Sonra büyüterek aşağıdaki fotoğrafı inceleyin..

Bacak kadar bir kız.. Suriyeli..
Elinde bir flüt, sahildeki birahane masalarının arasında dolaşıyor veya Karşıyaka çarşısındaki bir ekektrik direğinin dibine çöküyor..
Başlıyor Izmir'in dağlarında çiçekler açar marşını çalmaya
O yaşta flütle bu marsı çalmak muazzam bir yetenek
Teyzeler durup bir süre kızcağızı izliyorlar.
Icleri acıyor .
Herkesin kızı okul alış verişi yaparken, bu gariban çarşıda flüt çalıyor diye düşünüyorlar.
Acıma duyguları tavan yapıyor
Açıyorlar çantaları, şak! Bir lira beş lira, ne varsa kızın önündeki kutuya atıyorlar.
Sonra kalkıyor yerinden kız..
Birahane ve barlara giriyor.
Masaların arasinda dolaşmaya başlıyor.
Hafiften "Yaşa Mustafa Kemal paşa yaşa!" nağmelerini duyunca, birkaç amca galeyana geliyor..
Şak! Yaptırıyorlar ne kadar demir para varsa ceplerinde!
Suriyeli afacan işini bitirdigine kani olunca çarşıdaki camii sokağına giriyor..
Orada iki it onu bekliyor..
Itlerden birisi kızı yere oturtup, sessiz olması için gardiyan gibi başında bekliyor.
Diğeri kızın cantasindaki demir ya da kağıt ne kadar para varsa boşaltıp saymaya başlıyor.
Paralar bacak kadar kızdan teslim alınınca, "hadi bakalım git biraz daha para getir" diye tekrar çarşıya sürülüyor.
Gün boyunca hiç bir teyze ya da hümanist amca, "kızım sana para vermeyeceğim ama ekmek arası döner alacağım" veya "pide alayım mı?" demiyor.
Herkes bu kıza para veriyor
Parayı da kız çeteye ötürüyor
Dolayısıyla kıza verilen her kuruş itlerin cebine giriyor.
Kızın bu işten beş kuruş kârı yok!
Haberiniz ola!
Cem Karaca misali:
Kız bir ceviz ağacı çarşıda..
Ne teyze bunun farkında ne de polis farkında!
Polis yorgun..
Alıp da ne yapacak bunları?
Karısını dayaktan felç bırakan adamın elini kolunu sallayarak dolaştığı bir ülkede polis ne yapsın bu kızı?
Polis yorgun..
Vermeyin kardeşim vermeyin!
Zırnık verneyin şunlara!
Veriyorsanız ağlamayın..
Çetelerle birlikte yaşamaya alışın !
