Suriye ile muhatap olmuyoruz.
Biliyorsunuz, Rusya'nın uçağını düşürdük. Adamların ellerinde pamuk hazır, bizi ne zaman gömerler onun planını yapıyorlar.
Amerika deseniz, “Türkiye müttefiğim” deyip Türkiye'nin düşmanlarına silah yardımı yapıyor.
İran'la limoniyiz. Zira biz Suudilerin tarafındayız.
Irak'tan Barzani'yi çıkarın, geri kalanın hepsi düşmanımız.
Yunanistan kendi derdinde, ekonomiyi kurtarırlarsa yine düşmanımız olma vasfını sağlamış olacaklar.
Rumlar, ha çıktı ha çıkacak diye denizin altını kazıp duruyor. Adam gibi petrol ve doğalgaz bulurlarsa başlarına ekşiyeceğiz.
Avrupa Birliği ile sıkıntılar had safhadaydı. “Maddi yükü birlikte kaldıracaksak, mültecileri salmayız” dedik. Bu sayede vize problemini aştık. Para mı? Neredeyse gelir.
Okyanus aşırı falan demeyin, Ekvator ile de sıkıntılarımız var...
Bunların bir çoğunu seçimlerin ardından yaşadık... 1 Kasım seçimleri sonrası iktidar, bilmem kaç yerde, bilmem kaç mücadelenin, yanlışın veya doğrunun içine girmişken kafanızı bir başka tarafa, CHP ve MHP'ye çeviriyorsunuz.
Komedi filmi...
Siyasi arenanın tüy sikletleri. Tek bir söz, kayda değer tek bir iş yok. Hadi MHP'yi anladık... Peki CHP'ye ne demeli?
Atatürk ile problemi olan şahsı ortaya çıkaracak gücü bile olmayan partiden neye karşı, kim için mücadele etmesini isteyeceğiz?
2019 gelir geçer. 2023 de öyle... 2027, 31, 34 gelse ne olur...
Kılıçdaroğlu “Ben buradayım” dedikçe, Erdoğan koltuğundan kalkmadıkça dünyanın en uzun süre iktidar olan partisi olmaya aday AKP.

Yorumlar
Kalan Karakter: