İzmir Demokratik Anneler Dayanışma Derneği tarafından kadınlara destek amaçlı, sloganıyla birlikte dayanışma kahvaltısı düzenlendi.
İzmir’in Karşıyaka ilçesine bağlı Mavişehir Mahallesi’nde bulunan Peynirmatik-Showbucks isimli restaurantta düzenlenen kahvaltıya İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yüksel Çakmur, Türkiye Meclis Üyeleri Birliği ve Türkiye Demokratik Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık, İnsan Hakları Federasyonu Genel Başkanı Hayrullah Eligül, Türkiye Okul Öncesi Birliği Derneği Başkanı Dilek Soylu, Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek, İzmir’de görev yapan meclis üyeleri, konfederasyon ve federasyon yöneticileri, Mardinliler Federasyonu eski Genel Başkanı Beşir Tunç, halk eğitim üyeleri, sağlık kuruluşları temsilcileri, öğretmenler ve STK yöneticileri katıldı.

İzmir Demokratik Anneler Dayanışma Derneği Başkanı Zerrin Aydemir ve Türkiye Meclis Üyeleri Birliği ve Türkiye Demokratik Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık açılış konuşmasıyla başlayan kahvaltı etkinliğinde kendisinin duygularını da aktaran İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yüksel Çakmur, kadınların el üstünde tutulması gerektiğini ve kadına şiddetin tüm yurttaşlarla birlikte engellenmesi gerektiğini vurguladı.

Çakmur yaptığı konuşmasında, “Beni davet ettiniz ve bağrınıza bastınız bende sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bizim bütünleşmeye, kardeşliğe barışa ihtiyacımız var. Kavgalı bir ortamda büyüyen çocuklarla büyüyen toplum mutsuz olur. Ondan dolayı çocukları seviyorsak, toplumumuzu seviyorsak kavga etmememiz gerekiyor. İnsanları herhangi bir sebepten dolayı ayırmanın hiçbir anlamı yok. Nasıl Çanakkale’de Türkiye işgal edilmişken 1 bayrak arkasında Doğu’dan Batı’ya tüm insanlarımız ayağa kalkıp kadın erkek ayağı kalkıp işgal güçleri dağıttıysa, nasıl biz o bayrak altında tek vücut olduysak biz o günleri unutmayalım. Doğulu Batılı Kuzeyli Güneyli o partiden bu partiden diyerek Türkiye bir yere varamaz. Sağımızda biri solumuzda biri oturabilir. Bu kişi bizden diyerek ideoloji uğruna bağrınıza basacağımıza dürüst ve namuslu insanı her zaman bağrımıza basmalıyız. Kadın devrimine gelecek olursak da. “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü de saygıyla anmak istiyorum. O kadın kutsal, o kadın saygıdeğer, kim olursa olsun nerede olursa olsun Anadolu’nun hangi kıyısında olursa olsun, zengin olmuş fakir olmuş hiç önemli değil. O kadın, o bizim annemiz, o bizim baş tacımız. Önce Türkiye’yi seviyorsak, Türkiye’nin kuruluş felsefesine saygımız olduğu kadar Kadına da saygımız olmalı. Ona kalkan eller kırılsın. Sadece buradan bir söylev olarak söylemiyorum. Onurumuz üzerine yemin ederek söylüyorum. Kadına el kaldıranın elini tutmak gerek. Öldürmeye kasdediyorsa Allah bin defa korusun o bıçağı alıp ellerimiz kan içinde olsa da onu çatır çatır kırmamız lazım. Göğsümüzü siper etmemiz lazım ki kadına saygıyı herkes öğrensin. Türkiye’de maalesef böyle bir dönem yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine kadın haklarını koyan, kadına İsviçre’den bile önce seçme seçilme hakkını koyan tüm atalarımızı rahmetle anıyorum. Allah onları nur içinde yatırsın. Mekanları cennet olsun. Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamları olabilir, milletvekilliği makamları olabilir, bakanlık makamları olabilir daha yüksek makamlar olabilir bu bir bölüm, ikinci bir bölüm olarak çok paralar olabilir, banka hesapları olabilir sizi temin ederim ki ben burada tüm o makamlar bir tarafa bütün o paralar bir tarafa o kadar mutluyum ki değişmem, sizleri değişmem. Bütün haklarınızı güzellikle ve mutlulukla yaşayın” ifadelerine yer verdi.

HEP BİR AĞIZDAN ‘ŞİDDETE HAYIR’ MESAJI
Yapılan etkinlik sonrasında Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek; İzmir Demokratik Anneler Dayanışma Derneği Başkanı Zerrin Aydemir, Türkiye Meclis Üyeleri Birliği ve Türkiye Demokratik Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık, İnsan Hakları Federasyonu Genel Başkanı Hayrullah Eligül, Türkiye Okul Öncesi Birliği Derneği Başkanı Dilek Soylu’nun yapılan etkinlik hakkında düşünceleri hakkında bilgiler alırken tüm konuşmacılar ayrı ayrı ‘Kadına Şiddet’ konusunda şikayetlerini dile getirirken bu anlamda yapılması gerekenler hakkında fikirlerini anlattılar.
Salih Erkek: Sevgili başkanım öncelikle çok güzel bir kahvaltı oldu. Yüzlerce kişi bugün sizin hazırladığınız kahvaltıda bir araya geldi. Bu konudaki düşüncelerinizi ve çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Zerrin Aydemir: Öncelikle bizleri bugün burada yalnız bırakmadığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Bizim için annelerimiz ve kadınlarımız çok önemli. Bu anlamda Sayın Başkanımız Yüksel Çakmur’un da konuşmasında söylediği gibi bizim için A’sı – B’si çok önemli değil amacımız annelerimizi ve kadınlarımızı ayağa kaldırmak. Onun için birşeyler yapabilmek. Herkese dokunabilmek. Bizim öncelikli amacımız tüm sivil toplum kuruluşlarının da yaptığı gibi bizim amacımız en başta kadına şiddete karşı birşeyler yapabilmek. Annelerimizin eğitimlerini arttırmak. Gereken her türlü desteği vereceğiz.
Salih ERKEK: Eğitimi ne şekilde yapmayı planlıyorsunuz?
Zerrin Aydemir: Bir projemiz var. Ayrıntıya girmek istemiyorum ama anne olacak adaylara ve annelerimize birçok yaptığımız cahillik var. Bunları engellemek adına gerekli pedagog ve psikologlarımız ile birlikte eğitim seminerleri vereceğiz. Özellikle projemiz budur ve bunun üzerinde duruyoruz.

Salih ERKEK: Yalçın başkanım çalışmalarınızı çok yakından takip ediyoruz. Bende sizin üyelerinizden biriyim. Ahmet Sarışın ile birlikte derneğinizin kurucu üyelerinden biriyim. Çalışmalarınız sadece İzmir değil tüm Türkiye’ye yayıldı. Annelerimizin de her zaman yanındasınız bu anlamda sizler neler söylemek istersiniz?
Yalçın Kocabıyık: İzmir Demokratik Anneler Dayanışma Derneği Benimde başkanlığını yapmış olduğum Türkiye Demokratik Dernekler Federasyonu’nun en önemli kadın derneği. 2004 yılında kuruldu ve bugüne kadar çok önemli işler yaptılar. Derneğimiz her zaman annelerin yanında oldu ama annesi olmayan çocukları da yalnız bırakmayarak kendilerinin de yanında oldular. Gerçekten korunmaya muhtaç çocuklara çok büyük katkılar koydular. Bunu belki kamuoyu görmüyor ama zaten onların amaçları yaptıkları işin reklamını yapmak değil, bunu yaparken kimsenin görmediği resimlere çıkmayarak bu yardımları yapıyorlar. İaşe yardımı olsun, giyim yardımı olsun, bazı varlıklı ailelerden aldıkları eğitim bursu noktasında ihtiyaçlı öğrencilere yardım anlamında destekleri oluyor ve bunlar devam etmektedir. Bu dernek burada kalmamalıdır. İzmir’de yüzlerce kadın derneği var. Bizim İzmir Konfederasyonu olarak amacımız bu kadın derneklerini bir çatı altında toplayıp bir federasyon haline getireceğiz. Sizin bahsettiğiniz Türkiye Meclis Üyeleri Birliği de Türkiye genelinde bir örgütlenme içerisinde çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin her yerinde bölge toplantıları yapıyoruz. Ayın 7’sinde Ankara’da büyük bir toplantı yapacağız, ondan sonra Kars ve Adana toplantımız olacak. Sonrasında ise İstanbul’da Sayın Ekrem İmamoğlu ile beraber 1500 kişilik bir toplantı yapacağız. Daha sonrasında da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile birlikte Türkiye’deki tüm yerel yönetim temsilcilerini İzmir’de 2 gün konuk edip bir kurultay gerçekleştireceğiz. Buradan Türkiye’ye çok önemli mesajlarımız olacak. Türkiye Meclis Üyeleri Birliği, Türkiye’nin en büyük yerel yönetimler STK’sıdır. Gerçekten yaptığı işler çok önemlidir. Özlük haklarından tutun dayanışma içerisinde birbirlerine yardım etme anlamında çalışmalar yapılıyor. İzmir Konferasyonumuzdan da bahsetmek gerekirse, çalışamayan, koşmayan, destek vermeyen federasyon yedekte bırakarak daha önemli federasyonlarımızı yanımıza aldık. İnsan Hakları Federasyonu başkanımız da yanımızda ve onunda bir şeyler söylemesini isterim çünkü Anneler Derneği diğer Korunmaya Muhtaç Çocuklar Derneği gibi derneklere katkı koyacak iş adamlarının bulunduğu bir federasyon. Onların da çocuklar için katkıları bulunuyor. Bu anlamda altımızdaki derneklere de katkı koyacağına inanıyorum.
Salih ERKEK: Sevgili Başkanım sizler neler söylemek istersiniz?
Hayrullah Eligül: Ben İnsan Hakları Federasyonu Genel Başkanı olarak bugün burada toplanmamıza vesile olan a ve bu organizasyonda emeği olan herkese tek tek teşekkür ederim. Basın Yayın organı olarak sizlerin de burada olması bizlere şeref verdi. İnsan Hakları Federasyonu olarak bizlerin en büyük hassasiyeti kadınlarımız ve çocuklarımız. Her konuda mağdur olan, her konuda sorunlara göğüs geren, her türlü acıları çeken mutlaka bu memleketin olmazsa olmazı kadınlarımızdır. Biz onların acılarını paylaştıkça onlarda bizim başarılarımızı paylaşan ve bizleri daha iyi başarılara götürecek yolda mutlaka destek sağlayan yegane olmazsa olmazlarımızdır. Kadınların sadece derneklerde değil, Dünya’da önemi çoktur. Peygamber Efendimizin (s.a.v) güzel bir cümlesiyle konuya devam etmek isterim. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisi şerifinde derki; “Cenab-ı haktan onlar size gül gibi emanettir, soldurmayın” buyuruyor. Bu anlamda kadın ve çocuklarımızdan mağdur olanların mağduriyetini gidermek ve her türlü sosyal aktivitelerinde, stk’larda ve siyasette onların olmasını sağlayacak yollar açmanın çalışması içerisindeyiz. İnşallah Türkiye’de kadının önemini daha ön plana çıkaracak platformlar, hizmetler ve kurum ile kuruluşlara destek olacağız. Daha güzel fikirlerle hak ettikleri yerlerde olmalarını sağlamak için bugüne çok hizmetler yaptık, bugünden sonra da kurumum, konferasyonumuz ve derneklerimiz adına bu kutsal grevi amaç bilerek devam edeceğiz.
Salih ERKEK: Dilek Hanım sizler neler söylemek istersiniz?
Dilek Soylu: Öncelikle İzmirliyim ve kadınım. Anaokullarım var ve Türkiye’nin geleceği olacak olan bir nesle imza atıyoruz. Bununda çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada hep konuşuyoruz. Ben tabiki İzmir Demokratik Anneler Dayanışma Derneği Başkanı Zerrin Hanım’a davet ettiği için çok teşekkür ediyorum. Ben Türkiye’de kadın çocuk ve eğitimin çok arka planda kaldığını düşünüyorum. Hele ki İzmir’de kadının adı yok ise Hiçbir yerde olamayacağını düşünüyorum. Bu nedenle kadın eğitimiyle ilgili STK’lara çok ciddi görev düştüğünü ve bunun bir ülke meselesi olduğunu düşünüyorum. Eğer kadınları eğitmezsek ne bu şiddete, ne bu tacizi engelleyemeyeceğiz ve kadınlarımız hiçbir yere gelemeyecektir diye düşünüyorum. Bu nedenle tüm STK’ların ve tüm siyasi büyüklerimizin İzmir’de bir hareket başlatıp kadınlara eğitim vermeye başlamasını, bunla birlikte toplumun değişmeye başlamasının önemine değinmemiz gerekiyor. Biraz önce başkanımızla görüştük ve mobbing ile ilgili bir derneğimizden bahsetti. İnanın tüm her şeyin temelinde kadın eğitimi yatıyor. Toplumun temel taşı olan kadın çocuklarımızı yetiştiriyor ve dolayısıyla kadın erkek hep kadının elinden geçiyor. Bu bir ülke meselesidir. STK’larla devletimiz omuz omuza çalışarak kadınlarımızı eğitmelidir ki, ileride toplumumuz daha çağdaş seviyelere ulaşabilsin. Bana böyle bir görev verilirse de her zaman bunun elçisi olacağıma söz veriyorum.