Avukat Gizem Işıktaş, dava açmanın karışık bir süreç olmadığını, ancak önce bir avukattan yardım alınmasının hata riskini ortadan kaldırdığını söyledi. Işıktaş, "Her meslek dalında çürük elma vardır ve olacaktır ama bir kişiyi görüp, yüzlerce kişiyi yargılamak, 'Avukatların hepsi böyle' gibi söylemlerde bulunup meslektekilerin tamamına yakıştırmak bence çok yanlış" dedi.
AİLEDEKİ İLK HUKUKÇU
Vatandaşların dilekçe yazdırmak için çoğu zaman avukata gitmek yerine arzuhalcilere başvurabildiğini, ancak sonrasında geri dönüşü olmayan hak kayıplarına uğrayabildiğini söyleyen Işıktaş, "Dava dilekçesi dava sürecinde en önemli araçlardan biridir. Dava açılmasına neden olan olayın detaylı ve eksiksiz anlatılması gerekir. Dilekçeyi yazan, duruşmada tanıklık yapacak kişiyi belirtmediğinde bunun geri dönüşü de olmuyor" diye konuştu.
HİTABET VE ZEKA
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Gizem Işıktaş, meslek tercihinin lise yıllarında şekillendiğini belirterek, "Aileler genelde küçük yaşta çocuklarını 'Benim oğlum doktor olacak, kızım öğretmen olacak' diye yönlendirirler ama benim ailem bunu yapmadı. Sadece çalışma ve okuma disiplinini aşıladılar ve meslek seçimini bana bıraktılar. Lise sona doğru kararımı verdim. Okumayı seviyordum ve okudukça da bana en uygun mesleğin hukuk olduğunu keşfettim. Ailemdeki ilk hukukçu olarak da mesleği gururla sürdürüyorum" diye konuştu. İyi bir hukukçunun her zaman iyi bir avukat olduğu anlamına gelmediğine de dikkat çeken Işıktaş, "Hukuku çok iyi bilmek, iyi bir avukat olmaya yetmiyor. İyi bir avukatın, hitabetinin ve karakterinin çok güçlü olması ve en önemlisi pratik zekasını en iyi şekilde kullanabilmesi gerekiyor" dedi. Işıktaş, fakültedeki ilk yıllarında hakim olmayı hedeflediğini ancak sonraki süreçte bir kurum ya da kişiye bağlı çalışmak istemediği için kendi ofisini açıp avukatlık alanında ilerlemeyi tercih ettiğini söyledi.
"ÇOK KİTAP OKUSUNLAR"
Hukuk fakültesini seçeceklere çok kitap okumaları ve asgari ölçüde de olsa her alanda bilgi sahibi olmaları tavsiyesinde bulunan Işıktaş, "Çünkü avukatlık sadece hukuk demek değil. Yaşadığınız toplumdaki her şeyi ilgilendiriyor. Avukatların insan psikolojisinden, beden dilinden de çok iyi anlamaları gerekiyor" dedi.
"ERKEKLERLE EŞİTİZ"
Kadın avukatların erkek avukatlara göre dezavantajlı ya da avantajlı olmadığına da değinen Işıktaş, "Başta cinsiyet ayrımı yapmak zaten yanlış.
Biz kadınlar yeterli bireyleriz. Erkek avukatlar ne kadar hırslı ve azimliyse biz kadın avukatlar da aynı şekilde hırslı ve azimliyiz. 'Aa bu kadın avukat hiçbir şey bilmiyor' demek çok yanlış. Türkiye'deki bu ataerkil mantığının artık değişmesi gerektiğini düşünüyorum. En kültürlü insandan, eğitim seviyesi en düşük insana kadar bu tür tavırlarla karşılaşıyoruz. Bu şekilde düşünüp, hareket etmesinler" dedi.
"HEMEN PARA MI İSTENİR!"
Avukatların parayı bilgisinden kazandığını, avukatlar danışma ücreti istediğinde bazı vatandaşların buna hiç saygı göstermediğini savunan Işıktaş, "Biz avukatlar parayı bilgimizden kazanıyoruz. Avukatın emeği bilgisidir. Ama insanlar 'Ne olacak ki bilgi vereceksin sadece. Hemen para mı istenir?' diyebiliyorlar.
Bu konuda bizlere saygı gösterilmesini istiyorum. Mesela hasta özel bir hastanede doktora 5 dakika da olsa muayene olduğunda hiçbir sorun çıkartmadan muayene ücretini ödüyor. Sonuçta doktorda orada sizinle bilgisini paylaşıyor. Ama ben burada bilgimi verince neden paragöz oluyorum?
Öğretmenler mesela özel ders veriyor. Bilgi aktarıyor ve karşılığında para alıyor. Her toplumda veya meslek dalında çürük elma vardır ve olacaktır ama bir kişiyi görüp, yüzlerce kişiyi yargılamak, bunu meslektekilerin tamamına yakıştırmak bence çok yanlış" diye konuştu.
"CEZAEVLERİNE GİTMEK ZORDU"
Özellikle ağır ceza ve iş davalarına baktığından bahseden Işıktaş, "Ağır ceza davalarında ilk başlarda cezaevine gitmek çok zor gelmişti ama sonra alışınca o zorluk da kalktı. Ama şöyle sıkıntıları olabiliyor. Mesela hafta sonu ailenizle bir yere gidiyorsunuz. Birden telefon geliyor ve çevrenizdeki insanları orada bırakıp gitmek zorunda kalabiliyorsunuz. Güzel tarafı ağır cezalarda davayı kazanmanız ve müvekkilinizin o mutluluğunu görmek her şeyi telafi edebiliyor. Onlarla sürekli görüştüğünüz için siz de aileden biri gibi oluyorsunuz" dedi.

Yorumlar
Kalan Karakter: