Reklam

BİR BABANIN FERYADI!

Uyuşturucu yüzünden oğlunu kaybeden Gültepe Esnaf Odası Başkanı Turan Toğul, madde bağımlılığı ve sonuçlarını anlattı.

BİR BABANIN FERYADI!

Uyuşturucu yüzünden oğlunu kaybeden Gültepe Esnaf Odası Başkanı Turan Toğul, madde bağımlılığı ve sonuçlarını anlattı.

BİR BABANIN FERYADI!
10 Eylül 2020 - 08:58

İzmir – Manisa yolunda 3 Haziran gecesi boş bir arazide cesedi bulunan Mert Oğul’un (24) babası Gültepe Esnaf Odası Başkanı Turan Toğul uyuşturucuya karşı isyan etti.
Yetkililerden uyuşturucu kaynaklarının kurutulmasını talep ederken ‘bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın’ diye feryat eden acılı baba Turan Toğul, Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek’in hazırlayıp sunduğu Erkekçe programında, evladını bu illetten kurtarmak için çok mücadele ettiğini, ancak başarılı olamadığını da dile getirdi.
Gözü yaşlı acılı baba oğlunun, uyuşturucu satıcısı olduğunu, kendisinin uyuşturucu alıcıları tarafından anlaşmazlık sonucu infaz edildiğini anlattı. Baba Turan Oğul, “Defalarca kendisine bu işleri bırak dedim hatta kendim ihbar ettim; cezaevinde yattı ama bu illeti bırakmadı. Sonunda satıcı oldu. Oğlum keşke beni dinleseydi şuan hayatta olurdu. Benim ciğerim yandı, başkalarınınki yanmasın. Oğlumu planlayarak tasarlayarak bir hiç uğruna infaz ettiler. Buradan yetkililere sesleniyorum. Her yerde uyuşturucu satıcısı var. Artık önlem alınsın. Uyuşturucu yüzünden canlar gitmesin. Benim oğlum öldü, başka Mertler ölmesin" şeklinde konuştu”
Salih Erkek: Öncelikle Başkanım başınız sağ olsun. Ne diyeceğimi inanın bilmiyorum. Evladınız nasıl bu illetin içine girdi, nasıl bağımlısı oldu? Bu olay nasıl gerçekleşti? Biraz anlatabilir misiniz?
Turan Toğul: Öncelikle bu programı hazırladığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Bu kristal denen uyuşturucu madde PKK yoluyla ülkemize giren, insanı uyutmayan ve daima ayakta tutan kimyasal bir uyuşturucu madde. Bu uyuşturucuya bulaşanların hiçbir tedavisi yok. Biz bu uyuşturucunun oğlumuzun bulaştığının farkına varmadık. İçtiğinin farkındaydık ama hangi maddeyi kullandığının arkında bile değildik. Sonradan durdurmaya çalıştık ama gücümüz yetmedi. Bu madde baba ve anneden hatta herşeyden üstün çıktı. Hatta oğlumuz evliydi ve 2 tane çocuğumuz vardı ama hepsi öksüz kaldı. Oğlumuz Manisa yolunda koltuk altından vurularak hesaplı bir şekilde öldürüldü. Ne vaad ettiler, ne şekilde çağırdılar bilmiyoruz ama ‘3 tane mermi hazırladık bunları sana ve arkadaşlarına sıkacağız’ şeklinde tehditler sonrasında oğlumuzu öldürdüler. Manisa Cumhuriyet Savcılığı’na ve Manisa Emnyiyert Müdürlüğü’ne ben buradan seslenmek istiyorum. Bu işin araştırılması gerekiyor. Benim oğlum oraya ne eşkilde gitti, kimler neden çağırdı bunun araştırılması gerekiyor. Bu insanlar orada bilinen insanlar. Benim oğlum yakın mesafeden vuruldu. Başka bir yerde vurulup ıssız bir yere atıldığına inanıyoruz. Vurulduğu anda hastaneye götürülseydi bence kurtulma ihtimali vardı ama benim oğlumu başka yerde vurup oraya bıraktılar. Bunlar üzücü şeyler ama oğlumun eşi de uyuşturucunun peşinden 15 gün sonra gitti. İnanıyorum ki; karı koca uyuşturucu kullanıyorlardı. Sokakta 1 kedi veya köpek yavrusu için o kadar mücadele ederken bir anne çocuklarını nasıl bırakır gider anlayamıyoruz.

Salih Erkek: İşte uyuşturucunun nasıl bir bela olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Biz sokak hayvanı bile evladını asla bırakmaz. Bu kadın bu ana bu uyuşturucunun peşinden evlatlarını bırakıp gitmiş.
Turan Toğul: Bern çocukları bulunan tüm ailelere seslenmek istiyorum. Hemen ihbar edelim ve korkmayalım. Ben Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanımıza seslenmek istiyorum. Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nın müşterek çalışması ile bu uyuşturucu satıcılarına bir dur denilmesini istiyorum. Emniyet Müdürlüğü’nde birer savcılık birimlerinin kurulmasını istiyoruz. Çünkü polisimiz savcının izni olmadan hareket edemiyor. Savcılık izni çıkana kadar da o satıcı zaten kaçıyor. Narkotik timlerimize direkt ulaşılabilecek hatlar oluşturulması ve o hatlarda arayan vatandaşımızın telefon numaralarının çıkmamasını istiyoruz. Çünkü vatandaşlarımız duyarlı davranmak istese bile başına gelecek herhangi bir sıkıntıdan korkuyor. Bu işin biran önce çözülmesi ve başka gençlerimizin zehirlenmemesini istiyoruz. 140 bin üstünde bu uyuşturucu maddenin kullanıcısı var. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı’na da büyük işler düşüyor. Emniyetimizin ve hastanelerimizde vatandaşa güven verecek birimlerimizin kurulması gerekiyor. Vatandaş ihbar ettiği zaman diğer tarafla ihbarcı vatandaşımızın yüzyüze gelmemesi gerekiyor. Ben oğlumu kaybettim, bundan sonra başıma ne gelirse gelsin benim umrumda değil. Ama başka canlar yanmasın istiyoruz.
Salih Erkek: İzmir İl Emniyet Müdürümüz Hüseyin Aşkın’ın bu konuda çok büyük hassasiyet gösterdiğine inanıyorum. Peki bunlarla ilgili emniyetiz ytetersiz mi kalıyor?
Turan TOĞUL:
Salih Bey bu insanları izlemek, takip etmek oldukça zor. Gültepe, Gürçeşme ve Tepecik bölgesine bakalım. Sokakta bu insanlar bu tür maddeleri satıyor. Bu madde kentimize Van’dan geliyor. Bunları satanları herkes biliyor. Bunu satan ve içen insanlar çevresine her türlü zararı verebilir. Çünkü buna bağımlı olup içmeyen insanda titreme başlar. Bu madde önce beyini sonra ciğerleri bitiyor. Böbreğe geldiğinde ise tedavisi yok. Ben anne babamlara dikkat etmesi tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Çocuklarınızın eli ayağı titriyorsa bu anlamda hemen harekete geçirin. Anne babalar ve ülkemizi yönetenlerden rica ediyorum. Bakın oğlumu öldürenlerden birisi nasıl yakalandı biliyor musunuz? Polisimiz savcıya rica etti bu adamın aranması var acilen yakalanması lazım diye. Savcımız kendi insiyatifini kullanarak tamam dedi ve elde evrak bile yokken o kişi polis tarafından alındı. Evinden 16 paket satışa hazır madde ve kapısında 1 avuç sentetik uyuşturucu ile yakalandı. O savcımız insiyafini kullanmamış olsaydı belki oğlumu zehirleyen, öldüren kişi hala sokakta geziyor olacaktı.

Mert Toğul

Salih ERKEK: Başkanım çok merak ediyorum ama bu gençlerimiz bu tuzağa nasıl düşüyorlar?
Turan Toğul: Bu insanlar öncelikle çok lüks rezistanslarda evler tutuyorlar. 15-16 veya 17-18 yaşında genç kızlarımızı bu bataklığa zenginlik ve para vaad ederek düşürüyorlar. Kiralık arabalarla bu genç kızlarımızı tavladıkları erkekleri bu evlere davet ediyorlar. Rezistanslarda o kızlar 3-5 gün o evlerde o erkeklerle kalıyorlar ve uyuşturucuya orada bulaştırıyorlar. Genç kızlarımızı kullanarak gençlerimizi erkeklerimizi sentetik maddeye düşürüyorlar. Gençlerimizi alıştırıyorlar. Gramı 400 TL’den satıyorlar ve çok atik olan gençlerimizin altına kiralık araba veriyorlar, atik olmayanları ise uyuşturucu bağımlısı olarak hayatlarına devam ettiriyorlar. Atik olmayan insanlar ise anne babasından geliri yoksa başka yollardan para elde etmeye çalışıyor o maddeyi satın almak için. Önce genç kızları bulaştırıyorlar, o genç kızları da sonrasında erkeklerin üzerine salıyorlar.
Salih ERKEK: Allah bunu yurdumuzu sokanlar başka olmak üzere tüm bu gençlerimizi zehirleyenlerin belalarını versin. Şimdi bu konuşmalarınızı lütfen kaydedin ve insanları uyandırın. Canı yanmış bir baba yanımızda var. Bu baba evladını kaybediyor ve o kaybettiği oğlunun eşi 2 çocuğunu bırakıp bu uyuşturucu belası yüzünden kaçıp gidiyor. Sokak hayvanı bile evladını bırakıp gitmez. Peki Turan Bey gelin hanım nerede?
Turan Toğul: Bu gelin hanım benim evladım öldükten sonra çocukları kuzenine bırakıyor ve gidiş o gidiş. Kendisi bulunamayınca anne babasına ulaştık ve karakola başına bir şey geldi düşüncesiyle kayıp ilanı verdirttik. Çünkü bu uyuşturucu satıcılarının tüm isimlerini kendisi bana vermişti. Bende gidip kendisinin verdiği tüm adresleri ve kişileri gördüm. Altlardan son model arabalar ve son moda evler var. Hatta dışarıda gördüğünüzde bu maddeye karşı çıkıp en önce bayrak sallayan kişiler. O kişileri araştırdığımızda ise bu maddenin ticaretini yapan insanlar olduğunu görüyorsunuz. Ben bu işin böyle bir şey olduğunu bilseydim oğlumun ayaklarını döve döve kırar ve evde yatırtırdım. Hatta ona da yıllarca ben bakardım. Bu iş o kadar lanet bir iş ki yaşamadan tam olarak anlayamazsınız. İnşallah hiçbir anne ve baba da benim yaşadığımı yaşamaz.
Salih Erkek: Ben bu konuyu oldukça da fazla araştırdım. Bu madde Amerika menşeili ve oradan geldiğini öğrendim. İnsanların beyinleri çürütmek için bunu yapıyorlar ve tüm Dünya’nın gözü ülkemizin üstünde. Yurdumuzun geleceği olan gençlerimizin beynini yıkamaya ve yok etmeye çalışıyorlar.
Turan TOĞUL: Bakın Salih Bey kentimizde 3 tane büyük üniversite var. Bornova-Buca ve Narlıdere’de. Araştırıp bakılmalı. Zaten daha öncede bunla ilgili olarak İzmir polisimizle birlikte büyük bir temizleme yapmıştık, inanıyorum ki; yine yapılacaktır. Sitelerde kiralanan evler kimler tarafından kiralanıyor, kiralanan araçlar kimler tarafından kiralanıyor bunlar araştırılmalı. Benim oğlumu vuran da kiralık araçla gelmiş, benim oğlum da oraya kiralık araçla gitmiş. Olmayan insanlar oğlum öldükten sonra piyasaya çıktı. Devletin birimlerinden araştırdık ve bu birimlerden öğrendik bu olayları. Üniversitedeki hocalarımızdan rica ediyoruz, bu iş araştırılmalı. Ham maddesi nereden geliyor, nasıl ülkemize giriyor, hangi yollar kullanılıyor detaylı bir araştırma yapılması gerekiyor.
Salih ERKEK: Başkanım son olarak neler söylemek istersiniz?
Turan TOĞUL: Parti genel başkanları ve grup başkan vekillerine seslenmek istiyorum. Gençlik elden gidiyor sizler hala koltuk kavgasındasınız. Lütfen bir araya gelin çıkartacaksanız bu yasaları çıkartın ve bunların önünü lütfen kesin. İdamsa idam da çıksın ama gençlerimiz elden gidiyor. Adamın biri 1 kilo uyuşturucu ile yakalanıyor, atıyorsunuz hapse 20 yıl ceza veriyorsunuz, sonra afla dışarı çıkıyor. Fakat o 1 kilo uyuşturucuyla kimleri öldürdü, kimleri zehirledi arkası araştırılmıyor. Ayrıca İzmir için 2 tane ANATEM servisi yeterli değil. Sağlık Bakanlığı’nın buna da el atması gerekiyor. Bu ülkenin geleceği gençlerimiz için bir şey yapılması gerekiyor.
Salih ERKEK: Başkanım tekrardan başınız sağ olsun. Sayın İzmir Valimize, İzmir İl Emniyet Müdürümüze, Büyükşehir Belediye Başkanımıza seslenmek istiyorum. Lütfen bu gençlerimize sahip çıkın. Siz vatandaşlarımız gördüklerinde ihbar etsinler. Kimse kimseden korkmasın. Yarın kendi çocuğunuza bu illetin bulaşabileceğini düşünün. Her zaman dediğim gibi herşey yurdum ve yurdumun insanları için.