Sokak ağzıyla yazalım ki, ahvali anlamayan kalmasın..
Genç bir doktor..
Geçen yıl bir manyağın bıçaklı saldırısına uğruyor..
Sırtından ve elinden yaralanıyor. Tedavi altına alınıyor
Hadi sırtı diktin, bantlayıp kapattın diyelim
Eli ne olacak? Hareketli bölge? Orijinaline benzer mi?
Ekmeğini bu ellerden kazanan doktorun ha canını almışsın, ha elini kesmişsin, ne fark eder?
Neyse...
Tam bir yılı aşkın süreyle genç doktor tedavi görüyor..
Eli kesiliyor, dikiliyor, pansuman yapılıyor ve akabinde tek eliyle yaşamını bir senedir yarım yamalak idame ettiriyor..
Çektiği acı, çektiği sancı işin cabası..
Düzeldiğine kanaat getirilince hastaneye geri dönüyor ama eski şevk yok, ideal yok, heves yok.
Koridordaki her hastaya kendisine saldırabilir şüphesiyle bakmaya başlıyor.
Korkuyor.. Can bu! Kolay değil..
Güvenlik önlemlerinin arttırılmasını istiyor..
Heyhat! Kimse sallamıyor çocuğu..
Televizyonlarda hasta yakınlarının aşiret halinde doktorlara saldırdığını görüyor.
Hemen hemen günaşırı hastanelerde doktorların hemşirelerin saldırıya uğradığını, tekme tokat dövüldüğünü görüyor..
Tırsmaya başlıyor..
Yine de kelle koltukta bir süre daha devam ediyor işine
Bu arada Büyüklerimizin sağlıkçılara saldıranlar için esip gürlediğini, "bu saldırganların yanına kalmayacak!" gibi gazlı sözlerini duyuyor
Biraz olsun rahatlamışken sokaktaki hayatın gazlı beze de, gazlı söze de benzemediğini, hatta tam aksine, saldırganların "tutuksuz yargılanmak üzere..." kuralıyla hayata daha güzel tutunduklarını görüyor.
Tekrar bıçaklanmak, en az bir yıl daha tek kolla yaşamak istemiyor.
Güvenlik önlemleri talebini de kimsenin sallamadığını görünce, basıyor istifayı!
Belki yeni evli, belki evlenecekti..
8-10 sene yememiş içmemiş, kitapların içinde boğulmuş, ilaçların içinde bunalmış, gençliğini ecza depolarında, tıp fakültelerinin bahçelerinde geçirmiş.
Anasının babasının gönderdiği üç kuruşla öğrenci evlerinde mecburen yaşanan derbeder bir talebe hayatının sonunda ulaşılan onurlu bir mezuniyet, insanları yaşatmak için feda edilen nöbet geceleri, yorgun gözler ve.....
Topluma zerre kadar faydası olmayan, hatta kendisine dahi zerre faydası olmayan bir serseri tarafından bıçaklanmak...
Bu mu adalet?
Sekiz yıl çekilen meşakkatli fakülte hayatından sonra bu mu olmalı karşılığı?
"Tutuksuz yargılanmak üzere mi?"
"Şartlı tahliye mi?"
"Denetimli serbestlik mi?"
Yurt dışına kaçan doktorlardan sonra, bir doktorumuzun daha üstünü çizin..
Çekti gitti!
Yazık oldu yıllarına!
Her şeyi bir kenara bırak...
Bir insan bıçaklanmak için sekiz sene okur mu ya?
Hani sağlıkçılar baş tacıydı?
Sekiz sene, bir genci serserilere kurban etmeyecek kadar kutsal bir süreçtir
Farkına varın artık!
Serserileri korkutun! Caydırın !
Ne iktidar ne muhalefet sokakla ilgilenmiyor
Market gezmekle olmaz bu işler
Merak ediyor musunuz aşıyı bulan Türk doktor neden yurt dışında?
Abidin Tekin'in Kaleminden...
DOKTORLAR...
Yayınlanma :
07.01.2022 09:28
Güncelleme :
07.01.2022 09:33
