"Bana küfür ediyordu Ağzını kapattım"

Alsancak'ta 9 Ağustos 2017 tarihinde gece 01.30'da eğlenceden dönen Derya Kılıç ile arkadaşı Seray Gürer, sokakta motosikletli iki kişi tarafından taciz edildiğini, olaydan hemen sonra görüp yanına gittikleri polis memuru Orhan Y. tarafından da 'Siz böyle giyinip gezerseniz müstahak' denilerek darp edildiklerini iddia etti. Güvenlik kamerası görüntülerinin de ortaya çıkmasının ardından olay büyük yankı uyandırdı.

'YUMRUK ATMIYOR'

Polis memuru Orhan Y.'nin avukatı Murat Üstündağ, "Müvekkilim genç kızların giyim tarzları ile ilgili tek bir kelime kullanmıyor. Genç kızların, 'Bu kıyafetle size az yapmışlar' şeklindeki savunmaları arkalarına toplumsal destek alma ve haksızlıklarını örtme gayretidir. Dikkat ederseniz polis memuru Seray Gürer'e değil, kendisine alkolün etkisi ile küfürler yağdıran Kılıç'a yöneliyor. Ağzını kapatmak için hamle yapıyor, yumruk atmıyor. Atsa aşırı alkollü birinin o şekilde halen ayakta durması bir mucize olur. Polis hemen sonrasında kendisine mukavemette bulunan genç kızı yetki sınırlarını aşmadan gözaltına alıyor. Zaten genç kızın darp raporunda da diz kapağında ve omzunda hafif çizikler olduğu açıktır. Dövme ya da darp etme niyetinin olmadığı net delildir" diye konuştu.

'ALKOLLÜ ÇIKTILAR'

Olaydan 3 saat sonra yapılan alkol muayenesinde Gürer'in 68, Kılıç'ın da 101 promil alkollü olduğuna dikkat çeken ceza avukatı Üstündağ, gerçekdışı savunmalar yapan Kılıç'ın, kendisine para vermeyen babası için de olaydan iki gün sonra 'Babam uyuşturucu kullanıyor ve beni dövüyor' şeklinde karakola şikayette bulunduğunu belirterek, "Genç kızın babası, 'Kızımın arkadaş çevresi çok kötü. Bana iftira atıyor. Para vermeyince büromdaki bilgisayarlara zarar verdi' şeklindeki ifadesi, Kılıç'ın sözlerine ne kadar itibar edilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor" açıklamasını yaptı.

'Hakaret ve tehditlerle karşı karşıya kaldı'

Tecavüzcülerin, hırsızların veya teröristlerin bile isim ve soyisimlerinin gazetelerde kodlanarak yazıldığını aktaran avukat Üstündağ, "Müvekkilimin kimliğinin açıkça yayınlanması, müvekkilimi sosyal medya hesaplarından gelen hakaret ve tehditlerle karşı karşıya bırakmıştır. Müvekkilimin kızının öğrenim gördüğü okulda arkadaşları tarafından 'Dayakçı polisin kızı' şeklinde nitelendirilmesi de ayrıca ailesinin psikolojisini bozmuştur" diye konuştu.