Dünyada fenomen haline gelerek hızla yayılan Latin danslarını öğrenmek isteyen İzmirliler, Tarz Dans Okulu’nda bir araya gelerek neşe dolu saatler geçiriyor. Amaçlarının ‘Dans medeni bir ihtiyaçtır’ diyen Atatürk’ün bu söylevinden yola çıkarak dans çalışmalarına katılan kişilerin, yardımlaşma, kaynaşma ve benzeri sosyal yönlerini geliştirmek için kullanılan bu etkinlik tüm Dünya’da en çok takipçisi ve bağımlısı olan dans türü haline geliyor. Özellikle Şehir yaşantısının monotonluğundan bunalan insanların değişiklik arayışları, son yıllarda Latin danslarına olan ilgiyi de beraberinde getirirken Latin Dansları; Avukat, doktor, gazeteci, memur, öğrenci hemen hemen her sınıftan insanların bir araya tek bir sınıf haline gelerek, kendilerini ifade etme yerleri haline gelmiş durumda.

Gençlerin büyük bir ilgisinin olması, alternatif bir alan oluşturması ve gençlerin kendilerini ifade edebilme olgusu olarak Latin Danslarına ilgisi de arttırmış durumda. Bu anlamda Gazetem İzmir Muhabirlerinden Umut Erses, Konak ilçesine bağlı Alsancak Mahallesi’nde bulunan ve TDSF Salsa Ligi 2016 - 2017 sezonunda 5 ayrı etap da 78 sporcu ile katılarak ligi şampiyon olarak tamamlayan Tarz Dans Okulu’nu ziyaret ederek İzmirlilerin bu dansa ne kadar ilgili olduğunu araştırdı.
Yaklaşık 7 yıl gibi bir süredir eşi Selin Tuncer ile birlikte hem profesyonel anlamda hem de sosyal dansçılar yetiştiren Tarz Dans Okulu’nun kurucusu ve dans eğitmeni Gökhan Tuncer, okullarında bulunan sosyal latin dansları, çocuk balesi ve yetişkin balesi, onun haricinde yan branş olarak oryantal roman düğün dansı, zeybek, caz dans, modern dans ve pole dansı le spor branşı olarak wing tsun kursları hakkında bilgiler verdi.
Umut Erses: Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kendinizden ve okulunuzdan bahseder misiniz?
Gökhan Tuncer: Ben 1976 İzmit doğumluyum. Eğitim hayatımı İzmit ve İstanbul’da sürdürdüm. Üniversiteyi bitirdikten sonra çalışma hayatıma İstanbul’da devam ettim. 2001 yılında çalıştığım şirket beni İzmir’e görevlendirdi ve o gün bugündür İzmir’deyim.

Erses: Son zamanlarda özellikle Latin danslarına çok fazla bir merak var. Bir eğitmen olarak bunu nasıl
görüyorsunuz?
Tuncer: İnsanlar iş hayatlarından ve okul hayatlarından dolayı asosyal bir hayat sürdürüyorlar. Dansı da biraz daha sosyalleşmek ve hareket etmek tercih ediyorlar. Buda durum Dünya geneline bakıldığında oldukça yaygın bir durum. Dans camiasına bu sebepten ötürü de her kesimden insanın bir arada bulunduğu bir platform diyebiliriz.
Erses: Latin Dansı ile ilgili internet veya yayımcılık adına pek fazla doküman yok siz bu dansın kültürünün ilerleyişi gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tuncer: Türkiye’de aslında bu oldukça yeni bir durumda fakat çok hızlı bir gelişim var. Başlangıcı 2000’lerin başına tekabül ediyor diyebiliriz. Yani daha çok yeni. Ülkemizde olduğu gibi Dünya’da da hızla yayıldı. Daha da yayılarak devam edeceğini düşünüyoruz. Bunun bir sebebi de biraz ekonomiksel. Çünkü ekonomik olarak da çok uygun bir aktivite.
Erses: Sizce Dans mı bir kültürü değiştiriyor yoksa bir kültür mü dansı değiştiriyor?
Tuncer: Bence dans, bir kültürü değiştiriyor. Bedeni, insanların bakış açılarını ve her şeyi etkiliyor. Daha medeni ve daha birbirine saygılı insanlar yetişmesine etken olduğuna inanıyorum.

Erses: Türk erkekleri dans eder mi diye toplumsal bir yargılarla karşılaşıyormuşsunuz?
Tuncer: Aynı ön yargı benim içinde vardı. Bende aynısını düşünüyordum. Çünkü Karadenizli bir aileden geliyorum. ‘Erkek adam ağır olur’, ‘dans etmez’ gibi bir mantık ne yazık ki vardı. Bu algıyı dansla tanıştıktan sonra kırdım. Hatta şuan Türkiye’nin bugün en büyük okullarından birine sahibim. Bu durum Türk erkekleri arasında da yavaş yavaş kırılıyor. Zamanla daha da kırılacağına yürekten inanıyorum.
Erses: Sosyal dans öğrencileri ve yarışma sporcuları sizce nasıl portre çiziyorlar?
Tuncer: Daha Türkiye’de çok ayrılabilmiş değil. Sebebi ise hobiyle dansa başlayan insanları biz isterlerse spor kısmına da aktarmaya çalışıyoruz. Zaten sporcularımızda hobi olarak başladıkları dansı çoğu zaman yarışmalara taşımak istiyor. Bizde o isteklerine karşılık olarak gereken desteği veriyoruz. Şuan sosyal dansçı ve dans sporcusu olarak ayrıştırmak bizim biraz için zor oluyor.

Erses: Ülkemizde bir Dans Federasyonu var, burada işleyiş nasıl gidiyor. Sizce özellikle bu dansı profesyonel anlamda yapan Türkiye Dans Sporları Federasyonu (TDSF), düzenlendikleri yarışmalara katılan sporcuların yollarını açıyorlar mı?
Tuncer: Federasyonun olması olmamasından her zaman daha iyi. Bir üst çatı kesinlikle olması gerekiyor. Denetim ve teşvik açısından bu çok gerekli. Federasyon 2007 yılında kuruldu. Çok eski bir federasyon. Çok işliyor mu derseniz daha da iyi işleyebilir. Sponsorların ve kulüplerin daha da bilinçlenmesi gerekiyor. Bizim spor kulüplerimizin idarecileri de daha çok genç. Onlarda hobi ile başlayıp daha sonrasında eğitmen ve antrenör olmuş kişiler. Onların da bakış açılarının biraz daha büyümesi gerekiyor. Tekrar söylüyorum federasyonun daha iyi yönetilebileceğini inanıyorum. Çünkü her zaman daha iyisi var.
Erses: İzmir’de 7 seneyi aşkın bir süredir başarılı bir dans okulusunuz. Dans okulu kurmak aklınıza nerden geldi?
Tuncer: Dans okulunu kurmak eşim dolayısıyla aklıma geldi. Eşim devlet opera ve bale sanatçısı. Onun yapabileceği bir iş var oda dans öğretmen. Açıkçası okulu ona açtık. Ben sadece işleyiş ve idari konularda kendisine yardımcı oluyorum. Okulumuzun açılış sebebi tamamen eşimdir.

Erses: Öncelikle bilmeyen vatandaşlarımızı aydınlatmak adına yarışmaların işleyişinden ve bir sezonda yaşanılan süreci biraz anlatır mısınız?
Tuncer: Yarışmaların işleyişi elemelerle başlıyor finale kadar farklı farklı yaş gruplarında ve farklı klasmanlarında ilk önce elemelere tabi tutuluyor. Final kısmına kadar elemeler oluyor. Final kısmında kürsüye çıkmak için herkes ter döküyor. Bu bir yarışma içerisindeki akış. Sezon içindeki yarışmalar çok sık aralıklarla yapılıyor. Ocak ayında başlıyor ve Mayıs ayında bitiyor. Neredeyse kimi zaman ayda bir yarışma oluyor. Yarışmalar genelde İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Muğla, Adana illerinde oluyor. Buralara da biz kafile halinde gidiyoruz.
Erses: Tarz Dans’ın kapısından içeri ilk girildiği anda sizi kupalar karşılıyor. Buda oldukça disiplin ve emek anlamına geliyor. Ayrıca Tarz Dans olarak 2016-2017 TDSF Salsa Ligi Türkiye Şampiyonu oldunuz. Bu anlamda söylemek istedikleriniz nelerdir?
Tuncer: Biz kurulduğumuz günden beri müsabakalara katılıyoruz. O kupalarda bizim döktüğümüz terlerin ve sporcularımız motive olsunlar diye ordalar. Ayrıca okula gelen kişilerin bizim neler yaptığımızı görmesidir. Biz altyapıdan sporcu yetiştiriyoruz. 5 yaşından itibaren alıyoruz 60-65 yaşına kadar öğrencilerimiz ve farklı yaş gruplarından sporcularımız var. Miniklerden aldığımız sporcular bizim yetişkinlerde yarışıyor. Biz fabrika olarak çalışıyoruz ve camiaya artı bir değer katmaya çalışıyoruz.

Erses: Ülke genelinde adınızdan ve başarılarınızdan oldukça söz ettiriyorsunuz. Peki yurtdışı başarılarınız var mı?
Tuncer: Evet yurtdışında da oldukça başarılara imza attık. Örneğin Moskova’da yapılan Dünya Şampiyonası bay-bayan çiftler dalında, Salsa’da Dünya 2’nciliği, 5’inciliği ve 6’ncılığı okulumuza ait. Bachata kupasında da 3’üncülük, 5’incilik ve 7’nciliği, Merengue kupasında da Dünya 4’üncülüğü, 5’inciliği ve 6’ncılığı başarısı aldık. Salsa solo erkeklerde Dünya 2’nciliği, 5’inciliği, 6’ncılığı, Bachata solo erkeklerde Dünya 4’ncülüğü, Merengue de Dünya şampiyonluğu, 4’üncülüğü, 5’nciliği, 6’ncılığı ve 7’inciiği Carriben solo erkeklerde Dünya 2nciliği, 3’üncülüğü, 4’üncülüğü, 5’inciliği ve 6’ncılığı başarılarını aldık. Tek bayanlar da Salsa Dünya 3’ncülüğü, 6’ncılığı ve 7’nciliği, Bachata Dünya 4’üncülüğü, Merengue solo bayanlarda Dünya 3’ncülüğü ve 5’nciliği karışık çiftlerde Salsa Dünya 3’üncülüğü, 4’üncülüğü, 6’ncılığı ve 7’nciliği başarıları aldık. Bunu yanı sıra 2014 yılında dünya Artistik Dans Federasyonu tarafından Sırbistan’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda Dünya Artistik şovlarında 2’ncilik, Jazz Dans’da 3’ncülük kupasını ülkemize, ilimize ve okulumuza kazandırdık. Çek Cumhuriyeti’nde yapılan IDO Dünya Dans Yarışması’nda da Salsa Couples Adult Dünya 8.Liği, Special Couple Dans Dünya 3.Lüğü, Latino Show Dünya 4.Lüğü, Synchro Dans Small Group Dünya 6.Lığı gibi başarılarımız mevcut.
Erses: Bu anlattığınız sürecin kolay bir süreç olmadığı çok belli. Eğitim teknikleriniz hakkında biraz bilgiler verebilir misiniz?
Tuncer: Yarışmacıyı nasıl yetiştirdiğimiz biraz meslek sırrımız. Kendi kurumumuza özel çalışma tekniklerimiz var. Disiplin temelle bir eğitim sistemimiz var. Yarışmacılar için ağır bir disiplin temelli çalışma tekniklerimiz var. Dayanıklılık ve performans üzerine çalışmaya başlayıp daha sonrada yarışma tekniği ve yarışma stratejisi üzerine çalışıyoruz.

Erses: Peki, bu eğitim sürecinde Dans eğitiminde zorlandığınız konular nelerdir?
Tuncer: Sadakat ve disiplinsizlik.
Erses: Okulun içerisine bakıldığında Türkiye standartlarının biraz üzerinde oldukça ferah ve büyük 3 salon, kafeterya, masa tenisi alanı ve bir aile ortamı direk karşınıza çıkıyor. Bunu nasıl başardınız. Bu duruma gelene kadar neler yaşadınız?
Tuncer: Öncelikle düşünerek başladık. Düşüncemiz nasıl bir kurumda olmak isterdik ile başladı. Biz nasıl bir kurumda eğitim almak istediğimizi düşündük. Sonrasında fiziki şartları oluştururken herkesin rahat edeceği ferah bir ortam istedik. Bu anlamda da herkes kendini evinde hissetsin diye elimizden geleni yaptık. İnanıyorum ki burada ki tüm arkadaşlarımız da kendilerini evinde gibi hissediyorlar.
Erses: Ağırlıklı olarak hangi branşlarda eğitim veriyorsunuz?
Tuncer: Ana branşımız sosyal latin dansları, çocuk balesi, tango ve yetişkin balesi. Onun haricinde yan branş olarak oryantal roman düğün dansı, zeybek, cazz dans, modern dans ve pole dans. Ayrınca spor branşı olarak wing tsun bulunmakta.
Erses: Kaç yaşında başlıyorsunuz ve kaç yaşına kadar bale yapılabiliyor.
Tuncer: Balede 3 yaştan itibaren eğitim veriyoruz. Onun haricinde yetiştin bale de 18 yaştan itibaren başlıyor ve üst yaşımız bulunmuyor. Yani her yaşta ki insanlar bizden bale eğitimi veriyoruz.
Erses: Peki bale branşındaki başarılarınız nelerdir?
Tuncer: Öncelikle İzmir’de yetişkin bale mantığını oturttuk. Bu konuda da ciddi bir çalışmamız var. Daha önce baleyle tanışmamış yetişkin insanlara ciddi bir bale eğitimi yaptık ve onları sahneye çıkarttık. Pointe bile çıkan öğrencilerimiz oldu. Çocuk balesinde de konservatuarı kazanma başarısı gösterdi.

Erses: Spor branşı olarak wing tsun ülkemizde popüler bir savunma sporu. Bunun hakkında bilgi verir misiniz?
Tuncer: Wing Tsun Çin’den çıkma bir savunma sporudur. Ülkemizde de son zamanlar popüler bir branş. Kurulduğumuz günden beri okulumuzda bu branş bulunuyor ve hem bayanlar hem de erkekler arasında yoğun talep görüyor. Daha çok sokağa yönelik hızlı ve etkin bir şekilde kişinin kendisini savunmaya ve tehlikeyi savuşturmaya yönelik bir spor branş. Her yaş grubundan gerek bayan gerek erkek öğrencimiz var. Doğru ve etkili bir teknik olduğu görüldükçe daha da çok talep artıyor.
Erses: Sizi diğer dans okullarından ayıran özellik nelerdir?
Tuncer: En önemlisi bizim sadece latin dansları okulu olmamız. Biz tam manasıyla dans okuluyuz. Bir çok branşla ilgileniyoruz. Dansçılarımız cazz danstan modern dansa, baleden free-style dans çeşitlerine yani bir çok farklı branşın tekniğiyle yetişiyor. En önemli özelliğimiz eşimden kaynaklı olarak ciddi bir bale altyapımız var. Baleden oldukça fazla faydalanıyoruz.
Erses: Peki İzmir’de dans kültürü nasıl?
Tuncer: Git gide büyüyen bir camia. Şuan camianın yaş ortalaması çok genç, özellikle belli yaşın üzerindeki insanlarda ayrışmalar muhakkak oluyor. Ayrışmaları da şuan kırmaya çalışıyoruz.
Erses: Son zamanlarda yeni evlenen çiftler düğünlerindeki ilk dansı özel kılmak adına çeşitli koreografiler hazırlıyorlar. Bu anlamda Tarz Dans Okulu bu çiftlere yardımcı oluyor mu?

Tuncer: Ciddi bir düğün dansı portföyümüz var. Bu konuda da baya yoğun çalışıyoruz. Son 2-3 senedir ciddi bir artış var. Sebebi de artık insanların dansa bakış açısına bağlı. İnsanlar eninde sonunda dans edeceklerini bildikleri için iyi bir şey yapamaya çalışmak için bize başvuruyorlar bizde onlara yardımcı oluyoruz.
Erses: Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Tuncer: Dans medeni bir ihtiyaçtır. Farklı kültürlerdeki insanların bir arada harmanlandığı ciddi bir platformdur. Hem spor olarak hem de eğlenceli bir aktivite olarak tercih edilmesi gereken bir branş. Herkesi kursumuza dansa bekliyoruz.
.jpg)

Yorumlar
Kalan Karakter: