Biz yazmaktan usandık, artık gına geldi ama...
Ya anlamak istemeyenler var ya da bizim ifade yeteneğimiz yok!
Düşündüm ve bir de örneklendirerek anlatmaya karar verdim anlamak istemeyenlere...
Şimdi düşünün, bir bankayla çalışıyorsunuz, orada paranız var..
Yani bankadan alacağınız var. Fakat siz veznedarı sevmiyorsunuz!
Veznedarla aranız bozuk...
Adam tipsiz olabilir... İster hırsız deyin, ister arsız, ister katil..
Ne derseniz deyin..
Fakat sizin zorunuz bankayla! Sizin derdiniz, bankadaki paranız...
Veznedarı sevmediğiniz için bu alacaktan vazgeçebilir misiniz?
"Lanet olsun senin vereceğin paraya" der misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teşbihte belirttiğim üzere bir bankadır; Hükümet de bu bankanın veznedarı.
Sizin bu devletten yıllanmış bir alacağınız var.
Size bir stadyum borcu var bu devletin!
Bu borcu ödeyecek olan da veznedar konumundaki hükümet...
Siz şimdi bu haktan, bu alacaktan nasıl imtina edersiniz?
"Ver kardeşim! Bana olan borcunu ver!" demek hakkınızdır.
Yani sırf hükümet ödeme yapacak diye, haktan mahrum kalmak mantıklı mıdır?
Kimseye minnet etmek gibi bir durum sözkonusu değil.
Stadyum işi, bir lütuf değil, "ödenmesi gereken" bir borç ve haktır!
İzmir halkı, "alacağını" istiyor.
Bakmayın siz "şehir elden gider" diyenlere.
Devlet denilen bu bankanın, İller Bankası adı altında faaliyet gösteren ve Belediyelere ödenek yollayan bir Kurumu var..
Bu İller Bankası, yasalarla belirlenen zamanda ve oranlarda, tüm Belediyelere para akışı sağlıyor.
Acaba Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, hükümetten gelen bu ödeneği geri göndermiş midir hiç, yoksa kasasına koymuş mudur?
Hükümet Belediye'ye mecburen ve yasal zorunluluk gereği para aktarırken ses çıkarmayan Başkan, gönderilen parayı kabul eden Başkan, vatandaşa stat yapılacağı zaman niye isyan ediyor?
Belediye'ye gelince "eyvallah", vatandaşa gelince "istemezük"..
Var mı böyle bir adalet? Var mı böyle bir çelişki?
Tekrar söylüyorum, veznedarı beğenmiyor olabilirsiniz!
Ama sizin bir alacağınız, bir hakkınız var kardeşim...
Bırakın da yıllanmış bu utanç borcu artık ödensin!
Yine de istemiyorsa Belediye...
Buyur o zaman, bir arsa bul da, vur kazmayı!
Eee, sizde o da yok...
Ne istiyorsun sen Aziz Bey?
Hem borcunu ödemiyorsun, hem devlet de ödesin istemiyorsun...
Minnet ya da lütfu değil!
Çekil kenarı da, alacağımızı tahsil edelim...

Yorumlar
Kalan Karakter: