Reklam

Enkaz altında yaşadıklarını anlattı: Ses çıkarmak için vurduğum molozlar toz gibi dağılıyordu

Depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı enkazında 17 saat yaşam mücadelesi veren Kadri Karaman yaşadıklarını anlattı. Sesini duyurabilmek için boruya vurduğu molozların toz gibi dağıldığını söyleyen Karaman, “Ekipler bana ulaşmak için saatlerce uğraştı. Çünkü beton tamamen dağılmıştı” dedi.

Enkaz altında yaşadıklarını anlattı: Ses çıkarmak için vurduğum molozlar toz gibi dağılıyordu

Depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı enkazında 17 saat yaşam mücadelesi veren Kadri Karaman yaşadıklarını anlattı. Sesini duyurabilmek için boruya vurduğu molozların toz gibi dağıldığını söyleyen Karaman, “Ekipler bana ulaşmak için saatlerce uğraştı. Çünkü beton tamamen dağılmıştı” dedi.

Enkaz altında yaşadıklarını anlattı: Ses çıkarmak için vurduğum molozlar toz gibi dağılıyordu
08 Kasım 2020 - 12:07

İzmir merkez üssü Seferihisar açıkları olan 6.6 büyüklüğündeki depremle büyük bir yıkım yaşarken, Bayraklı ilçesinde çok sayıda bina yıkılarak 112 cana mezar oldu. Bu apartmanlardan biri de Manavkuyu semtindeki Rıza Bey Apartmanı’ydı… Yerle bir olan apartmanda 34 kişi yaşamını yitirdi. Arama kurtarma çalışmalarına Ayda Gezgin mucizesinin damga vurduğu enkazdan sağ olarak kurtarılan 19 kişi arasında apartmanda avukatlık ofisi bulunan ve depreme mesaide yakalanan Kadri Karaman da girdi. Kurtuluş sonrası geçirdiği ameliyatın ardından hastaneden taburcu edilen Karaman yaşadıklarını anlattı.

SIVALAR DÖKÜLDÜ, DUVARLAR PATLADI
Deprem esnasında Rıza Bey Apartmanı’nın üçüncü katında bulunan ofisinde olduğunu ve sarsıntı azaldıktan sonra binanın çökmeye başladığını söyleyen Kadri Karaman, “Deprem anında aynı ofisi paylaştığım iki avukat arkadaşım ve sekreterimiz ile birlikteydik. Düzce’deki depremi de yaşadığım için alışkındım ve ilk anda sakin kaldım. Sarsıntı artınca odamın giriş kapısına gittim. ‘Bina çökmez’ diye düşünüyordum ama çökerse ‘Kirişler beni korur belki’ dedim. Sarsıntı azaldıktan sonra bina çökmeye başladı. Birden alttan ‘güm’ diye bir ses geldi. Önce sıvalar döküldü, kapılar kırıldı, duvarlar patladı… Dedim gidiyoruz, bina çöküyor! Bir süre sonra kendimi kaybettim. Sonrasını çok hatırlamıyorum ama gözümü açtığımda her yer zifiri karanlıktı. Hiçbir şey görmüyordum. Kendim değil de eşim ve çocuklarım için endişeleniyordum. Acaba evimiz de yıkıldı mı diye düşündüm hep” dedi.

VURDUĞUM MOLOZLAR DAĞILIYORDU
Yıkılan apartman enkazında 17 saat boyunca hayatta kalma mücadelesi veren Karaman, “Enkaz altındayken sürekli ofisteki arkadaşlarıma seslendim isimleriyle. Ama hiçbirinden karşılık alamadım. Zaten ikisini kaybettik. Benim üzerime tavan çökmüştü, kolon ve kiriş arasında kalmıştım. Odamda değildim çünkü tanımda doğalgaz borusu vardı, Bina yıkılırken odamdan mutfağa savrulmuşum. Bilincim hep yerindeydi, kendime geldiğimde sol kolumun şiştiğini fark ettim. Ağrı da vardı ama kırıldığını düşünmemiştim. Çünkü parmaklarımı oynatabiliyordum. Sesimi duyurabilmek için saatlerce aatlerce ses verebilmek için elime geçen ne varsa birbirine vurdum. En son arama kurtarma ekiplerinin sesini duydum. Çok kısık sesle de olsa, ‘Kimse var mı?’ diye bağırıyorlardı. Cevap verdim, sesimi duydular ama bana ulaşmaları saatler sürdü. Çok uğraştılar. Çünkü beton tamamen dağılmıştı. Ses çıksın diye molozları elime alıp doğalgaz borusuna vuruyordum. Ama anında toz gibi dağılıyordu” ifadelerini kullandı.

BİR POŞET BULDUM, İDRARIMI BİRİKTİRDİM
Enkazda arama kurtarma ekiplerinin tuttuğu ışığı gördükten sonra kurtarılacağını anlayan Karaman, sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Enkaz altındayken kurtulamayacağımı düşündüğüm anlar oldu. Çünkü hiç ışık ve ses yoktu. Çok dibe çöktüğümü anlamıştım. Üzerimizde 5 kat olduğunu biliyordum. Bana ulaşamayacaklarını düşündüm. Ama asla pes etmedim, kendime moral vermeye çalıştım. Yaşamak ve direnmek için elimden geleni yaptım. Daha önce duyduğum bir bilgi vardı. Beni uzun süre bulamazlarsa diye bir poşet bulup idrarımı biriktirmeye başladım. Hayatta kalmak için idrarımı içecektim. Ama gerek kalmadı ve ekipler 17 saat sonra beni enkazdan çıkardı. Ekipler sesimi ilk duyduklarında gittiler ve uzun süre gelmediler. Acaba beni duymadılar mı diye endişe ettim. Telaşlandım ama genelde sakin kalmaya çalıştım. Ara ara ‘İyi misin?’ diye sorduklarında, ‘Beni merak etmeyin, siz çalışmanıza bakın’ diyordum. En son bir balyoz sesi duydum. Işık tuttular ve saatler sonra ışığı gördüm. İşte o an kurtulacağımı anladım. Şimdiye kadar bir şüphe duymamıştık apartmanın sağlamlığı hakkında. Yeni taşındığımızda zemin katta spor salonu vardı. Ancak bir süre sonra ayrıldılar. Daha sonra orası kuaför ve çiçekçi oldu. Ama kolon kesme olayını hiç duymadım.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)


YORUMLAR

  • 0 Yorum