Güzel İzmir'imizin bitmeyen çilesi...

Geçtiğimiz günlerde şehrime yağan yağmurlar nedeniyle felaket haberleri düştü gündemime;
gözlemliyorum da merkezi semte yaşıyor olma lüksü evveldenmiş, oturduğum semtin Göztepe sahil seridinden tutun, kentin geride kalmış arka sokaklarına kadar değişen pek bir şey yok geçmişten günümüze.
Sorunların çözülmesi noktasında yerimiz de sayıyoruz.
Gelişmiş bir köy olmaktan öteye geçemedik ne yazık ki…
Azıcık sağanak yağmur yağdı, bakın ne felaketlere neden oldu. Çocuk günlerimde sevinirdi büyüklerimiz “bereket yağıyor, ekinler susuz kalmayacak” diye..
Ne eken var, ne de biçen doğanın dengesi bozuldu. İnsan oğlunun da öyle.
Sunileşti bir çok şey gibi, mazgallar, hayal kırıklarmızın kumbarası şeklinde doldu taştı.
Şehrin merkezinde öbek öbek göller oluşuyor, yıllardır değişmeyen, son bulmayan çilemiz giderek ağını genişletiyor. Bunlara bir de, kıyı sahil şeridinde bitmek bilmeyen tramvay inşaatıyla daralan yollarımızda felç olan trafik problemimiz eklendi.
Buradan belediye yöneticilerine, özellikle de Sayın Aziz Kocaoğlu'na sesleniyorum; lütfen kurmaylarınızla bu olumsuz gidişata dur deyin. Biz İzmirliler bu çileyi hak etmiyoruz. İş bilmez ekibinizin yerine profosyonel bir ekip kurmanızı tavsiye ediyorum.
Unutmayın ki kuşlar kanatlarıyla uçar..
Evet sevgili okurlarım, yazdıklarımda hem fikir misiniz? Olumlu olumsuz yorumlarınızı bekliyorum.
Ve sizlere “hakettiğimiz güzel İzmir, mutlu vatandaş” sloganımla veda ediyorum.