Birileri mesela Cumhuriyet Bayramında okul duvarına koskoca Türk bayrağını ters asarlar..
Sonra da "Aaa! Yanlışlık oldu" diyerek salağa yatarlar..
Aslında harbiden de salaktırlar..
Çünkü aklı başında bir ortaokul çocuğuna bile bir bayrak asma görevi verseniz, önce bayrağa bir bakar ters mi düz mü diye..

Mesela başka bir bayramda da yine başka bir gerizekalı, okul duvarına asılacak Atatürk portresini ters asar.
"Bu ne lan?" Diye sorduğunda aynı aptal cevabı alırsınız:
"Dikkat etmemişim"

Bu tiplerin amiri konumundaki herifler de akıl yönünden daha zeki değildirler..
Çünkü hemen bu aptalları savunmaya geçerler.

"Efenim isteyerek olmamıştır. Gereğini yapacağız" filan..

Yalan !
Gereği yapılan birşey yoktur.
Bu iş olağanüstü bir suç teşkil etmiyor ki?
Bu herhangi bir kanuni yaptırımla bezenmemiş ki?
Neyin gereğini yapacaksın?

Bu iş; Yani Atatürk posterini ya da bayrağı ters asmak kanunla veya cezai yaptırımla gecistirilmez ki?

Bu iş;
Ahlaki sorumluluk gerektirir
Bu iş ;
vatansever duygular taşımayı gerektirir
Bu iş;
İş ahlakı gerektirir.
Bu iş;
Namuslu olmayı gerektirir
Bu iş;
Tarih bilmeyi.. Atatürk ve Türk milletinin canı pahasına saldırarak, nenelerinin üstünden gavuru çekip nasıl aldıklarını bilmeyi gerektirir..

Bu bayramda da, yani 30 Ağustosta da yine yanlışlıkla bir televizyon kanalı Anıtkabir yazısını ANIRKABİR olarak alt yazı geçti..

Sor şimdi..
"Yanlışlık oldu" derler..
Bir kelimeyi , bir bayrağı, bir Atatürk posterini asmayı, yazmayı bilmeyenler, televizyonculuk gazetecilik yapıyor bu ülkede..
Okul müdürlüğü yapıyorlar..
Tesadüf olabilir mi bu ihanet?
Asla !

Dedim ya?
Namus meselesidir bu işler!
Kanunla sıvanmaz..
Daha ötesi yok! Namus!

Namus yanlışlıkla kaybedilmez
Almıştır gavurun biri 30 Agustos'tan önce ahırda!