Reklam

“ÇİFTE STANDARTA SON VERSİNLER”

Konak ve İzmir Büyükşehir AK Parti Belediye Meclis üyesi Hakan Yıldız’dan çok konuşulacak açıklamalar...

“ÇİFTE STANDARTA SON VERSİNLER”

Konak ve İzmir Büyükşehir AK Parti Belediye Meclis üyesi Hakan Yıldız’dan çok konuşulacak açıklamalar...

“ÇİFTE STANDARTA SON VERSİNLER”
17 Aralık 2019 - 18:27

Gazetem İzmir TV İmtiyaz Sahibi Salih Erkek'in hazırlayıp sunduğu ‘ERKEKÇE’ programının bu haftaki konuğu Konak ve İzmir Büyükşehir AK Parti Belediye Meclis üyesi Hakan Yıldız oldu.

Programda; Son günlerde gündemden düşmeyen ve ‘İzmir’in kalbine hançer’ olarak değerlendirilen Pasaport’taki Passtel AVM ve eski tütün depolarının bulunduğu 3 bin 532 metrekarelik alana inşa edilecek, 146 metre yüksekliğinde ve 42 kattan oluşacak Zorlu Konak projesi ve Konak Belediye Meclisi’nde tartışmalara neden olan Başkent Üniversitesi tarafından Konak Belediyesi’nden satın alınan ve 22 bin metrekare inşaat hakkı bulunan arsaya yeni düzenleme ile 55 bin metrekare inşaat hakkı verilmesi konuşuldu.

Yıldız, canlı yayında yaptığı açıklamasında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un Zorlu Holding ile Başkent Hastanesi konularının birbirine çok benzediğini ve bu iki inşaatla ilgili çifte standart uygulandığını iddia ederek, “Tunç Bey önce ‘yatırımcının önünü kapatmayalım’ dedi. Biz bunu meclise sunduk, değişti. Madem bir plan iptali gündeme geliyorsa bunu Başkent Hastanesi’nde de yapalım. Çifte standartı tartışalım. Bu çifte standarta son versinler” dedi.

Salih ERKEK: Öncelikle Hakan Yıldız kimdir? Kendinizi tanıtır mısınız?

Hakan YILDIZ: Öncelikle 1977 yılında Hollanda’da doğdum ve İzmir’de yaşıyorum. Siyasete AK Parti Gençlik Kolları’nda başladım. Ardından AK Parti’nin her kademesinde görev yaptım. Bir dönem Bayraklı’da Belediye Meclis üyeliği görevini yaptım. Sonrasında da partimizin ve halkımızın teveccühü ile hem Konak hem de Büyükşehir Belediye Meclisinde görev yapıyorum. Ticaretle uğraşıyorum. Gayrimenkul ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir grubun üst yöneticiliğini yapıyorum. Yönetim Kurulu üyesiyim ve aynı zamanda grupların koordinatörlüğünü yapıyorum. Zor bir mecradayız. Yıllardır biriktirdiğimiz mesleki birikim ve teknik bilgilerimizi siyasetle de birleştirerek kentin geleceği adına layıkıyla yapmaya çalışıyoruz.

Salih ERKEK: Vaktinizin kısıtlı olması nedeniyle bugün 3 maddeyi konuşacağız. Ben öncelikle Başkent Hastanesi’yle ilgili olarak Konak Belediye Meclisi’nin Aralık ayı ilk birleşimi oldukça tartışmalara neden oldu. Sizde burada söz alarak partinizin ve şahsınızın fikirlerini ortaya koydunuz. Bu konuya açıklık getirirmisiniz?

Hakan YILDIZ: Biz İzmir’de yaşıyoruz. Benim çok sevdiğim bir laf var. Geçmişi bilmeden geleceği inşaa edemeyiz. Bu kentte yaşıyoruz ve ben 42 yaşındayım. Çocuklarımızın geleceği için doğru adımlar atmamız gerekiyor. Açıkcası bir İzmirli olarak bu konu beni son derece rahatsız eden bir yerde duruyor. Demokrasiden özgürlükten insan haklarından ve hukukun üstünlüklerinden bahseden bir anlayışı ortaya koyan CHP’li arkadaşlarımız ne hikmetse bir kamunun zararı gündeme geldiğinde bu konudaki sessiz kalışları ve böyle bir tavır takınmaları bizleri oldukça rahatsız ediyor. Başkent Hastanesi bir vakfa ait hastane ve arsadır. Konak Belediyesi imar uygulamalarından gelen kanuni hakkından faydalanarak burada 22bin metre kare inşaat hakkı olan bir yerin 3’te 1 ortağı durumundaydı. İmar uygulamasından gelen bir haktı. Bu mülkiyet hakkıda tapu kayıtlarıyla da vardı. 2018 yılında Sema Pekdaş döneminde burası yine AK Parti’nin muhalefet şerri ile şatış kararı alındı. Bu 22 bin metre kare inşaat hakkı olan arsanın 3’te 1’lik hakkını o dönemde 18 milyon TL karşılığında biz sattık. Buraya kadar hiçbir problem yok. Asıl sıkıntı buradan sonra başlıyor. Sattıktan sonra aynı imar planında hiçbir değişiklik ve hiçbir düzenlemeye gidilmeden yan parseller emsal gösterilerek bir emsal artışına gidliyor. Peki burada ne oluyor? Kendi sattığımız arsayı, kendi belediyemiz eliyle 55 bin metre kareye çıkartıyoruz. Yani Konak’ın 22 bin metre karedeki hissesi 7bin 800 iken bu uygulama ile arsa bizde kalmış olsaydı 11 bin metre kare daha Konak’ın hakkını arttırıyoruz ancak biz sattıktan sonra tadilat yaparak imar artışı veriyoruz. Vatandaşlarımızın daha rahat anlaması için şöyle de söyleyebilirim. Bugün Pasaport'a yapılacak olan gökdeleni konuşuyoruz ya. O gökdelenin inşaatından daha fazla bir inşaat hakkını biz ilave olarak Başkent Hastanesi’ne veriyoruz. Bir de o günkü arsa değerleri ile konuşursak, Konak Belediyesi’nin 30 milyon TL daha net arsa satış zararı var. Bunu inşaat tekniğiyle de konuşursak, buraya yap-sat bir gayrimenkulcüye verip yaptırmış olsaydık bugünkü değerlerle 75-80 milyon TL’leri bulurdu ama bir hastanedir, hak sahibine verilebilir saygı duyuyoruz. Bizim AK Parti grubu olarak sormak istediğimiz şu. Madem bu plan tadilatı yapılabiliryordu da niye arsanın biz ortağı iken yapmadık. Velev ki bir önceki dönem bunu atladı, biz komisyonda sorduk, tartıştık. Kamu yararı var diyorlar, bir kamuyu zarara uğratarak kamu yararı diyemezsiniz. Başkent Hastanesi bir özel hastane. Şuan burayı herhangi bir şekilde satabilir mi satar. Buradaki durumda hiçbir hak talep de edemeyiz.

Salih ERKEK: Peki bunu neye yorumluyorsunuz?

Hakan YILDIZ: Açıkcası o gün mecliste de çok tartışıldı. Aynı mecliste bir durumda gerçekleşti. Sayın Başkan hem gökdelen tartışmasıyla meclise başladı ve içimize sinmiyor dedi. Bende grup adına söz alarak, ‘Evet İzmir’in gündeminde 250 metrelik bir gökdelen olması bizimde içimize sinmiyor ama asıl içimize sinmeyen bir rantın sağlanması’ dedik. Bunu kendisi ‘Ben yatırımcıya engel olamam’ dedi. Şimdi bakıyoruz ruhsatı kestiğimiz, planları verdiğimiz, ruhsat harcırahı aldığımız yatırımcının önünü kesiyor. Bunun cevabı bende değil sayın başkan Abdül Batur ve meclis üyelerinde. Bakın koskoca Konak’ın, İzmir’in merkez ilçesinin kanuni bir zorunluluk olmasına rağmen bir kadın sığınma evi yok dedik. Bu hastaneyi yapacak olanlar merkez ilçemize bir kadın sığınma evi yapsın ve bağışlasın. Bizde vatandaşlarımıza kamu zararı bu şekilde telafi edilsin dedik, oda yok.

Salih ERKEK: Sayın Başkan Abdül Batur, ‘İçime Sinmiyor’ diyor. Fakat zamanında Sayın Başkan buraya onay vermiş. Peki bu nasıl bir çelişki. 2018 yılında da aynı şekilde onay vermiş. Narlıdere’de 16 kat verdi, ne içine sinmiyor?

Hakan YILDIZ: Anladığım kadarıyla burada içine sinmediği bir durumu düzeltmeye gidecekler. Tunç Bey önce ‘yatırımcının önünü kapatmayalım’ dedi. Biz bunu meclise sunduk, değişti. Madem bir plan iptali gündeme geliyorsa bunu Başkent Hastanesi’nde de yapalım. Çifte standartı tartışalım. Bu çifte standarta son versinler.

Salih ERKEK: Tunç Bey anladığımız kadarıyla bir karar verilmesi gerektiğinde anında karar veriyor ve sonrasında araştırıyor ve memleket faydasınaysa devam ediyor. Değilse anında elini ayağını çekiyor. Bakın Kadifekale olayı var. 15 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Aziz Kocaoğlu bir çivi çakmadı, şahsım ve Ticaret Odası olarak tarihi bölgemizi İzmir’e kazandırdık. Kalktı Kocaoğlu tuvaleti bile kapattı. Tunç Soyer gelir gelmez Allah razı olsun hemen o bölgede Pazar kurdurttu ve o bögleyi hareketlendirdi. Yani Tunç Bey yanlış bildiği bir şey varsa babası da olsa vazgeçer.

Hakan Yıldız: O zaman şöyle demesi gerekiyor. Evet ben o gün öyle bir açıklama yaptım, sonradan konunun derinlemesine bir araştırmasını yaptım, bunun böyle olmadığını gördüm demeli. Bakın ben meclis üyesiyim. Ben mecliste çıkar konuşur ve siyaset yapabilirim fakat belediye başkanlarımızın siyaset yapma alanları çok dardır. Çünkü bu kentin tamamından sorumludur. Dediği şeyi demedim demesi bence yanlıştır. Ben Tunç Bey’in niyetinde veya samimiyetine bir şey demiyorum. Ancak 8 aylık meclis maratonumuzda gördüğümüz bir durum var. Sayın Başkan bir açıklama yapıyor ve sonrasında meclise konu geldiğinde söylemediğini söylüyor. Bakın kendilerinin oturduğu makamlar doğruyu söyleme makamlarıdır. Halkı yanıltma makamı değildir. Gazetelerde boy boy Zorlu’nun olmayan projesinin yüksekliği konuşuluyor konuyu araştırdığımızda o projenin olmadığını görüyoruz. Bir gazeteci konuyu öyle sunmuş olabilir. Siz belediye başkanısınız elinizde belgeler var. Projeler var. Hilton Oteli’nden 4 metre yüksek olan bir yapıyı tartışmak başkadır, bunu da tartışabiliriz sıkıntı yok. Elinizde olmayan bir projeyi resmi sitelerde yayınlamak da bir çelişki değil midir? Keşke Tunç Başkan eline çalı süpürgesi alarak o bölgeyi derleyemeyeceğinin farkına varabilse. Bakın İzmir’in Konak ilçesinin kentsel dönüşüm sorunu Konak Belediyesi’nin sorunu değildir. Büyükşehir Belediyesi’nin sorunudur. Buraları düzenlememiz gerekiyor. Bakın İzmir’in kamuoyunun tartışması gereken bir konuda bu. Bir yanlış varsa bunu hep birlikte düzeltelim. Siz 2018’de plana evet diyeceksiniz geçtim bunları meclis kararıdır diyebilirsiniz. Başkanın talihsizliği dün evet dediği plana hayır demek zorundadır. Buda olabilir ancak siz buradan 2800 metre kare terk alacaksınız, binaları yıktıracaksınız, ruhsatları kestireceksiniz, vatandaştan ruhsat harcını alacaksınız, ondan sonra diyeceksiniz ki ben bu planı değiştiririm. Değiştirelim, gelin tartışalım; aynı meclise de sordum. İçinize sinmiyor, benim içime daha çok sinmeyenler var. Siz Konak Belediyesi’nin hissedar olduğu bir arsayı geçmiş dönem satmışsınız, bu Abdül Başkan’ın kabahati değil ancak onun yeni planını onaylamak Abdül Batur’un kabahatidir. Niye Zorlu’da ruhsat iptaline kadar gidiyorsunuz? Bunun yarın doğacak tazminatları da var. Size hak vermiş, ortada yürütmeyi durdurma almış bir dava yok. Doğal olarak bir plan iptali gerekçesi sunmanız gerekir. Doğal olarak kişinin doğacak zararından her metre karesi için bir dava gündeme gelecektir. Bunun tazminatını ilgili meclis ve belediye ödemek zorunda kalır. Umarım Büyükşehir o desteği verecektir. Bide bunun tartışmaları var. Şimdi siz bunu kent kimliği açısından bakarak cesurca ben bunun altından kalkarım duygusuyla şovenist bir yaklaşımda kabul ediyorum dersiniz, Dünya Ticaret Merkezi 78 kat aslanlar gibi geliyor bunda da düzenlemeye gidelim. Gelin Başkent Hastanesi’nde ilave verdiğiniz ve kamu yararı diye ortaya attığınız Zorlu’dan daha fazla inşaat hakkı verdiğiniz imar tadilatını da iptal edelim. Sormak istiyorum; ne farkı var? Biz orada da sorduk, bu hastanenin yatak sayısı mı yetersiz, bu hastane Konak’a bir değer katacak mı? Konaklı çocuklar mı çalışacak? Bir yere bir bağış mı yapıyorlar? Bize verdikleri cevap, ‘biz bu soruları soramayız’. Evet doğru. Soramayabilirsiniz ama aynı soruların benzerini Zorlu’ya neden soruyorsunuz o zaman? Bu çelişkiler son bulmalı. Bu kenti bu hale bu anlayış getirdi. Bu kentin önünü bu şekilde kapatıyorlar. Bakın mesela Mimarlar Odası gökdelen ile ilgili açıklama yaptı. Doğrudur, saygı duyarım. Peki nerede Başkent Hastanesi ile ilgili açıklaması?

Salih ERKEK: Başkent Hastanesi kime ait?

Hakan YILDIZ: Başkent Üniversitesi ve Hastanesi CHP’li eski Milletvekili Mehmet Haberal ve ailesine ait. Bunun cevabını ben vermeyeceğim. Bunun cevabını bu kararı verenler niye verdiğini anlatacak. Ben muhalefet partisi olarak soru sorma hakkımı kullanarak soruyorum.

Salih ERKEK: Belediyenin şimdi burada ne kadar zararı var?

Hakan YILDIZ: Belediye bugün bu şekilde bu arsayı satsaydı ilave 30 milyon TL’ye yakın bir bedel daha alacaktı. Acı olan şudur, Konak Belediyesi bugün 460 milyon TL bütçesini geçirdi. Yatırımlara ayırdığı para 30-35 milyon TL.

Salih ERKEK: Peki, Konak Belediye Başkanının 9 aylık süreçte performansa dayalı çalışmaları nasıl?

Hakan YILDIZ: Geçtiğimiz gün başkan 100 günlük performansını açıkladı. Bende o mecliste de söz aldım ve 100 günü masaya yatırdığımızda sayın başkan 3 tane parkı yeniledik diye bir açıklama yaptı. Ama bu 3 parkı Sema Hanım bitirmiş ve açılışını yapmış. Yani Abdül Bey Narlıdere’den geldiğinden dolayı tam bilgi aktarmıyorlar sanırım. Bu rapora yazılmış olan 3 parkın 2 tanesini seçimden önce Sema Hanım yapmış ve bitirmiş teslim etmiş bunu biz yaptık diye yazmışlar. Bunların performansları bu. Bunu kendi web sitelerinde yayınlamışlar. Şimdi şeffaf belediyecilik diye ilan etmişler. Meclis toplantılarının canlı yayın yapılması şeffaf belediyecilik olmuyor. 30 milyon zararı engellemeyip, halkın parasına sahip çıkarsan şeffaf belediyecilik yapmış olursun. Zaten halka açık yapman lazım.

Salih ERKEK: Keşke CHP’li İmar Komisyonu Başkanı da burada olsaydı siz de burada olsaydınız ve ortak bir yayın yapabilseydik. Fakat il başkanlarına bile ulaşamıyoruz ki.

Hakan YILDIZ: Ben CHP’li arkadaşların içerisinde de en az bizim kadar bu konuya hassasiyet gösteren arkadaşlar olduklarına inanıyorum. Ama bir kültürün değişmesi lazım. Biz bu konuları komisyonlarda da tartışıyoruz. Zaten komisyonlarda yaptığımız tartışmalar sonrasında bir çok konularda oy birliğiyle kararlar almamızı sağlıyor. Ama kenti yönetme kültüründe zihinsel bir değişikliğe ihtiyaç var.

Salih ERKEK: İzmir halkına son olarak neler söylemek istersiniz?

Hakan YILDIZ: Biz AK Parti grubu olarak İzmir’de yapıcı bir görüş ortaya koyuyoruz. Milletvekillerimiz ve il başkanımız bu konularda da samimi bir irade ortaya koyuyorlar. Ama bir taraftan da bizim üzüldüğümüz bir konu var. CHP’li arkadaşlarımızın da bizim yaptığımız bu eleştirileri dikkate almaları gerekiyor. O eleştiriler nezdinde düzeltmeleri yapmaları lazım. Çünkü biz bu kentte yaşıyoruz ve bunları göz ardı etmemeleri gerekiyor.

Salih ERKEK: Hakan Bey samimi açıklamalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.

Hakan YILDIZ: Ben de misafirperverliğinizden dolayı size ve ekibinize teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.