Beni tanıyanlar Nisan ayında yapılması planlanan referandumda oyumun renginin ne olacağını az çok bilir. Herhangi bir partinin sempatizanı olmadan, tamamen kendi anladığım kadarıyla 18 maddenin değerlendirmesini sandık başında yapacağım. Doğru olan da, sıradan bir seçimden ciddi farklarla ayrılan referandumda parti gözetmeden, geleceğimizi öz irademizle kurgulamamızdır.
Bugün anlatmak istediklerim biraz farklı şeyler...
Referandum öncesi piyasada dönen anketlerin (Daha önceki seçimlerde yapılan anketleri baz alarak) pek fazla gerçeği yansıtmadığını söylemek istiyorum. Elbetteki bir kaç firma son 10 yılda nokta atışları yaptı... Elbetteki bir kaçı, seçim sonuçlarını doğru tahmin etti. Fakat bugün her siyasi parti tarafından kullanılan kimi anket firmalarının, yine o siyasi parti lehine sonuç alma çabası gözlerden kaçmamalı.
Ağızlarda lastik olan “%55 Evet, %45 Hayır” veya “%55 Hayır, yüzde 45 Evet” tarzındaki anket çalışmalarının sonuçları etkilemeye yönelik olduğunu düşünüyorum. Zira piyasaya pompalanan sonuçların halkın üzerinde “Zaten evet çıkacakmış, ben de evet diyeyim” veya “Anketler söylüyor, kesinlikle anayasaya hayır çıkacak, ben de hayır derim öyleyse” etkisini yaratması amaçlanıyor.
Diyeceğim;
Türk halkının karakteristik yapılarının en dikkat çekicilerinden biridir. Biz, sadece birileri bizden istiyor diye, istenilen kişi olmayız. Bu seçim CHP'yi, AKP'yi veya MHP'yi oylama seçimi değildir. Türkiye'nin geleceğini tayin edecek önemli bir dönemeçtir. Herkes getiri ve götürelerini özgür iradeleriyle teraziye koymalı, kararını ona göre yapmalıdır. Türkiye böylesine önemli bir değişikliğe sadece AKP-MHP istedi diye “Evet” demez ve yine o Türkiye sadece CHP istedi diye anayasa değişikliğine “Hayır” oyu vermez.
Önce tartar, Türkiye için, Türk Milleti için, geleceği, demokrasisi ve özgürlükleri için vicdanı hangi gerçeği gösteriyorsa orada olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: