İzmir Büyükşehir Belediyesinde 6000 çalışanı ilgilendiren toplu sözleşme de işveren tarafın yemek ile ilgili bir çalışma başlatmaması üzerine Tüm Yerel sen Sendikası İzmir 1 No.lu Şubesi ve belediye emekçileri Belediye sarayı önünde bir basın açıklaması yaptı ve İBB'ye bu konuda çalışma yapması için süre verdi.
"BU SÖZLEŞMEYİ KAFAMIZA GÖRE YAPMADIK"
Tüm Yerel Sen 1 No.lu Şube başkanı Dr. Hakan Kıran'ın yaptığı basın açıklamasında, 31 Mart'a kadar ciddi bir adım atılmaz ise belediye sarayı önünde yemek yardımı yapılıncaya kadar yemek çadırı kuracaklarını söyledi.
Kıran ayrıca “Biz İzmirli hemşerilerimiz için çalışan İzmir Büyükşehir Belediyesi ailesinin birer üyesi, belediye emekçileriyiz. Yangını söndüren biz. Köprü, yol ve kaldırımları yapan biz. Suyu getiren biz. Hastalara bakan biz. Defin ve ulaşım işlevlerini gören biz. İşportayı engelleyen biz. Kısacası; tüm İzmir’de yaşayan vatandaşlarımıza doğumundan ölümüne kadar hizmet verenler biz belediye emekçileriyiz. Gerekirse bu uğurda yaralanana can veren de biziz.
14 Ocak 2016 tarihinde Tüm Yerel Sen olarak Büyükşehir Belediyesindeki yaklaşık 6 bin memur emekçisi adına yetkili sendika sıfatıyla bir toplu sözleşme imzaladık. Bu sözleşmeyi imzalamadan önce işveren ve sendikamızın yer aldığı komisyonda toplantılar yaptık. Bu komisyonda işveren tarafı olarak Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, İZSU- ESHOT Genel Müdür Yardımcıları ile ilgili bürokratlar da vardı. Sonuç olarak bu sözleşmeyi biz kafamıza göre yapmadık. Komisyonda sözleşme maddeleri üzerine tek tek konuştuk. Üzerinde konuştuğumuz ve anlaştığımız maddeleri yazıya dökerek sözleşmeyi karşılıklı olarak imzaladık" şeklinde ifadelere yer verdi.
"İZMİR BELEDİYELERİ İÇİNDE EN ÇOK MAĞDUR OLAN BÜYÜKŞEHİR MEMURLARIDIR"
Toplu sözleşmelerini İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte tüm belediye bürokratlarının imzasının da bulunduğunu kaydeden Kıran, "İmzaladığımız bu sözleşmenin içerisinde anlaştığımız konulardan birisi de 19. Madde'de yer alan yemek yardımıdır. Biz bu maddeye istinaden belediye bürokratlarıyla bugüne gelinceye kadar yemek ihale sürecinin bir an önce başlatılması için defalarca görüştük. Ancak sözleşme imza tarihi olan 14 Ocak’tan bu yana, yaklaşık 2 aydır, belediye bürokrasisi süreci bugün yarın diyerek ötelemiş olup, bu konuda herhangi bir adım atmamıştır.
Kaldı ki biz lütuf değil hakkımızı istiyoruz! 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre de çalışanlara yemek yardımı yapılması zaten yasal bir zorunluluktur. Yani belediye bürokrasisi hem yasal anlamda vermesi gereken yemek yardımını vermiyor. Hem de kendi imzasının arkasında durmayarak sözleşmede yer alan yemek yardımını uygulamıyor.
Zaten şu anda İzmir belediyeleri içinde en çok mağdur olanlar büyükşehir belediyesi memurlarıdır. Diğer belediye emekçileri daha iyi ekonomik koşullara sahiptirler. Tüm bunlar herkes tarafından bilinmekteyken, çalışanların yasal hakkı olan yemek yardımının bile Büyükşehirde halen başlatılmamış olması memurların çalışma şevkini kırıyor. İş barışını ve huzurunu da bozuyor. Bizi bir belediye çalışanı olarak önemsemiyor iseniz, ailelerimizle birlikte 30 bin kişilik bir oy potansiyeline sahip bir seçmen olarak ta mı görmüyorsunuz?" şeklinde konuştu.
"HAKKIMIZI ALANA KADAR EYLEMİMİZE DEVAM EDECEĞİZ"
"Karşılıklı olarak görüştüğümüz ve üzerinde anlaşarak imzaladığımız sözleşmenin arkasında durun" diyen Kıran ihale sürecinin derhal başlamasını istedi. Kıran sözlerine şu şekilde sürdürdü: Mart ayı sonuna kadar, bu konuda bir işlem yapılmaz ise bu ayıp, sendikamızın ayıbı değil, imzasının arkasında durmayanların ayıbı olacaktır.

Yorumlar
Kalan Karakter: