Küçük kız Suriye'li..
Karşıyaka çarşıda yere oturup dandik bir klavyeli flüt çalıyor..
Daha doğrusu çalmaya çalışıyor..
Çoğu kez çıplak ayaklı, terlikle, yağmurlu havalarda ayakkabı ile geliyor
Bacak kadar yaşına rağmen, yerleri öğretilen tuşları iyi kullanıyor.
Bir de tabi damardan girmeyi kim akıl verdiyse, "yaşa Mustafa Kemal Paşa" marşını çalıyor devamlı
Altın gününden çıkan teyzeler bu küçücük kızı görünce çok duygulaniyorlar.
Önündeki ayakkabı kutusuna para koyuyorlar
Şak diye 20 lira basanını gördüm
Sonra ne mi oluyor?
Fotograftaki genc her zamanki gibi kızın yanına geliyor.
Keriz yerine konulan teyzelerin kutuya bıraktığı paraları topluyor ve gidiyor
Bir saat sonra yeniden geliyor
Yine kutuda biriken paraları toplayıp gidiyor
Aksama kadar bu sahne rutin olarak devam ediyor
Kızı çarşıya bırakıyorlar
Kız flüt çalıyor
Kerizlenen teyzeler kutuya para koyuyor
Toplanan paraları bir delikanlı gelip alıyor
Aksam olunca kız ve delikanlı gözden kayboluyorlar
3Kimse...
Ama hiçbir resmi kurum görevlisi "bacak kadar kızın kimi kimsesi yok mu? Varsa bunlar neyin nesidir?" diye merak etmiyor.
Sonra?...
Sonra bu çeteye gönüllü olarak para veren teyzeler kameralara bağırıyor;
"Suriyeliler defolsun gitsin!"
Bu nasıl bir yaman çelişki böyle?
Zoruma gidiyor..
Beş yaşındaki küçük bir çete üyesi kızın ve onbeş yaşlarındaki çete üyesi ağabeyinin, kendini bilgili, kültürlü ve güngörmüş zanneden teyzeleri salak yerine koyması
Zoruma gidiyor..
Bacak kadar çocuğun şehrin göbeğinde kullanılması

Zoruma gidiyor kendisini akıllı zannedenlerin aptal yerine konulması
Zoeuma gidiyor devletin gördüğü halde çeteye ses çıkarmaması
Yoksa....
Suriyeli otursa ne olur, gitse ne olur?
Besleyen sensin !
Ağlayan da sen !
