinden beslenen fareler çok farklı bir kulvardaymış gibi görünseler de, durum öyle değildir
Neticede lağımda yaşarlar ve sadece ton farkı vardır
Siz dikkatli olun..
Öyle "Cık gel Samsun'dan!" falan demekle olmaz bu işler.
"Atatürk öldü! Yerine ben bakıyorum! İlke ve inkılapları benim sayemde yaşayacak ve yaşatılacak!" Diyebiliyor musun?
Atatürk gibi düşünebiliyor musun?
Dostu düşmanı ayırt edebiliyor musun?
Yoksa kayık gibi sağa sola mı savruluyorsun?
Mesele bu !
Ne güzel dünya!
"Cık Samsun'dan gel!"
E sen ne yapacaksın?
Karpuz gibi büyütmeye devam mı?
Rahmet, minnet ve sonsuz şükranlarımla..
Saygıyla anıyorum
Allah'ın rahmeti üzerine olsun!