Reklam

Amazonlar işbaşında

Sonunda iş kadınları isyan etti ve ‘İzmir neden ekonomide geri kaldı’ diyerek bunu somut verilerle ortaya koyabilmek için muhteşem bir çalıştayla İzmir’in geri kalmışlık sürecine el attılar.

Amazonlar işbaşında

Sonunda iş kadınları isyan etti ve ‘İzmir neden ekonomide geri kaldı’ diyerek bunu somut verilerle ortaya koyabilmek için muhteşem bir çalıştayla İzmir’in geri kalmışlık sürecine el attılar.

Amazonlar işbaşında
16 Mayıs 2017 - 10:12

Müstakil İş Kadınları Derneği/MÜSİKAD tarafından düzenlenen “İzmir İş Dünyasının Sektör Bazında Güncel Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” 11-12 Mayıs 2017 tarihlerinde Balçova Termal Otel Kardelen Salonu’nda geniş bir katılımla yapıldı.
İzmir’deki en büyük sorunun kurumlar, kuruluşlar ve STK’lar arasındaki iletişimsizlik olduğunu düşünen MÜSİKAD “İzmir tek yumruk” diyebilmek için makro düzeyde yaptığı çalıştayda çok çeşitli sektörlerin genel müdürlerini ve kurum temsilcilerini bir araya getirdi. Çalıştaya katılan Başbakanlık Müşaviri Sadettin Kılıç da konuşmasında çalıştayın çok başarılı bir çalışma olduğunu, çalıştayın sonuç bildirgesini beklediklerini ve üstlerine düşen ne varsa yapılacağını söyledi.
Çalıştayı yakından takip eden Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık da konuşmasında çıkacak olan çalıştay sonuç bildirgesinin takipçisi olduğunu ve çözümler için elinden geleni yapacağını ve bu çalışmaya tam destek verdiğini söyledi. Çalıştayda belirlenen sorun ve önerileri yakından takip etmek isteyen Daimler Holding üst düzey yöneticisi Nejdet Niflioğlu ve Avrupa-Türk Ekonomi Platformu temsilcisi Battal Varol da çalıştayın başından sonuna kadar çalışmaları takip edip yurtdışı entegrasyonları için önerilerde bulundular.

Sektör masalarında sorunlara çözüm arandı

Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr Yusuf Kurucu, Prof. Dr. Murat BOYACI ve İzmir İleri teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Alper BABA ’nın moderatörlüğü üstlendiği İzmir İş Dünyasını bir araya getiren çalıştay süresince sektör masalarında yapılan çalışmalarda sektörlerin sorunları ve çözüm yollarına yönelik somut sonuçlar elde edildi.
“MÜSİKAD yaparsa en iyisini yapar”
MÜSİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Akankan çalıştay sonunda yaptığı konuşmasında çalışmalarının daha bitmediğini, en kısa zamanda hazırlanacak olan çalıştay bildirgesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, ilgili bakanlıklar ve tüm milletvekillerine, ilgili kurum ve kuruluşların yönetimlerine verileceğini, daha sonraki aşamada çalıştayda elde edilen bilgiler ve öneriler bir kitap haline dönüştürüleceğini ve en son aşamada ise bir platform kurularak İzmir’e yönelik kamu ve özel sektör yatırımlarının ve İzmir ekonomik gelişim sürecinin bu platform aracılığıyla edileceğini, Amazonların iş çözümlenene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyledi. Bu çalıştay bir kez daha kanıtladı ki MÜSİKAD yaparsa en iyisini yapar.

Dernekle ve çalıştayla ilgili genel bilgiler,
Çalıştay hakkında bilgiler veren MÜSİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Akankan, çalıştayın önemi ve yapılanları şu şekilde sıraladı;
Öncelikle Sektörel bazda karşılaştığımz sorunları çözmek, girişimci kadın yetiştirmek, iş hayatına yeni atılacak olan kadınların önünü açmak amacıyla 3 sene önce arkadaşlarım ve ben bu derneği kurduk.
Derneğimizin kuruluş gerekçelerini bu şekilde ortaya koyduktan sonra nasıl ve neden böyle bir dernek dediğimizde ise yaptığımız tespitler ve amaçların belirlenmesinde görüyoruz ki 21. yüzyıl ekonomik, siyasi ve sosyal yönleriyle geride bıraktığımız yüzyıldan çok daha farklı kavram ve oluşumları da beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar demokrasi,insan hakları, küreselleşme ve yerelleşme ve sivil toplum örgütlerinin yönetimlerde yer alma kavramlarıdır. Bu kavramların her biri hiç kuşkusuz bu yüzyılın değerlerini temsil eden ve kamuoyu tarafından yoğun biçimde talep edilecek kavramlar olacaktır. Dolayısıyla 21.yüzyılın bu kavramlarına karşı duyarsız kalan kamu ve özel sektör kuruluşları ile sivil toplum örgütleri hem çağın gerisinde kalacaklar hem de başarısızlığa mahkum olacaklardır.


21. yüzyılın hedefi bilgi çağını ve bilgi ekonomisinin gereklerini yakalamak, bilim ve teknolojide yeni atılımları gerçekleştirerek eğitim, bilgi, teknoloji ve inovasyon toplumunu yaratmaktır.
İşte bütün bu zor hedeflere ulaşacak yeni stratejileri belirlemek günümüzde sadece özel sektörün, kamu sektörünün ve bunların siyasi ve idari nihai karar vericilerinin görevi değil ortak payda sivil toplum örgütlerinin görevidir.
Günümüz dünyasında gelişmeler STK’ların iki önemli eksen üzerinde politikalar üretmesini ve çalışmalara yapmasını zorunlu kılmıştır. Birincisi: giderek birbirini etkileyen ve bağımlı hale gelen uluslar arası ilişkiler içerisinde kendi politikalarını üretmek ve yerini belirlemek. İkincisi: ülkelerin bireysel ve toplumsal kalkınması ve beşeri gelişmeleri için ülke politikalarını üretmek ve üyelerin menfaatlerinin optimum noktasında kesişmelerini sağlamak. Artık günümüzde temel amaç ‘’ sivil toplum örgütlerinin bilgiye araştırmaya ve projeye dayalı faaliyet göstermesidir.’


Bu noktalardan hareketle İzmir iş dünyasının sektörel bazda güncel sorunlarının tespiti ve bu sorunların çözümüne yönelik önerileri toparlayacağımız bir çalıştay yapma kararı aldık. Bu çalışmalarda proje danışmanlığımızı Devlet Planlama Teşkilatı’ndan emekli ve Dünya Bankası Proje Uzmanı Sayın Dr. İsmail Okçay yürüttü.
İzmir’in iş hayatını ve ekonomik yapısını geniş bir perspektiften incelediğimiz zaman ilin ekonomik yapısının ağırlıklı olarak sanayi, ticaret, ulaştırma, haberleşme ve tarım faaliyetlerinden oluştuğunu görmekteyiz. İzmir ekonomisine sanayi %30.5, ticaret %22.9, ulaştırma-haberleşme %13.5, tarımsal faaliyetler %7.8 oranlarında katkı sağlamaktadır.


Bu sektörlerde yeni yatırım yapacak girişimcinin Devlet Teşvikleri sermayenin marjinal verimliliği, daha açık bir deyişle Sermaye Hasıla Oranı, yer temininde kolaylıklar gibi bir takım verilere ihtiyacı vardır. Kamu destekli ve özel sektör STK’larının AR-GE leri bu konuda yetersizdir.
Türkiye’nin en önemli kentlerinden biri olan İzmir’in son on yılda ihracat performansında gösterdiği başarı gelecekteki on yıl içinde umut vermektedir. Ekonomi Bakanlığı’nın İl Dış Ticaret Araştırmasına göre İzmir İstanbul’dan sonra ihracatta nitelikli sıçrama kabiliyeti olan ikinci ildir. Buda İzmir’in ihracat sepetindeki ileri teknoloji ürünlerinin başka illerin ulaşması zor olan sektörlere ve ürünlere sıçramasına olanak verdiği anlamına gelmektedir. Ancak İzmir’in 100 milyar dolarlık ihracatı hangi limandan hangi alt ve üst yapı ile yapacağı açıklanmamıştır. Ayrıca İzmir vergi tahsilâtının yapıldığı 10 il içerisinde İstanbul, Ankara’dan sonra 2014 verilerine göre 42.329.881.944 TL ile üçüncü sıradadır. Kamu yatırımlarında ise yine 2014 istatistikî verilere göre 1.475.723 TL ile kişi başı kamu yatırımı il sıralamasında 50. Sıradadır. 2012 İstatistiki verilerine göre İzmir’de işgücüne katılım oranı %53.2, işsizlik oranı %14.8’dir. 2014 Yılında TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Türkiye ortalaması erkeklerde %9 kadınlarda ise %11’dir. İzmir’de ise bu oran erkeklerde %10.8 kadınlarda %20 civarındadır. genç nüfusun en çok işsiz kaldığı il durumundadır. Nitelikli iş gücü İzmir’den kaçıyor. 2000 yılında Türkiye’de satış hasılatına göre 500 büyük firma içinde İzmir’den 51 firma vardı. 2012 yılında satış hasılatına göre 500 firma içinde İzmir’de 36 firma olduğunu görüyoruz. 15 firmanın azaldığını gözlemliyoruz. Bunun araştırılması gerekir. Bu da bu Çalıştayın yapılmasının önemli gerekçelerinden birisini teşkil etmektedir. İzmir geçmiş yıllarda ihracatta 1. Durumdayken şu anda İstanbul, Kocaeli ve Bursa’nın ardından 4. Duruma düşmüştür. İzmir’in ekonomik yapısı kendiliğinden bir değişime uğramaktadır.

Bunun düzelmesi için yeni paradigmalara ihtiyaç vardır. İzmir Müstakil İş Kadınları Derneği olarak bizim bu çalıştayı yapmamızdaki temel amaç İzmir İş Dünyasının sektör bazında güncel temel sorunlarını belirlemek ve çözüm yollarını bulmaktır. Çözüm yollarını bulduktan sonra bunların proje bazına ve bilimsel araştırmalar yapıp bunların siyasi ve idari nihai karar vericilere intikalinden sonra takipçisi olmaktır. Ayrıca iş dünyasına girecek olanları bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Çalıştay hazırlık çalışmaları sırasında elde edilen verilerin incelenmesi neticesinde İzmir ile İstanbul arasındaki fark oldukça büyük olup ekonomik, sosyal ve finansal gelişmeye paralel olarak daha da açılacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan İzmir’in ülke genelinde birçok istatistikî sıralamada ‘’ Üçüncü Şehir’’ olma özelliği tehlikededir. Bu cümleler İzmir Ticaret Odası’nın hazırladığı Stratejik Planda aynen böyle yer almaktadır. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde İzmir’i daha iyi duruma getirmek için kısa vadede alınması gereken tedbirler varsa elbette alınmalı ama esas olarak uzun vadeli tedbirlere başvurulmalı.

Bunun için önce kentin 30 yıllık bir metropolitan nazım planı ve bu plana bağlı olarak imar planları hazırlanmalı daha sonra sektörel stratejik planlar ve sektörel master planlar hazırlanmalıdır. İzmir’in mevcut sanayi ve finans gidişatını tersine çevirmenin yani canlandırmanın ve geliştirmenin yolu İzmir’i bir cazibe kenti (finans, yatırım, yaşam ve eğitim merkezi vs) haline getirmekten geçmektedir. İzmir kimliğini kaybeden bir kent haline gelmiştir. İzmir’in kaybettiği kimliğini tekrar sağlayacak olan kesim öncelikle uzak görüşlülük sahibi vizyoner stratejist yerel yöneticiler olacaktır. Sanayi geliştikçe nüfus arttıkça her türlü şirket ve finans kuruluşları İzmir’e gelecektir. İzmir ekonomide küme düşmüş ve kimliğini kay betmiş halinden böylece kurtulmuş olacaktır. Yapılacak ve hayatiyete geçirilecek olan uzun vadeli planlar ile İzmir’in tekrar Ege Bölgesinin gerçek anlamda bir cazibe merkezi haline getirilmesiyle Egenin tüm ticaretinin İzmir vasıtası ile dış pazarlara açılması sağlanacaktır. Eğer kimlik belirlemede sanayi şehri değil de genel eğilim kentin bir eğitim, turizm ve sağlık şehri olmasını istiyorsa planlamalar buna uygun yapılacaktır.


Özetleyecek olursak İzmir’le ilgili yaptığımız tespitler:
1-İzmir’de kamu destekli ve özel sektör destekli sivil tolum kuruluşları ile devlet daireleri ve yerel yönetimler arasında bilgi alışverişi ve üretimi konusunda koordinasyon noksanlığı vardır.
2-İzmir kimliğini kaybetmiş bir şehir haline gelmiştir.
3-İzmir ekonomide küme düşmüştür.
4-İzmir Vergi ödemede üçüncü sırada olmasına rağmen kamu yatırımlarından hissesine düşen payı alamamaktadır.
5-İzmir’den nitelikli işgücü başka yerlere kaçmaktadır.
6-İzmir’de genç işsiz nüfus oranı Türkiye ortalamasının çok üstündedir. %50 civarındadır.


7-Kamu destekli ve kamu desteksiz sivil toplum kuruluşları ile devlet daireleri ve yerel yönetimlerde AR-GE elemanları bürokratik işlerler meşgul olup asli görevlerini yapamamaktadırlar. Ayrıca dışarıya bilgi vermede bir korku hâkimdir. Bu elemanlar yurt dışında eğitilerek vizyoner hale getirilip asli görevlerine dönmelidirler.
8-Sektörel bazda istatistikî veri azlığı vardır.
9-Türkiye’de 142 kuruluşun AR-GE si vardır. İzmir’de bu oran 14’tür. Bu kuruluşlarla iş birliği yapılmalıdır.
İzmir ve çalıştay sonucuyla ilgili önerilerimizi de: Çalıştaydan sonra Çalıştayda alınacak kararları takip edecek ve değerlendirecek ve ilgili mercilere verecek bir İzleme Değerlendirme ekibi kurulmalıdır. Ayrıca yeni yatırım yapacak girişimcileri bilgilendirecek onları bilinçlendirecek bir ofis kurulmalıdır şeklinde özetleyebiliriz” dedi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum